didier drogba

sevilmesinde isminin tabi ki avantajı vardı ama isminin büyüklüğü yüzünden hak etmediği kadar sevildiğini düşünmüyorum. bizde oynadığı ikinci sezonun son dönemi hariç gayet iyiydi drogba. kazandırdığı bir sürü maç sayarım. fener ile oynanan süper kupa finali, beşiktaş'ı olimpiyat'ta ikileyip taraftarı sahaya indirttiği maç, oyuna girer girmez çevirdiği akhisar deplasmanı, emirates cup'ta arsenal'e 2 tane sallayıp kendini rakibe bile alkışlattırdığı maç, sneijder'e indirdiği topla 1-0 kazandığımız juve zaferi, 1 gol 1 asistle bizi ipten aldığı deplasmandaki juve maçı vs. 1.5 sezonda onun kadar katkı verebilen çok az futbolcu olmuştur.
bana göre en büyük falsosu 13-14 sezonunun son dönemlerinde maç seçmesiydi. yıllarca formasını giyip bayrak adamı olduğu chelsea'ye karşı kendini kanıtlama çabasını anlayabiliyorum. bunu galatasaray'ı küçük görmek olarak algılamamak gerekir.
ayrıca gerek oynadığı dönemde kulüple ve kulübün değerleriyle bütünleşmesi, örneğin metin oktay duruşu, gerekse bizden ayrıldıktan sonra sosyal medya üzerinden desteğine devam etmesi bizimle kurduğu bağın kuvvetini gösterir. şahsen ben çok mutluyum kendisini bizim formamız altında izleyebildiğim için. özellikle sneijder'le onu aynı anda sahada görmek dosta güven, düşmana korkuydu.
sonuç olarak yaptıklarıyla galatasaray markasına dünya çapında katmadeğer sağlamıştır drogba, yolu iyi ki bizimle kesişmiştir.