59
genellikle beni ağlatan derbilerdir.
beni sulugöz sanabilirsiniz ama öyle değilim. yaşım 17 ve galatasaray harici bir şey icin ağladığımı annem, babam dahil kimse görmemiştir. genellikle yalnızken ağlarım. ama konu galatasaray olunca kendimi durduramıyorum.
(bkz: 8 aralık 2007 fenerbahçe galatasaray maçı)
öğretmen evlerinde babamla izlemiştik. yaşım 7, maçtan cok ümitliyim. yengeç dansı ve akabinde mekandaki fenerlilerin tezahüratına dayanamamıştım.
(bkz: 9 kasım 2008 fenerbahçe galatasaray maçı)
yine babamla dışarıda izlediğim karşılaşma. lincoln’nün sayılmayan golünde babamın boynuna atlamam, 4 yememiz, eve ağlayarak dönmem, evde annemin “ağlıcaksan bir daha maça gitme” azarları.
(bkz: 18 mart 2011 galatasaray fenerbahçe maçı)
arena’daki ilk derbi, tarihin en kötü sezonu. dedemlerin yanına ilk taşındığımız sene mahalledeki kahvede izledim. semtin büyük kısmı fenerli olmasından dolayı az sayıda galatasaraylı. 1-0’dan maçı vermemiz, kahvede davullarla bekleyen fenerliler, maç bitiminde arabayla korna öttüre öttüre geçenler. yine anneden azarı yiyorum.
(bkz: 17 mart 2012 fenerbahçe galatasaray maçı)
o sene mahalledeki kahvede alıcı olmadığı icin merkezdeki kahveye dedemle gidişimiz. dakika 15 durum 2-0 olunca benim “yine mi 6-0” kaygısıyla dışarı çıkıp ağlamam, dedemin gelip teselli etmesi. maçtan sonra ben mutluyum diye dedem benden daha mutluydu.
(bkz: 23 nisan 2017 galatasaray fenerbahçe maçı)
babayla uzun süren hasretin ardından beraber yıllar sonra izlediğimiz ilk fener derbisi. kahvede maç boyunca sesi çıkmayan fenerlilerin josef’in golünden sonra kahveyi adeta yıkmaları, sinirden babamı bırakıp parkta ağlamam.
seni en sona sakladım...
(bkz: 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı)
ananemin ameliyat olması nedeniyle dedem ve annem hastanede. hasta fenerli dayımla izlemek zorundayım ama dayım “benim kalbim kaldırmaz izlemeyi” diyerek gel evde dinleyelim teklifinde bulundu. bende aynı fikirdeydim ama ne bilebilirdim ki daha kötü olacağını. fenerbahçe tv’den maçı dinliyoruz ama fenerbahçe’nin en ufak atağında sanki gol atmış gibi bağıran spikerler, ölüm gibi bir 90 dakika. sonunda kendimi yere atıp haykıra haykıra ağladım. ama bunlar sevinç gözyaşlarıydı...
beni sulugöz sanabilirsiniz ama öyle değilim. yaşım 17 ve galatasaray harici bir şey icin ağladığımı annem, babam dahil kimse görmemiştir. genellikle yalnızken ağlarım. ama konu galatasaray olunca kendimi durduramıyorum.
(bkz: 8 aralık 2007 fenerbahçe galatasaray maçı)
öğretmen evlerinde babamla izlemiştik. yaşım 7, maçtan cok ümitliyim. yengeç dansı ve akabinde mekandaki fenerlilerin tezahüratına dayanamamıştım.
(bkz: 9 kasım 2008 fenerbahçe galatasaray maçı)
yine babamla dışarıda izlediğim karşılaşma. lincoln’nün sayılmayan golünde babamın boynuna atlamam, 4 yememiz, eve ağlayarak dönmem, evde annemin “ağlıcaksan bir daha maça gitme” azarları.
(bkz: 18 mart 2011 galatasaray fenerbahçe maçı)
arena’daki ilk derbi, tarihin en kötü sezonu. dedemlerin yanına ilk taşındığımız sene mahalledeki kahvede izledim. semtin büyük kısmı fenerli olmasından dolayı az sayıda galatasaraylı. 1-0’dan maçı vermemiz, kahvede davullarla bekleyen fenerliler, maç bitiminde arabayla korna öttüre öttüre geçenler. yine anneden azarı yiyorum.
(bkz: 17 mart 2012 fenerbahçe galatasaray maçı)
o sene mahalledeki kahvede alıcı olmadığı icin merkezdeki kahveye dedemle gidişimiz. dakika 15 durum 2-0 olunca benim “yine mi 6-0” kaygısıyla dışarı çıkıp ağlamam, dedemin gelip teselli etmesi. maçtan sonra ben mutluyum diye dedem benden daha mutluydu.
(bkz: 23 nisan 2017 galatasaray fenerbahçe maçı)
babayla uzun süren hasretin ardından beraber yıllar sonra izlediğimiz ilk fener derbisi. kahvede maç boyunca sesi çıkmayan fenerlilerin josef’in golünden sonra kahveyi adeta yıkmaları, sinirden babamı bırakıp parkta ağlamam.
seni en sona sakladım...
(bkz: 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı)
ananemin ameliyat olması nedeniyle dedem ve annem hastanede. hasta fenerli dayımla izlemek zorundayım ama dayım “benim kalbim kaldırmaz izlemeyi” diyerek gel evde dinleyelim teklifinde bulundu. bende aynı fikirdeydim ama ne bilebilirdim ki daha kötü olacağını. fenerbahçe tv’den maçı dinliyoruz ama fenerbahçe’nin en ufak atağında sanki gol atmış gibi bağıran spikerler, ölüm gibi bir 90 dakika. sonunda kendimi yere atıp haykıra haykıra ağladım. ama bunlar sevinç gözyaşlarıydı...