27
içinde bir futbolcu, bir imam, bir klüp yöneticisi ve bir at bulunduran organizasyonun maç sonucu belirlemek için yaptıkları şike türü.
çok şükür, dini vecibelerimi belli ölçülerde yapsam da yalanı dolanı olmayan, ahlaklı ve itikadi sağlam olan biriyim. şahsen teşvik primine karşı değilim. bir işveren olarak ben de satış bölümündeki personelimize aylık maaşlarının yanı sıra şirkete sağladıkları cironun belli bir yüzdesinde prim olarak da ekstra ödeme yapıyorum. kısacası küçük çaplı bir win&win uygulaması yaratıp çalışan, işveren ve müşteri senkronizasyonundan maksimum faydayı elde etmeye çalışıyorum. yaptığım uygulamayı iki taraflı küçük bir teşvik uygulamasına benzetiyorum. benzer bir durumda 2017-2018 sezonunun final haftası öncesi fenerbahçe de göztepeli oyunculara alacakları puana karşılık belli bir ödeme yapsaydı, senaryomuza üçüncü bir klüp (şirket) dahil olsa benim açımdan sorun olmazdı. nitekim orada kazanması gereken galatasaray'dı ve gidip üç puanı hakkımızla aldık. benim açımdan işin şikeye döndüğü nokta ise; benim, rakip şirketin satış müdürüne para vererek o'nun satış rakamlarını düşürmesini dolayısıyla benim şirketimin müşteri sayısını ve rakamlarını yükseltmesi oluyor. yani beşiktaş'ın belediyespor'un en önemli oyuncusu ibrahim akın'a -bir nevi şirket müdürü- ödeme yaparak futbolcunun takıma katkısını düşürmeyi hedefliyor.
işin ikinci ayağında (ayak derken ganyan sever arkadaşlarımız yanlış anlamasın, operasyonun ikinci kısmı demek istedim) organizasyonun en zayıf halkası imamımız devreye giriyor. zaten kendisi memleketinde cinci hoca olarak tanınan ve mesleğini rant kapısına çevirmiş eski bir din görevlisi. aşağıdaki konuşma resmi tape'den alıntılanmış olup fenerbahçe yöneticilerinden ibrahim akın'a gelen teklifi içeriyor. zira ibrahim akın'ın paraya olan düşkünlüğü klüplerce farkedildiğinden beşiktaş da yöneticisi serdal adalı vasıtasıyla türkiye kupası finali öncesinde futbolcuya gol atmaması karşılığında at teklif ediyor. bildiğiniz at.
--- alıntı ---
ibrahim akın: hocam birşey sormam lazım. şimdi hafta sonu fener'le maçımız var ya, demişler ki ibo gol atmasın, 100 bin dolar para verelim. dinen bir sakıncası var mı?
imam ahmet kangı: bir kısmını dağıtırsan sakıncası olmaz.
--- alıntı ---
--- alıntı ---
soru: beşiktaş-istanbul büyükşehir belediyespor kupa final maçı öncesi serdal adalı, yusuf turanlı aracılığıyla sana 200 bin tl’lik yarış atı hediye etmiş.
poliste ne demişti: beşiktaş’a transferim dönemimde serdal adalı benim sahip olduğum atlara bakmış ve beğenmemiş. bana at hediye etmek istemiş.ben de onun sahip olduğu atları araştırdım ve soder one isimli atı istedim.
--- alıntı ---
kendini inançlı addeden biri alacağı şike parasının günahından arınmak için böyle bir soru sorabilir mi? içinde allah inancı olan bir insan böyle bir cevap verebilir mi?
ahlaksız bir futbolcu kendi ahlak değerlerinde bulduğu bir eski imam ile şikenin pazarlığını yapıyor, muhtemelen aldığı paradan zarfa 10.000 dolar koyup hocasına veriyor, hoca da bu parayı "çevredeki bir caminin eksik gediğini yaptıracağım" diyerek kabul ediyor, zavallı at tüm bu olanlardan habersiz pistte koşuya çıkıyor, serdal adalı pis bir gülümsemeyle türkiye kupası'nı kaldırıp poz veriyor.
aradan iki yıl geçiyor, şikeciler aklanıyor, sahte imam cinlerini cahillere musallat ediyor, organizasyondaki tek gururlu canlı at olanları kabullenemiyor ve fazla şeker yiyerek ölüyor, serdal adalı atın etinden de faydalanmak isteyip kasaba satıyor, kasap attan sucuk yapıyor, hayatında ilk defa inönü'ye gelen minik olcay stadın önünde sucuk ekmek yiyor, babası tinerini çekiyor, oğuzhan 150 milyon euro ediyor.
minik olcay beşiktaş tv'nin esmer spikerine bakıp ellerini kartal yapıyor, kameralara dönüyor, "şerefimizle oynadık hakkımızla kazandık" diyor.
atın kemikleri sızlıyor.
