193
takımımız üzerinde anlam veremediğim genel bir isteksizlik hakimdi maç boyunca. milli maçlar nedeniyle lige ara verilmesi, arda turan'ın hastalığı ya da cemal nalga skandalı takımın konsantrasyonunu dolaylı ya da doğrudan etkileyebilecek faktörler olabilir, fakat bu isteksizliğin bahanesi asla olamazlar. maçın kazanılamaması veya liderlik fırsatının kaçırılması bir yana, bu isteksizlik çok düşündürücü. her maç takım iyi oynayacak, her maç kazanılacak diye bir kaide yok, fakat her maç ben o kazanma isteğini takımda görmek isterim. hele ki böylesine bir maçta, kazanılması halinde liderliğin geleceği bir maçta bu mücadeleyi fazlasıyla görmek isterim. ama 22 kasım akşamı bu mücadeleden eser yoktu. bitse de gitsek havasında oynadık maçı. aklımız başımıza sonradan geldi diyeceğim, ama beraberlik golünü yedikten sonra da bir canlılık gelmedi takıma. maçı çevirmek için gerekli pozisyonu yakaladık tabii ama ben galatasaray'ın hiç olmazsa golden sonraki son 10-15 dakikada manisaspor kalesini ablukaya almasını beklerdim. takım halinde kötü oynadığımız bir maç olduğu açık, ama daha da kötüsü ve önemlisi takım halinde mücadele etmediğimiz maç olmuştur. bu kısımda mustafa sarp ve harry kewell'ı ayrı tutmak zorundayım, çünkü ikisi de çok iyi oynamamakla beraber gerekli mücadeleyi gösterdiler bana göre. umarım üzerimizdeki bu ölü toprağını bir an önce atarız, zira biz ligin zirvesini takip ederken, beşiktaş ve bursaspor da bizi yakından takip ediyor.