285
her anlamda hayal kırıklığı. bu hayal kırıklığının başlıca sebebi, öncelikle igor tudor. trabzonspor'un eksik oyuncuları belliyken, iyi çalışılmamış veyahut tudor önüne gelen analizlere güvenmeyip bildiğini okumuş. bildiğini okumuş diyorum zira ancak bu şekilde, kendimce mantıklı açıklama bulabiliyorum.
belhanda'nın yokluğunda, ki, bazı oyuncular yoklukta kendini belli eder, neler yapabilirdi? kısaca göz atalım.
1) gomis'in arkasında, özellikle fransa'da o pozisyonu da oynamayı bilen ve oynayan feghouli ile başlanıp, sağ tarafı garry rodrigues, sol tarafı tolga'ya emanet edebilirdi.
2) sol tarafı garry rodrigues, sağ tarafı yine feghouli'ye emanet edip, fernando ve tolga'nın önünde ndiaye'yi oynatabilirdi.
3) sahaya çıkan kadro.
sorun zaten sahaya çıkan kadroda. tudor, oyuncu grubunu, formasyon ve formasyona bağlı kurguda doğru yerleştiremedi. fernando yanına selçuk'u koyup, önde ndiaye ile başlayıp, okay - onazı ile ugur-durica arasındaki boşluğu dribbling ile tehdit etmeliydi. selçuk zaten , ki bence, kurguyu yeteri kadar bozmuş ve tudor'un kafasındaki oyun anlayışında yeterince sırıtıyor idi. bir de sahada yanlış pozisyonlandırılınca, galatasaray, yeteri kadar tehditkar olamadığı gibi, geçen seneki mevsim normallerine döndü.
tudor sahada olmaması gereken selçuk ve yanlış oyuncu dizilimi ile başlayınca, rıza çalımbay'ın da tam buğday ekmeğine, organik tereyağ sürüldü.
ikinci yarıya en azından rodrigues hamlesi ile başlamaması da, işin tuzu biberi oldu.
teknik anlamda iyi hazırlanılmamış ve oyun içinde de iyi okunamayan bir maç kaybedildi...
belhanda'nın yokluğunda, ki, bazı oyuncular yoklukta kendini belli eder, neler yapabilirdi? kısaca göz atalım.
1) gomis'in arkasında, özellikle fransa'da o pozisyonu da oynamayı bilen ve oynayan feghouli ile başlanıp, sağ tarafı garry rodrigues, sol tarafı tolga'ya emanet edebilirdi.
2) sol tarafı garry rodrigues, sağ tarafı yine feghouli'ye emanet edip, fernando ve tolga'nın önünde ndiaye'yi oynatabilirdi.
3) sahaya çıkan kadro.
sorun zaten sahaya çıkan kadroda. tudor, oyuncu grubunu, formasyon ve formasyona bağlı kurguda doğru yerleştiremedi. fernando yanına selçuk'u koyup, önde ndiaye ile başlayıp, okay - onazı ile ugur-durica arasındaki boşluğu dribbling ile tehdit etmeliydi. selçuk zaten , ki bence, kurguyu yeteri kadar bozmuş ve tudor'un kafasındaki oyun anlayışında yeterince sırıtıyor idi. bir de sahada yanlış pozisyonlandırılınca, galatasaray, yeteri kadar tehditkar olamadığı gibi, geçen seneki mevsim normallerine döndü.
tudor sahada olmaması gereken selçuk ve yanlış oyuncu dizilimi ile başlayınca, rıza çalımbay'ın da tam buğday ekmeğine, organik tereyağ sürüldü.
ikinci yarıya en azından rodrigues hamlesi ile başlamaması da, işin tuzu biberi oldu.
teknik anlamda iyi hazırlanılmamış ve oyun içinde de iyi okunamayan bir maç kaybedildi...