159
2 senedir artık djokovic bitti diye yazılıp dururken ben sakatlık konusunda çok aceleci davrandığını ve en büyük sıkıntısının bu olduğunu söyleyip duruyordum. bir başkası için (bkz: stanislas wawrinka)
sakatlığı yüzünden kaybettiği formunu yakalayamadıkça daha agresif olmaya, bahaneler dolu demeçler vermeye başlamıştı. hatta bu demeçler yüzünden basında eşi ile arasının bozuk olması yüzünden oyununun gerilediği haberleri bile çıktı ve buna bir hayır bile diyemeyip eşinin bir kesim gerzek fanlarının hedefi haline getirdi. bu dönemde kaybettiği sadece maçlar değil aynı zamanda seyircilerle yaşadığı sık tartışmalar ciddi bir sempati kaybına da sebep oldu.
şimdi wimbledon 2018'i kazanarak tekrar o eski görüntüsüne döndüğü izlenimi verdi. bazı turnuvalar vardır işte sabırla beklenir ve tenisçiye tekrar ayağa kaldırır. tıpkı büyük sakatlık dönüşü roland garros'un rafael nadal'a ilaç olması, us open'ın juan martin del potro'yu tekrar tenise döndürmesi veya andy murray'nin avustralya açık'ı beklemesi gibi.
djokovic bu turnuvada asla yadsınamayacak başarısının yanında ciddi anlamda turnuvanın saçma oluşumundan ve yönetiminin verdiği kararlardan nemalanarak şampiyon olmuştur.
öncelikle dünya 21 numarası olmasına rağmen 12 numaralı seribaşı olması çok büyük avantaj getirmiştir. tenisi yakından takip edenler bilirler. ilk 16 içinde olmak 4. tura kadar ilk 16'dan birisi il3 eşleşmemek demektir. djokovic kendi sıralaması ile girmiş olsaydı 3. turda bir seribaşı ile oynayacaktı. onun dışında kurası nadal'a kadar (hatta nadal dahil) bu kortun avantaj sağladığı bir iyi servisçi ile onu karşılaştırmadı. nadal'a karşı zaten tek iyi rakip ile bile oynamadı.
nadal'ı yendi evet ama nadal öncesinde bu turnuvanım favorilerinden del potro'yu geriden gelerek 5 saat sonunda yenebilmiş ve ciddi efor sarfetmişken djokovic çok daha rahat yarı finale gelmişti.
ama asıl ve en büyük saçmalık adı açık olan bir turnuvada dışarısı çok sıcak olan bir günde çatıyı kapatarak nadal'a karşı oynatılmasıydı. tenisi takip edenler çok iyi bilir. nadal açık alan ile kapalı alan arasında çok farklı bir oyuncudur. keza djokovic de tam bir kapalı alan oyuncusudur. maçın ilk bölümü kapalı çatı altında oynandı evet ama bunun sebebi yağmur falan değildi. turnuvanın boktan uygulaması yüzünden 6.5 saat süren diğer yarı final maçı yüzündendi. çatının kapatılma sebebi ışıkların açılması yüzündendi. ertesi gün devam eden maçta "ee dün böyle başladık bugün de öyle devam edelim" demek saçmalıktan ve djokovic'e göz göre göre avantaj sağlamaya çalışmaktan başka bir şey değildi.
sonucunda da şampiyon oldu. kötü mü oldu? hayır. djokovic ve murray'nin şampiyonaya güçlü dönmesi izleyici açısından çok daha iyidir.
sakatlığı yüzünden kaybettiği formunu yakalayamadıkça daha agresif olmaya, bahaneler dolu demeçler vermeye başlamıştı. hatta bu demeçler yüzünden basında eşi ile arasının bozuk olması yüzünden oyununun gerilediği haberleri bile çıktı ve buna bir hayır bile diyemeyip eşinin bir kesim gerzek fanlarının hedefi haline getirdi. bu dönemde kaybettiği sadece maçlar değil aynı zamanda seyircilerle yaşadığı sık tartışmalar ciddi bir sempati kaybına da sebep oldu.
şimdi wimbledon 2018'i kazanarak tekrar o eski görüntüsüne döndüğü izlenimi verdi. bazı turnuvalar vardır işte sabırla beklenir ve tenisçiye tekrar ayağa kaldırır. tıpkı büyük sakatlık dönüşü roland garros'un rafael nadal'a ilaç olması, us open'ın juan martin del potro'yu tekrar tenise döndürmesi veya andy murray'nin avustralya açık'ı beklemesi gibi.
djokovic bu turnuvada asla yadsınamayacak başarısının yanında ciddi anlamda turnuvanın saçma oluşumundan ve yönetiminin verdiği kararlardan nemalanarak şampiyon olmuştur.
öncelikle dünya 21 numarası olmasına rağmen 12 numaralı seribaşı olması çok büyük avantaj getirmiştir. tenisi yakından takip edenler bilirler. ilk 16 içinde olmak 4. tura kadar ilk 16'dan birisi il3 eşleşmemek demektir. djokovic kendi sıralaması ile girmiş olsaydı 3. turda bir seribaşı ile oynayacaktı. onun dışında kurası nadal'a kadar (hatta nadal dahil) bu kortun avantaj sağladığı bir iyi servisçi ile onu karşılaştırmadı. nadal'a karşı zaten tek iyi rakip ile bile oynamadı.
nadal'ı yendi evet ama nadal öncesinde bu turnuvanım favorilerinden del potro'yu geriden gelerek 5 saat sonunda yenebilmiş ve ciddi efor sarfetmişken djokovic çok daha rahat yarı finale gelmişti.
ama asıl ve en büyük saçmalık adı açık olan bir turnuvada dışarısı çok sıcak olan bir günde çatıyı kapatarak nadal'a karşı oynatılmasıydı. tenisi takip edenler çok iyi bilir. nadal açık alan ile kapalı alan arasında çok farklı bir oyuncudur. keza djokovic de tam bir kapalı alan oyuncusudur. maçın ilk bölümü kapalı çatı altında oynandı evet ama bunun sebebi yağmur falan değildi. turnuvanın boktan uygulaması yüzünden 6.5 saat süren diğer yarı final maçı yüzündendi. çatının kapatılma sebebi ışıkların açılması yüzündendi. ertesi gün devam eden maçta "ee dün böyle başladık bugün de öyle devam edelim" demek saçmalıktan ve djokovic'e göz göre göre avantaj sağlamaya çalışmaktan başka bir şey değildi.
sonucunda da şampiyon oldu. kötü mü oldu? hayır. djokovic ve murray'nin şampiyonaya güçlü dönmesi izleyici açısından çok daha iyidir.