• 23
    tenis sporunun en prestijli ama en leş organizasyonu. özellikle bu sene yaptıkları/yapmadıklarıyla bu leşliği iyice perçinlediler. gerçekten hayatımda bu kadar kötü bir organizasyon görmedim. futbolun beşiği ingiltere olabilir ama tenisin kesinlikle değil.

    -fark yaratacağız diye saçma sapan puanlama sistemiyle seribaşı oluştururlar.

    -turnuvanın ortasında ''ama bizim geleneklerimiz var yaa'' diyerek pazar günü maç oynatmazlar fakat ironiye bakın ki finali pazar günü yaparlar.

    -yine boş gelenekleri yüzünden, ışıklandırma olmasına rağmen yerel saatle 23:00'ten sonra maç oynatmazlar. bu durum hem maçı katleder, hem oyuncuların psikolojisini bozar, hem de izleyenleri çileden çıkarır.

    -bir gün önce çatıyı kapatıp kapatmayacaklarını oyunculara sormadıkları gibi, hava güneşliyken öğlen saati 30 derece sıcaklıkta ''ama dün maça çatı kapalı başlamıştık, o yüzden öyle devam edeceğiz gibi'' saçma sapan bir kural koyarlar. korttaki diğer maç uzadıysa bundan bize ne? alın kardeşim o zaman isner-anderson yarı finalinin 5.setini 1 numaralı korta, nadal-djokovic maçı da normal şartlarda başlasın. sizin keyfiniz yüzünden grand slam'in ruhuna aykırı hareket edip çatı kapatmak da ne demek?

    - final seti tie-break uygulaması ise büyük skandal. çim kort tamamen servis işidir. iki tane manyak servisçinin maçı keyif değil, işkenceye dönüşüyor. bunu bildikleri hâlde maçı oynattıkça oynatıyorlar. kardeşim 12-12'den sonra süper tie-break gibi bir şey yapsanıza, insanlar servis antrenmanı izlemek zorunda değil.

    sözün özü; başta söylediğimi sonda da tekrar edeyim; spor tarihinde gördüğüm en kötü idare edilen, kuralları olan organizasyon.
App Store'dan indirin Google Play'den alın