205
12 eylül 2018 tarihinde toplanan kuruldur.
kulüp televizyonundan gece tekrarı verildi ve orada mustafa cengiz in konuşmasından itibaren izleme şansım oldu.
içerik açısından olduğu kadar yapılan kimi konuşmalar (u: ki burada konuşma kelimesi yerine doğru tabir "kesilen ahkamlar" olmalıdır.) açısından gayet üzücü olmuştur. belki de en uzun süren divan toplantılarından birisi olmuştur. (u: 00:00 da başladım izlemeye, tv başından kalktığımda saat sabaha karşı 03:00 civarıydı)
özetle: yönetimin bir yetki talebi var ve bunun büyük bir kısmını önceki yönetimlere verildiği şekilde kopyala yapıştır maddeler ile talep ediyorlar ve bazı yetkilerin aciliyetini belirttiler. söz alanların da büyük bir kısmı metinlerden şikayetçi oldular ve bunların sadeleştirilmesini talep ettiler.* üyelerin bazıları da olağan üstü kongre talep edildiğinden bu gündem maddelerinde değişiklik yapılamaz. gelin olağan üstü kongreyi bu talep ettiğiniz yetkilerde güncelleştirmeler yapıldıktan sonraya bırakın diye taleplerini belirttiler. mustafa cengiz tüm konuşmalar sonrasında kimsenin endişe etmemesi gerektiğini belirtti ve hukukçu üyelerimizden de fikir alacaklarını ve buna göre adım atacaklarını söyledi.
buraya kadar her şey normal gibi görünüyor. bir talebi var yönetimin ve buna yönelik yorumlar... endişeler makul aslında söz alan üyelerden birinin de dediği gibi "sütten de yoğurttan da dilimiz yandı artık dondurmayı üflemek istiyoruz." düşüncesi hakim olabilir fakat yaşına, bilgisine, kıdemine büyük saygı gösterilen bazı muhteremlerin öyle konuşmaları * çok rahatsız edici. ders verenleri öğrencilerine, şirketleri olanlar en alt kademedeki çalışanlarına dahi söylemekten imtina edecekleri cümleleri, sergilemeyecekleri tavırları galatasaray başkanına gösteremezler... kıdemi ne olursa olsun.
söyleyecek ve yazacak çok şey var ama yel değirmenleriyle savaşmak gibi bir şey...
kulüp televizyonundan gece tekrarı verildi ve orada mustafa cengiz in konuşmasından itibaren izleme şansım oldu.
içerik açısından olduğu kadar yapılan kimi konuşmalar (u: ki burada konuşma kelimesi yerine doğru tabir "kesilen ahkamlar" olmalıdır.) açısından gayet üzücü olmuştur. belki de en uzun süren divan toplantılarından birisi olmuştur. (u: 00:00 da başladım izlemeye, tv başından kalktığımda saat sabaha karşı 03:00 civarıydı)
özetle: yönetimin bir yetki talebi var ve bunun büyük bir kısmını önceki yönetimlere verildiği şekilde kopyala yapıştır maddeler ile talep ediyorlar ve bazı yetkilerin aciliyetini belirttiler. söz alanların da büyük bir kısmı metinlerden şikayetçi oldular ve bunların sadeleştirilmesini talep ettiler.* üyelerin bazıları da olağan üstü kongre talep edildiğinden bu gündem maddelerinde değişiklik yapılamaz. gelin olağan üstü kongreyi bu talep ettiğiniz yetkilerde güncelleştirmeler yapıldıktan sonraya bırakın diye taleplerini belirttiler. mustafa cengiz tüm konuşmalar sonrasında kimsenin endişe etmemesi gerektiğini belirtti ve hukukçu üyelerimizden de fikir alacaklarını ve buna göre adım atacaklarını söyledi.
buraya kadar her şey normal gibi görünüyor. bir talebi var yönetimin ve buna yönelik yorumlar... endişeler makul aslında söz alan üyelerden birinin de dediği gibi "sütten de yoğurttan da dilimiz yandı artık dondurmayı üflemek istiyoruz." düşüncesi hakim olabilir fakat yaşına, bilgisine, kıdemine büyük saygı gösterilen bazı muhteremlerin öyle konuşmaları * çok rahatsız edici. ders verenleri öğrencilerine, şirketleri olanlar en alt kademedeki çalışanlarına dahi söylemekten imtina edecekleri cümleleri, sergilemeyecekleri tavırları galatasaray başkanına gösteremezler... kıdemi ne olursa olsun.
söyleyecek ve yazacak çok şey var ama yel değirmenleriyle savaşmak gibi bir şey...