6
sekiz top olarak da bilinen bilardo türüdür.
maç masalarında boyutlar 284cm boy×142 cm en şeklindedir. bu ölçüler oyun alanı tabi.
deklarasyon, bant teması v.s. gibi kurallar hemen her an değişiklik gösterir profesyonel oynamıyorsanız. en temizi zaman içinde partnerinizle oturtacağınız kurallardır. ben şimdi kurallardan ziyade temel birkaç şeyden bahsedeceğim; bunlar benim kendimce önemli gördüğüm şeyler.
1- duruş ve tutuş.
bilardo masasında duruş ve tutuş her şey olmasa da, her şeyin başıdır. öncelikle, hiç birimiz ronnie o'sullivan değiliz, ekstradan sekiz topta o kadar hızlı olmanıza da gerek yok. pozisyon almadan önce hedef topu ve beyazın bulunduğu yeri gezin. açılara bakın. hatta ve hatta attığınız toptan sonraki pozisyon için diğer topları süzün. nasıl bir vuruşla nereye kalabileceğinizi hesaplayın. yani masada kısa ceplere yakın iki top varsa size ait, sizin yapmanız gereken şey çektirmedir. toplardan birini atarken, beyaz topu da çektirmeyle geri alırsınız ki diğer topa da müsait açıda kalabilesiniz. açınıza göre topu yürüterek de ilerleyebilirsiniz tabi, her pozisyonun türlü aksiyonları vardır. ben sağ ayağımı yani destek ayağımı geride tutup, masaya eğilip, dirsekten itibaren kolumu oynatarak vuruş yapıyorum. ekstradan da eldiven kullanmam, vuruşlarımı snooker oyuncularından aşina olduğumuz şekilde yaparım. tavsiye edeceğim duruş da destek ayağınızı geride tutup yükü masaya ve destek ayağınıza eşit dağıtıp, yorgunluğu biraz azaltmanızdır. dirsekten itibaren kolunuzu oynatmaya özen gösterin. zaten omuzdan vuruş çıkartmaya çalışmanız başarısızlıkla sonuçlanacaktır bence.
2- oyun tarzınızı belirleyin.
bilardo masalarını snooker ile tanıştıran biri olarak, rakibimin sinirini çok bozarım. yani atıyorum düz toplar bende. düz topu ve beyazı banda temas ettirdikten sonra tekrar düz topun ardına geçip faul alır, boş pozisyondan çok sayı bulurum. pool masasında snooker bırakmak büyük keyif. ama genel oyun tarzım agresif bir hücumdur, galatasaraylılığımı masada da konuştururum yani. ilk 3-5 oyununuzda keyif aldığınız oyunu saptayın, sonraki oyunlarınızda da keyif aldığınız oyunu geliştirin. uzun dönemde diğer yönleriniz de gelişir illaki. 2 yıl önce düz açıları beğenmeyen biri olarak, şu an bombastik double'lar atabiliyorum. zamanla gelişecek şeyler bunlar.
3- psikolojiye önem verin.
masanın iyisi daima siz olmazsınız. o günün daha kötüsü sizseniz, mücadeleyi yine elden bırakmayın. rakibin serilerinde asla oturmayın. oyunun içinde kalın. vuruş sırası size geldiği anda izin isteyip tuvalete gidin, oyunu soğutun. sayı bulamayacağınız pozisyonlarda topu banda yapıştırın, rakibin beyaz kontrolünü zorlaştırın, rakibe faul yapmak zorunda kalacağı pozisyonlar hazırlayın. bu tip oyunlar, sizi daha çok yönlü bir oyuncu yapar. sonuçta kimse defans yapıyor diye simeone'yi, pas yapıyor diye guardiola'yı kurşuna dizmiyor. tabi abartıp peter ebdon tarzı bilardo oynamayın. bozuşuruz.
4- her pozisyon öncesi mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka ama mutlaka tebeşir kullanın.
bugüne kadar çok iğrenç şeyler duydun. birincisi, lise son gibiydi. ben seni arkadaş olarak seviyorum ne demek zalimin kızı?
ikincisi de iyi tebeşirlenmemiş isteka ucunun topa temasıyla gelen o ses. sonra o manzara... top zıplar, kontrol yok olur. ses berbattır. pozisyon %90 kaçar, kaçmasa da hesapladığınız sonraki pozisyon imkansızlaşır...
tebeşir mühim arkadaşlar. tahta topa değmeyecek. unutmayın, bilardo masasındaki beyaz top cinsel hastalık taşır. istekanız onunla sevişmek zorundadır. dolayısıyla, prezervatif önemli.
güzel oynayın, keyifle oynayın, ankara'da oynuyorsanız muhakkak mesaj atın.
en önemlisi, tadını çıkartın.
maç masalarında boyutlar 284cm boy×142 cm en şeklindedir. bu ölçüler oyun alanı tabi.
deklarasyon, bant teması v.s. gibi kurallar hemen her an değişiklik gösterir profesyonel oynamıyorsanız. en temizi zaman içinde partnerinizle oturtacağınız kurallardır. ben şimdi kurallardan ziyade temel birkaç şeyden bahsedeceğim; bunlar benim kendimce önemli gördüğüm şeyler.
