resim
Ahmet Yılmaz Çalık
Mevki:Stoper
Doğum:26.02.1994
Ölüm:11.01.2022 (27)
Uyruk:Türkiye
  • 1179
    27 ağustos 2018 galatasaray alanyaspor maçı özelinde, savunma aksiyonlarına (fikrimce yeterli bir maç çıkardı kendisi) -maçın da farklı skoru sebebiyle- pek değinmek istemiyorum fakat hakkındaki; yine maç özelinde iyi iş çıkardığına kanaat getirildiği genel fikir -topla ileri çıkışları- üzerine konuşmak gerekirse; maçın tekrarını izleyecek olursanız ahmet'in topla çıkış anlarında belhanda'nın takip edilmesini öneririm; gerek ahmet'e yaptığı el hareketleri, gerekse o hareketler neticesinde ahmet'in sergilediklerinin boşa gitmemesi adına ne derece aklıyla hareket ettiği...

    belhanda; futbolun ne denli basit oynanması gerektiğinin yalnızca teaser'ını izletti zannımca. zira bunu genelde hep yapıyor fakat adamın üzerinde müthiş bir "bizzat, kendi taraftarı kara bulutu!" var (teaser'dan kastım yine bu maç başlığı altında düşünülsün isterim...)
    kendini rakibine saklayıp, ahmet'i yaklaştırıp, rakibini ahmet'e salıp boşa kaçarak top almak... basit. pas ver boşa kaç. karşına hikayeden bir pres gelince vur dribbling'i, rakibi eksilt, boşa kaçan arkadaşına pasını ver, tekrar boşa kaç. diğer takım arkadaşlarından da oyunu takip eden varsa şayet al sana seçenekler silsilesi... basit. olası. olması gereken.

    akıcı oyunun "genel" sebebinin belhanda oluşunun virvir'ini ahmet çalık başlığı altında değerlendirmemin sebebini; belhanda'nın "yalnızca" ahmet üzerindeki etkisinden hallice düşünürsek mutlu olurum.

    not: yukarıdaki "basit" kelimesinin entry'i içerisinde kullanımını ufakça açma gerekliliği hissettim yazarken; maalesef ülke öyle bir hal aldı ki; çok basit, olması gereken x bir şey gerçekleşince bile mevcut ülke gerçeğinden dolayı alkışlar hale geldik. en basit bir iyilik, misal; sokak hayvanlarına yardım, efendime söyleyeyim en akla gelebileceğinden; cüzdanını düşürmüş ve farkında olmayan birine hemen arkasındaki vatandaşın cüzdanını yerden alıp düşüren kişiye teslim etmesi vs. bunları alkışlar noktaya geldik. futbolla da tabii çok alakası var... yine en basitinden örnek; ota b*ka, yaptığının yanlış olduğunu bile bile itiraz eden futbolcular. bakın en basiti. semih kaya mesela bir maçta, topun kendisinden dışarı çıktığını ve hakemin yanlış karar verdiğini, doğrusunun kendi takımı aleyhine korner olması gerektiğini cüneyt isimli düdük çalan insana iletti ve birden efendilikten yerlere göklere sığdırılamadı...
    mevcut eğitim düzeyi, takımlar içerisindeki mevcut eğitim düzeyinden gereğini almış futbolcular, holigan taraftarlar, rant yakınlaşmaları, koltuk sevdaları, türkçeyi nasıl kullanması gerektiğinden bi' haber spikerler, yorumcular (laflarım tabii ki meclisten dışarı), tff, mhk vs. vs. uzar gider.

    hemen hemen hepimiz ülke dışında gerçekleşen spor müsabakalarını izliyor, tanık oluyoruz. gönül verdiğimiz renkler sarı kırmızı yerine atıyorum adanın mavi beyazı veya kırmızıları olsaydı eminim avuçlarımız patlayıncaya kadar alkışlıyor olurduk o basitliklerin gerçekleşişi sonrası alınan haz ile. o alkışların sebebineyse akıcı oyun derdik. o akıcı oyunun ortaya çıkmasındaki en önemli basitlikse -aktif dinlenmeler hariç- sürekli hareket halinde olan, rakibe saklanmayan, pas verip boşa kaçan, futbolun gerekliliği olan golü bulabilmek için rakip kaleye yüklenmenin gerekliliklerini bilen, oynadığı oyundan keyiflenen, gerektiğinde topu kaptırma olasılığı dahilinde risk alan futbolcu çoğunluğu, o risk alındığında amacın ne olduğunun farkında olan centilmen taraftar topluluğu, oyunun ırzına geçmeyen, akışı sağlayan hakem ortaklığı, tüm bunların yöneticileri vs. mutlaka perfect değil fakat şu an kendi takımımız adına "şampiyonlar liginin gerisindeyiz bu kadro ve oyun yapısıyla" diyorsak; yıllardır süregelen bi' acayip kafaların ürünü olduğumuzdan maalesef.

    27 ağustos 2018 galatasaray alanyaspor maçı'nda takımımızın, oynadığı futbolla, kendisini çok da zor durumlara düşürmediği savunma oyuncumuz.

    görev düştüğünde her zaman hazır olman dileği ile...

    edit: ekleme
App Store'dan indirin Google Play'den alın