144
bir proje teknik adamın gelip de galatasaray'da başarılı olması çok zor. proje teknik adamlar sezon başında gelse bile galatasaray onlar için çok zor bir kulüp. ayrıca iddia ediyorum ki piyasada şu anda başarılı olarak lanse edilen teknik direktörlerin atıyorum tahmini %10'u galatasaray'da başarılı olabilir. galatasaray artık bir teknik direktör için cehennem gibi olmaya başladı. bunun çeşitli sebepleri var.
bir kere taraftarın payı bu durumda büyük. hepimiz her şeye karşı önyargılıyız. sosyal medya bizi böyle yaptı. ben de böyleyim, kendimi soyutlamıyorum. mesela hollandalı mı hollandalılar vasattır, italyan mı italyanlar defans yaptırıyor, ispanyol mu bize ispanyollar uymuyor vesaire vesaire. bir tek alman'a tavız. skibbe örneğinde olduğu gibi her alman da başarılı olamıyor ama. işimiz gücümüz etiketlemek. adamın niteliğine bakan yok. yerli teknik direktör takıntısı da böyle. yerliden başka kimse galatasaray'da başarılı olamaz diye düşünenlerin sayısı hiç az değil.
fatih terim takıntısının da bu durumda payı büyük. fatih terim'den başka kimse başarılı olamaz imajı veriyor bu arkadaşlar. terim de galatasaray'a öyle kolay kolay gelmiyor. binbir şartla binbir nazla geliyor. ben de terim olsam tanrı gibi egom olurdu tabi. niye peki? koskoca galatasaray hep sana muhtaç. sen olmazsan koskoca galatasaray başarı namına bir hiç. en azından taraftarın önemli bir kısmı böyle düşünüyor. ve fatih terim boştaysa demokles'in kılıcı gibi galatasaray'ın başında sallanıp duruyor.
taraftar bölündü aysalcı terimci diye. sadece isimler kapışmıyor orada. bir mantalite kapışıyor. bir dünya görüşü kapışıyor. sonumuz hayrolsun ama bu ayrılmanın diğer bütün konuları ve kişileri etkilediği aşikar.
yönetimi de liselisi de galatasaray'ı emeklilik meşgalesi olarak görmüyorsa ben hiçbir şey bilmiyorum. hiçbirinin derdi galatasaray değil, belki bir kısmı başka takımı tutuyor. galatasaraylı olsalar da futboldan bile anlamayacak kadar spordan uzaklar. çoğunun tek niteliği liseli olmak. çoğu meslek hayatındaki reklamı için orada. bazıları rant için orada. bazıları siyaset için. bazıları da ajanlık yapıyor. aralarında sürekli bir çekememezlik var. başarılı başkanları indiriyorlar. başarısızlara ses çıkarmıyorlar. şuna eminim ki böyle ucube bir yapı galatasaray'ı yönettiği sürece galatasaray asla dünya kulübü olamaz.
bir de dursun özbek'in çalıştığı teknik direktörlere bakın: hamza, denizli, riekerink, tudor. sonra da niye teknik direktör kovuyoruz diyoruz. tamam diğer faktörler de etkili eyvallah ama bu adamların bir tanesi galatasaray'ın teknik direktörü mü allah aşkına?
bu kulübün ara sıra şampiyon olması bile mucize. artık daha kötü günler bizi bekliyor olacak. dursun'un getireceği adamdan umutlu olmadığım gibi dursun'la çalışan fatih terim bile olsa başarılı olamaz. hakemler, federasyon bu kadar karşımızdayken hiç olamaz. yolumuz ve sonumuz hayrolsun.
bir kere taraftarın payı bu durumda büyük. hepimiz her şeye karşı önyargılıyız. sosyal medya bizi böyle yaptı. ben de böyleyim, kendimi soyutlamıyorum. mesela hollandalı mı hollandalılar vasattır, italyan mı italyanlar defans yaptırıyor, ispanyol mu bize ispanyollar uymuyor vesaire vesaire. bir tek alman'a tavız. skibbe örneğinde olduğu gibi her alman da başarılı olamıyor ama. işimiz gücümüz etiketlemek. adamın niteliğine bakan yok. yerli teknik direktör takıntısı da böyle. yerliden başka kimse galatasaray'da başarılı olamaz diye düşünenlerin sayısı hiç az değil.
fatih terim takıntısının da bu durumda payı büyük. fatih terim'den başka kimse başarılı olamaz imajı veriyor bu arkadaşlar. terim de galatasaray'a öyle kolay kolay gelmiyor. binbir şartla binbir nazla geliyor. ben de terim olsam tanrı gibi egom olurdu tabi. niye peki? koskoca galatasaray hep sana muhtaç. sen olmazsan koskoca galatasaray başarı namına bir hiç. en azından taraftarın önemli bir kısmı böyle düşünüyor. ve fatih terim boştaysa demokles'in kılıcı gibi galatasaray'ın başında sallanıp duruyor.
taraftar bölündü aysalcı terimci diye. sadece isimler kapışmıyor orada. bir mantalite kapışıyor. bir dünya görüşü kapışıyor. sonumuz hayrolsun ama bu ayrılmanın diğer bütün konuları ve kişileri etkilediği aşikar.
yönetimi de liselisi de galatasaray'ı emeklilik meşgalesi olarak görmüyorsa ben hiçbir şey bilmiyorum. hiçbirinin derdi galatasaray değil, belki bir kısmı başka takımı tutuyor. galatasaraylı olsalar da futboldan bile anlamayacak kadar spordan uzaklar. çoğunun tek niteliği liseli olmak. çoğu meslek hayatındaki reklamı için orada. bazıları rant için orada. bazıları siyaset için. bazıları da ajanlık yapıyor. aralarında sürekli bir çekememezlik var. başarılı başkanları indiriyorlar. başarısızlara ses çıkarmıyorlar. şuna eminim ki böyle ucube bir yapı galatasaray'ı yönettiği sürece galatasaray asla dünya kulübü olamaz.
bir de dursun özbek'in çalıştığı teknik direktörlere bakın: hamza, denizli, riekerink, tudor. sonra da niye teknik direktör kovuyoruz diyoruz. tamam diğer faktörler de etkili eyvallah ama bu adamların bir tanesi galatasaray'ın teknik direktörü mü allah aşkına?
bu kulübün ara sıra şampiyon olması bile mucize. artık daha kötü günler bizi bekliyor olacak. dursun'un getireceği adamdan umutlu olmadığım gibi dursun'la çalışan fatih terim bile olsa başarılı olamaz. hakemler, federasyon bu kadar karşımızdayken hiç olamaz. yolumuz ve sonumuz hayrolsun.