1- duruş ve tutuş.
bilardo masasında duruş ve tutuş her şey olmasa da, her şeyin başıdır. öncelikle, hiç birimiz ronnie o'sullivan değiliz, ekstradan sekiz topta o kadar hızlı olmanıza da gerek yok. pozisyon almadan önce hedef topu ve beyazın bulunduğu yeri gezin. açılara bakın. hatta ve hatta attığınız toptan sonraki pozisyon için diğer topları süzün. nasıl bir vuruşla nereye kalabileceğinizi hesaplayın. yani masada kısa ceplere yakın iki top varsa size ait, sizin yapmanız gereken şey çektirmedir. toplardan birini atarken, beyaz topu da çektirmeyle geri alırsınız ki diğer topa da müsait açıda kalabilesiniz. açınıza göre topu yürüterek de ilerleyebilirsiniz tabi, her pozisyonun türlü aksiyonları vardır. ben sağ ayağımı yani destek ayağımı geride tutup, masaya eğilip, dirsekten itibaren kolumu oynatarak vuruş yapıyorum. ekstradan da eldiven kullanmam, vuruşlarımı snooker oyuncularından aşina olduğumuz şekilde yaparım. tavsiye edeceğim duruş da destek ayağınızı geride tutup yükü masaya ve destek ayağınıza eşit dağıtıp, yorgunluğu biraz azaltmanızdır. dirsekten itibaren kolunuzu oynatmaya özen gösterin. zaten omuzdan vuruş çıkartmaya çalışmanız başarısızlıkla sonuçlanacaktır bence.
2- oyun tarzınızı belirleyin.
bilardo masalarını snooker ile tanıştıran biri olarak, rakibimin sinirini çok bozarım. yani atıyorum düz toplar bende. düz topu ve beyazı banda temas ettirdikten sonra tekrar düz topun ardına geçip faul alır, boş pozisyondan çok sayı bulurum. pool masasında snooker bırakmak büyük keyif. ama genel oyun tarzım agresif bir hücumdur, galatasaraylılığımı masada da konuştururum yani. ilk 3-5 oyununuzda keyif aldığınız oyunu saptayın, sonraki oyunlarınızda da keyif aldığınız oyunu geliştirin. uzun dönemde diğer yönleriniz de gelişir illaki. 2 yıl önce düz açıları beğenmeyen biri olarak, şu an bombastik double'lar atabiliyorum. zamanla gelişecek şeyler bunlar.
3- psikolojiye önem verin.
masanın iyisi daima siz olmazsınız. o günün daha kötüsü sizseniz, mücadeleyi yine elden bırakmayın. rakibin serilerinde asla oturmayın. oyunun içinde kalın. vuruş sırası size geldiği anda izin isteyip tuvalete gidin, oyunu soğutun. sayı bulamayacağınız pozisyonlarda topu banda yapıştırın, rakibin beyaz kontrolünü zorlaştırın, rakibe faul yapmak zorunda kalacağı pozisyonlar hazırlayın. bu tip oyunlar, sizi daha çok yönlü bir oyuncu yapar. sonuçta kimse defans yapıyor diye simeone'yi, pas yapıyor diye guardiola'yı kurşuna dizmiyor. tabi abartıp peter ebdon tarzı bilardo oynamayın. bozuşuruz.
4- her pozisyon öncesi mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka, mutlaka ama mutlaka tebeşir kullanın.
bugüne kadar çok iğrenç şeyler duydun. birincisi, lise son gibiydi. ben seni arkadaş olarak seviyorum ne demek zalimin kızı?
ikincisi de iyi tebeşirlenmemiş isteka ucunun topa temasıyla gelen o ses. sonra o manzara... top zıplar, kontrol yok olur. ses berbattır. pozisyon %90 kaçar, kaçmasa da hesapladığınız sonraki pozisyon imkansızlaşır...
tebeşir mühim arkadaşlar. tahta topa değmeyecek. unutmayın, bilardo masasındaki beyaz top cinsel hastalık taşır. istekanız onunla sevişmek zorundadır. dolayısıyla, prezervatif önemli.
güzel oynayın, keyifle oynayın, ankara'da oynuyorsanız muhakkak mesaj atın.
en önemlisi, tadını çıkartın.