484
sadece muğdat özelinde söylemiyorum, muğdat'ı örnek vererek genel durumdan bahsedeceğim. özgeçmişi tarık çamdal seviyesinde olan muğdat çok daha büyük bir kulübe transfer oluyor. 28 yaşında olan muğdat bu yaşına gelene kadar sezon başında akhisarspor'da ilk 11 olamayacak seviyedeydi. muğdat'ın akhisar'dan yıllık kazancı 800 bin lira. biz bu arkadaşı nasıl oluyor da 1 milyon liraya, hadi bilemedin 1.5 milyon liraya ikna edemiyoruz. diyelim ki ikna edemedik, neden rest çekmiyoruz da anca 2.5 milyon liraya anlaşabiliyoruz? hadi ilk 11 düşündüğümüz kritik yerli oyunculara yapamıyoruz diyelim eyvallah, muğdat gibi yedek olacağını düşündüğümüz düşük profilli oyunculara neden yapamıyoruz? muğdat bizden 2.5 istediğinde(eminiz ki daha fazlasını istemiştir, pazarlıkla 2.5 milyon liraya indirilmiştir) 1 milyon, bilemedin 1.5 milyon lira son teklif deyip rest çeksek nolacak? taş çatlasa trabzonspor'a gider. onların da bu darboğazda 2.5 milyon verip alacağını sanmıyorum. elimizin inanılmaz güçlü olduğu bu transferde bile bu derece taviz vermemiz hakikaten kötü.
burada muğdat'ın göstereceği performansa odaklanmamak lazım. çok iyi bir transfer de kötü performans gösterebilir. çok kötü bir transfer de iyi performans gösterebilir. ama biz doğruları yaparsak çoğunlukta başarıyı elde ederiz. hatta muğdat'ı da geçin x diye bir oyuncu olarak bakın. biz tüm şartlar lehimizeyken bile her seferinde böyle kat kat zamları vermeye devam ediyoruz. bizi telles'ler bruma'lar fernando'lar podolski'ler batırmıyor...
şimdi gelelim muğdat özeline, sözleşmenin uzama koşullarının performansa dayalı olması çok güzel.
ben salakça mücadele eden, boşa mücadele eden(umut bulut gibi) oyuncuları hiç sevmem. elinden geleni yapıyor napsın :( diye düşünmem. çünkü işin aslı öyle değil. bu yanlış koşan oyuncular kolayca ekarte edilir ve takımı eksik bırakırlar. üstüne kendilerini gereksiz yorup bu sefer hücumda da kendi kendilerini engellemiş olurlar. bilinçli mücadele etmek, doğru koşmak da istisnalar hariç herhangi bir insanın yapabileceği bir şeydir. gerekli zihinsel ve fiziksel çabayı gösteririldiğinde zamanla kolaylıkla öğrenilebilecek şeylerdir. o yüzden öyle boş koşan safi zarar tipler elinden geleni yapmıyor arkadaşlar.
neyse muğdat'a dönelim. muğdat'tan da performans olarak beklentim sınırlı ama bir tane beğendiğim özelliği var. o da varını yoğunu sahaya verip sonuna kadar mücadele etmesi. mevkisi forvet ve kanatlar olduğu için genellikle bu mücadelesini bir kanada kanalize etme şansı oluyor. örneğin sağ kanatta oynayan bir oyuncunun çoğu zaman koşu alanı sahanın sağ kulvarıyla sınırlıdır. bu yüzden boşa mücadele etme ihtimali azdır. düz kulvarda sürekli gidip gelirler. rakibin de nerelere pas atabileceği bellidir. ama merkezlerde oynayan oyuncular için çok daha zorlu tercihler vardır. sağa mı koşacak sola mı koşacak geri mi koşacak ileri mi koşacak, e rakibin de daha çok pas seçeneği olacak falan filan. muğdat da oynadığı mevkilerin de yardımıyla mücadelesi pek boşa gitmeyen oyunculardan. bu sebeple muğdat'ın bu özelliğini seviyorum.
eksilerini hepimiz biliyoruz zaten. ben de artılarını yazayım; ligde uygulayacağımız takımca prese o da canla başla katılacaktır. önde olduğumuz maçlarda sonradan oyuna girerek kontra ataklarda topu ileri hızlı taşımamıza yardımcı olacaktır. rakip takımın defanstan top çıkarmasını elinden geldiğince geciktirmeye çalışıp takımımıza zaman kazandıracaktır.
burada muğdat'ın göstereceği performansa odaklanmamak lazım. çok iyi bir transfer de kötü performans gösterebilir. çok kötü bir transfer de iyi performans gösterebilir. ama biz doğruları yaparsak çoğunlukta başarıyı elde ederiz. hatta muğdat'ı da geçin x diye bir oyuncu olarak bakın. biz tüm şartlar lehimizeyken bile her seferinde böyle kat kat zamları vermeye devam ediyoruz. bizi telles'ler bruma'lar fernando'lar podolski'ler batırmıyor...
şimdi gelelim muğdat özeline, sözleşmenin uzama koşullarının performansa dayalı olması çok güzel.
ben salakça mücadele eden, boşa mücadele eden(umut bulut gibi) oyuncuları hiç sevmem. elinden geleni yapıyor napsın :( diye düşünmem. çünkü işin aslı öyle değil. bu yanlış koşan oyuncular kolayca ekarte edilir ve takımı eksik bırakırlar. üstüne kendilerini gereksiz yorup bu sefer hücumda da kendi kendilerini engellemiş olurlar. bilinçli mücadele etmek, doğru koşmak da istisnalar hariç herhangi bir insanın yapabileceği bir şeydir. gerekli zihinsel ve fiziksel çabayı gösteririldiğinde zamanla kolaylıkla öğrenilebilecek şeylerdir. o yüzden öyle boş koşan safi zarar tipler elinden geleni yapmıyor arkadaşlar.
neyse muğdat'a dönelim. muğdat'tan da performans olarak beklentim sınırlı ama bir tane beğendiğim özelliği var. o da varını yoğunu sahaya verip sonuna kadar mücadele etmesi. mevkisi forvet ve kanatlar olduğu için genellikle bu mücadelesini bir kanada kanalize etme şansı oluyor. örneğin sağ kanatta oynayan bir oyuncunun çoğu zaman koşu alanı sahanın sağ kulvarıyla sınırlıdır. bu yüzden boşa mücadele etme ihtimali azdır. düz kulvarda sürekli gidip gelirler. rakibin de nerelere pas atabileceği bellidir. ama merkezlerde oynayan oyuncular için çok daha zorlu tercihler vardır. sağa mı koşacak sola mı koşacak geri mi koşacak ileri mi koşacak, e rakibin de daha çok pas seçeneği olacak falan filan. muğdat da oynadığı mevkilerin de yardımıyla mücadelesi pek boşa gitmeyen oyunculardan. bu sebeple muğdat'ın bu özelliğini seviyorum.
eksilerini hepimiz biliyoruz zaten. ben de artılarını yazayım; ligde uygulayacağımız takımca prese o da canla başla katılacaktır. önde olduğumuz maçlarda sonradan oyuna girerek kontra ataklarda topu ileri hızlı taşımamıza yardımcı olacaktır. rakip takımın defanstan top çıkarmasını elinden geldiğince geciktirmeye çalışıp takımımıza zaman kazandıracaktır.