çok şükür, dini vecibelerimi belli ölçülerde yapsam da yalanı dolanı olmayan, ahlaklı ve itikadi sağlam olan biriyim. şahsen teşvik primine karşı değilim. bir işveren olarak ben de satış bölümündeki personelimize aylık maaşlarının yanı sıra şirkete sağladıkları cironun belli bir yüzdesinde prim olarak da ekstra ödeme yapıyorum. kısacası küçük çaplı bir win&win uygulaması yaratıp çalışan, işveren ve müşteri senkronizasyonundan maksimum faydayı elde etmeye çalışıyorum. yaptığım uygulamayı iki taraflı küçük bir teşvik uygulamasına benzetiyorum. benzer bir durumda 2017-2018 sezonunun final haftası öncesi fenerbahçe de göztepeli oyunculara alacakları puana karşılık belli bir ödeme yapsaydı, senaryomuza üçüncü bir klüp (şirket) dahil olsa benim açımdan sorun olmazdı. nitekim orada kazanması gereken galatasaray'dı ve gidip üç puanı hakkımızla aldık. benim açımdan işin şikeye döndüğü nokta ise; benim, rakip şirketin satış müdürüne para vererek o'nun satış rakamlarını düşürmesini dolayısıyla benim şirketimin müşteri sayısını ve rakamlarını yükseltmesi oluyor. yani beşiktaş'ın belediyespor'un en önemli oyuncusu ibrahim akın'a -bir nevi şirket müdürü- ödeme yaparak futbolcunun takıma katkısını düşürmeyi hedefliyor.
işin ikinci ayağında (ayak derken ganyan sever arkadaşlarımız yanlış anlamasın, operasyonun ikinci kısmı demek istedim) organizasyonun en zayıf halkası imamımız devreye giriyor. zaten kendisi memleketinde cinci hoca olarak tanınan ve mesleğini rant kapısına çevirmiş eski bir din görevlisi. aşağıdaki konuşma resmi tape'den alıntılanmış olup fenerbahçe yöneticilerinden ibrahim akın'a gelen teklifi içeriyor. zira ibrahim akın'ın paraya olan düşkünlüğü klüplerce farkedildiğinden beşiktaş da yöneticisi serdal adalı vasıtasıyla türkiye kupası finali öncesinde futbolcuya gol atmaması karşılığında at teklif ediyor. bildiğiniz at.
--- alıntı ---
ibrahim akın: hocam birşey sormam lazım. şimdi hafta sonu fener'le maçımız var ya, demişler ki ibo gol atmasın, 100 bin dolar para verelim. dinen bir sakıncası var mı?
imam ahmet kangı: bir kısmını dağıtırsan sakıncası olmaz.
--- alıntı ---
--- alıntı ---
soru: beşiktaş-istanbul büyükşehir belediyespor kupa final maçı öncesi serdal adalı, yusuf turanlı aracılığıyla sana 200 bin tl’lik yarış atı hediye etmiş.
poliste ne demişti: beşiktaş’a transferim dönemimde serdal adalı benim sahip olduğum atlara bakmış ve beğenmemiş. bana at hediye etmek istemiş.ben de onun sahip olduğu atları araştırdım ve soder one isimli atı istedim.
--- alıntı ---
kendini inançlı addeden biri alacağı şike parasının günahından arınmak için böyle bir soru sorabilir mi? içinde allah inancı olan bir insan böyle bir cevap verebilir mi?
ahlaksız bir futbolcu kendi ahlak değerlerinde bulduğu bir eski imam ile şikenin pazarlığını yapıyor, muhtemelen aldığı paradan zarfa 10.000 dolar koyup hocasına veriyor, hoca da bu parayı "çevredeki bir caminin eksik gediğini yaptıracağım" diyerek kabul ediyor, zavallı at tüm bu olanlardan habersiz pistte koşuya çıkıyor, serdal adalı pis bir gülümsemeyle türkiye kupası'nı kaldırıp poz veriyor.
aradan iki yıl geçiyor, şikeciler aklanıyor, sahte imam cinlerini cahillere musallat ediyor, organizasyondaki tek gururlu canlı at olanları kabullenemiyor ve fazla şeker yiyerek ölüyor, serdal adalı atın etinden de faydalanmak isteyip kasaba satıyor, kasap attan sucuk yapıyor, hayatında ilk defa inönü'ye gelen minik olcay stadın önünde sucuk ekmek yiyor, babası tinerini çekiyor, oğuzhan 150 milyon euro ediyor.
minik olcay beşiktaş tv'nin esmer spikerine bakıp ellerini kartal yapıyor, kameralara dönüyor, "şerefimizle oynadık hakkımızla kazandık" diyor.
atın kemikleri sızlıyor.
