45
sözlükte hakkında çok garip yaklaşımlar okuduğum kampanya.
burada ve twitter gibi diğer platformlarda boykot kararı çıktığında kimse "zaten ürünler beş para etmez, kalite yok" vs.vs. gibi söylemlerde bulunmamıştı hatırladığım kadarıyla. hepimizin tek derdi vardı, "dursun aydın özbek'e bir şekilde tepki vermemiz lazım ve bu adam madem bizi müşteri olarak görüyorsa müşteri olmayalım" değil mi?
dönelim bugüne. tüm taraftar kenetlenerek yeni seçilen, statüko'ya karşı zafer kazanmış başkanımızın arkasında duralım diyoruz değil mi? sonuçta tarihi bir zafer bu, uzun zamandır ilk kez onların değil bizim yani taraftarın ve muhalefetin istediği birisi başkanlık koltuğunda oturacak.
belki de en önemlisi de, mustafa cengiz'e bu ateşten gömleği biz giydirdik. dursun aydın özbek'in gitmesini isteyenler olarak sen, ben, öteki, beriki. biz işte. hep birlikte istedik, hep birlikte her koldan bastırdık ve dedik ki "sarı".
peki, adamımız seçildi. koltuğuna bugün itibarı ile oturacak ve çalışmaya başlayacak. söylediği ilk cümlelerden birisi neydi peki?
"taraftarımız stadımızı doldursun, store'u boşaltsın" değil mi?
e biz madem bu adamın daha ilk cümlesine karşı "ya ama gereksiz oyuncuların maaşı çok" ya da "ya ama ürünler kalitesiz" savını ortaya sürmeye başlıyorsak ne değişecek abi galatasaray'da birisi bana anlatabilir mi? bir değişim ateşinin ilk kıvılcımını yakan bir seçim geçirdik, bunun peşinden gitmeyip de "liseciler" bilmem ne demenin ne gibi bir manası var bana biriniz lütfen, ne olur anlatabilir mi?
ben de memnun değilim store ürünlerinden, kalitesinden, baskısından, her şeyde kullandıkları o saçma beyaz t-shirt'ten. ama bu ürün beğenmekten, futbolcu beğenmekten daha öte bir anlam ifade etmiyor mu sizin için?
etmiyorsa helal olsun kardeşim, sen kenara çekilebilirsin. bizim gibi daha fazlasını ifade eden bir dünya insan için daha çok fırsat olur.
elinden gelmez 10 lira alırsın, elinden gelir 1000 lira alırsın. ama bizim bu kulübe yardımcı olmak için o mağazalardan alışveriş yapma, o mağazaları boşaltma zamanımız gelmişse gelmiştir ve bu taraftar gerekeni yapacaktır. ha yanlış anlama sakın kardeşim, bu "biz yapıyoruz siz yapmıyorsunuz biz daha çok seviyoruz" falan demek değil, galatasaray'lılık ölçer değilim, değiliz.
ama bu yola çıkıyorsak eğer, bu devrim gerçekleşip bu kulübün çehresini serdar eder gibilerinden, yüce abilerinden, derinlerinden kurtarıp zincirini kıracaksak bugün kulübün bizim cebimizdeki 10 liraya ihtiyacı varsa o da feda olsun, 100 liraya ihtiyacı varsa o da feda olsun, 1000 liraya ihtiyacı varsa o da feda olsun...
mevzu ürün almak değil, sen daha anlamadın mı? #yellowfriday
burada ve twitter gibi diğer platformlarda boykot kararı çıktığında kimse "zaten ürünler beş para etmez, kalite yok" vs.vs. gibi söylemlerde bulunmamıştı hatırladığım kadarıyla. hepimizin tek derdi vardı, "dursun aydın özbek'e bir şekilde tepki vermemiz lazım ve bu adam madem bizi müşteri olarak görüyorsa müşteri olmayalım" değil mi?
dönelim bugüne. tüm taraftar kenetlenerek yeni seçilen, statüko'ya karşı zafer kazanmış başkanımızın arkasında duralım diyoruz değil mi? sonuçta tarihi bir zafer bu, uzun zamandır ilk kez onların değil bizim yani taraftarın ve muhalefetin istediği birisi başkanlık koltuğunda oturacak.
belki de en önemlisi de, mustafa cengiz'e bu ateşten gömleği biz giydirdik. dursun aydın özbek'in gitmesini isteyenler olarak sen, ben, öteki, beriki. biz işte. hep birlikte istedik, hep birlikte her koldan bastırdık ve dedik ki "sarı".
peki, adamımız seçildi. koltuğuna bugün itibarı ile oturacak ve çalışmaya başlayacak. söylediği ilk cümlelerden birisi neydi peki?
"taraftarımız stadımızı doldursun, store'u boşaltsın" değil mi?
e biz madem bu adamın daha ilk cümlesine karşı "ya ama gereksiz oyuncuların maaşı çok" ya da "ya ama ürünler kalitesiz" savını ortaya sürmeye başlıyorsak ne değişecek abi galatasaray'da birisi bana anlatabilir mi? bir değişim ateşinin ilk kıvılcımını yakan bir seçim geçirdik, bunun peşinden gitmeyip de "liseciler" bilmem ne demenin ne gibi bir manası var bana biriniz lütfen, ne olur anlatabilir mi?
ben de memnun değilim store ürünlerinden, kalitesinden, baskısından, her şeyde kullandıkları o saçma beyaz t-shirt'ten. ama bu ürün beğenmekten, futbolcu beğenmekten daha öte bir anlam ifade etmiyor mu sizin için?
etmiyorsa helal olsun kardeşim, sen kenara çekilebilirsin. bizim gibi daha fazlasını ifade eden bir dünya insan için daha çok fırsat olur.
elinden gelmez 10 lira alırsın, elinden gelir 1000 lira alırsın. ama bizim bu kulübe yardımcı olmak için o mağazalardan alışveriş yapma, o mağazaları boşaltma zamanımız gelmişse gelmiştir ve bu taraftar gerekeni yapacaktır. ha yanlış anlama sakın kardeşim, bu "biz yapıyoruz siz yapmıyorsunuz biz daha çok seviyoruz" falan demek değil, galatasaray'lılık ölçer değilim, değiliz.
ama bu yola çıkıyorsak eğer, bu devrim gerçekleşip bu kulübün çehresini serdar eder gibilerinden, yüce abilerinden, derinlerinden kurtarıp zincirini kıracaksak bugün kulübün bizim cebimizdeki 10 liraya ihtiyacı varsa o da feda olsun, 100 liraya ihtiyacı varsa o da feda olsun, 1000 liraya ihtiyacı varsa o da feda olsun...
mevzu ürün almak değil, sen daha anlamadın mı? #yellowfriday
