123
sözlüğe girdim bugün. sol frame'e bir baktım ercan saatçi(59) yazıyor. hah dedim yine yemiş bir bok. herhalde yazdığı bir yazıya sinirlenmiş gsuserlerimiz. malum hani basın toplantısı falan vardı dün bu da yarım aklınca karalamıştır bir şeyler. neyse sonra tıkladım adını okumaya başladım yazılanları. bir küfür olayından bahsediliyordu. bir an kızdım kendisine sonra önemsemedim. çünkü ettiği küfürü tribünde ettiğini düşündüm ve yine de makul karşıladım*. çünkü dün akşam kanat atkaya "ben bile çok sakin bir kişi olarak fenerbahçe-galatasaray maçı izlerken bazen kendimi tanıyamıyorum" demişti. neyse sonra facebook'a girdim. galatasaraylı bir arkadaşımın paylaştığı bir videoda metin özülkü vardı. tepesine de o... çocukları yazmış arkadaşım(kendisi bunun açık halini yazmış). o zaman anladım işte. açtım videoyu izlemeye başladım. hürriyet gazetesi spor müdürü sıfatlı damat ercan paşa "nasıl s.ktik galatasaray'ı" buyurmuştu. ardından da beyefendiler beyefendisi(!) metin özülkü "amua goduk valla" diye cevapladı. işte o an kaynar sular döküldü başımdan.
şimdi bu hikaye hiç bir şey olamamış bir adamın hikayesidir. öncesini bilmem ben izel-çelik-ercanla tanıdım onu. grubun en zayıf halkasıydı her zaman. sonra ayrıldılar. izel ve çelik mükemmel şarkılar yapıp meşhur 90lar popun lokomotiflerinden oldular ve albümleri yok sattı. ilgilenenler hala hatırlar o şarkıları. ercan saatçi de hiç bir zaman iyi bir şarkıcı olamadı. hiç akıllara kazınan bir şarkı yapamadı. sadece sayenizde isimli hoş bir şarkı vardı o da 1 buçuk dakikadan kısaydı. neyse uzatmayalım. sonra bu gitti ertuğrul özkök'ün kızıyla evlendi. şarkıcılıkta tutturamamış olan ercan saatçi bu sefer yapımcılığa soyundu. nasıl bu kadar beceriksiz bir adam yapımcı olacaktı ki? hemen devreye kayın babası girdi " gel damat bizim patronun plak şirketine alalım seni" teklifinde bulundu. eee ercan kaçırır mı bu teklifi? hemen dmc'de yapımcı olarak görev almaya başladı. ama onu da tutturamadı. bir tane düzgün şarkıcı çıkaramadı 10 senede. sonra bunu yine patronun kanalında popstar jürisi yaptılar. evet ercan bunu da başaramadı. armağan çağlayan, deniz seki gibi isimlerin yanında sönük kaldı. anlayacağınız o iş de çok uzun sürmemişti. ertuğrul özkök kızı için endişeleniyordu ve aklına bir fikir geldi. ülkemizde herkesin üstünde yorum yapabileceği futbol vardı. ülkemizde ilkokul mezunu olanların bile (burada ilkokul mezunları küçümsenmemektedir) bir fikir sahibi olduğu tek konuydu bu. hemen patronun gazetesine spor yazarı olarak aldılar. yazdığı yazılar okunmuyordu ki neden okunsun? o işi de becerememişti yani. sonra bir düşündü "ulan medya zaten fbli e ben de fbliyim o zaman bari fb'ye yaranayım belki o zaman bir şeyler olurum". işte o gün bugün devam ediyor. video da bu sürecin devamı.
şimdi hiç bir şey olamayan adamın hikayesini okudunuz. zavallı bir adam bu. başka yapabileceği bir şey yok ki hiç bir şeyi becerememiş. ne yapsın yani? izleyip sinirlenin ben de öyle yaptım ama izlerken bu yazıyı düşünün. bir tebessüm oluyor hiç değilse.
şimdi bu hikaye hiç bir şey olamamış bir adamın hikayesidir. öncesini bilmem ben izel-çelik-ercanla tanıdım onu. grubun en zayıf halkasıydı her zaman. sonra ayrıldılar. izel ve çelik mükemmel şarkılar yapıp meşhur 90lar popun lokomotiflerinden oldular ve albümleri yok sattı. ilgilenenler hala hatırlar o şarkıları. ercan saatçi de hiç bir zaman iyi bir şarkıcı olamadı. hiç akıllara kazınan bir şarkı yapamadı. sadece sayenizde isimli hoş bir şarkı vardı o da 1 buçuk dakikadan kısaydı. neyse uzatmayalım. sonra bu gitti ertuğrul özkök'ün kızıyla evlendi. şarkıcılıkta tutturamamış olan ercan saatçi bu sefer yapımcılığa soyundu. nasıl bu kadar beceriksiz bir adam yapımcı olacaktı ki? hemen devreye kayın babası girdi " gel damat bizim patronun plak şirketine alalım seni" teklifinde bulundu. eee ercan kaçırır mı bu teklifi? hemen dmc'de yapımcı olarak görev almaya başladı. ama onu da tutturamadı. bir tane düzgün şarkıcı çıkaramadı 10 senede. sonra bunu yine patronun kanalında popstar jürisi yaptılar. evet ercan bunu da başaramadı. armağan çağlayan, deniz seki gibi isimlerin yanında sönük kaldı. anlayacağınız o iş de çok uzun sürmemişti. ertuğrul özkök kızı için endişeleniyordu ve aklına bir fikir geldi. ülkemizde herkesin üstünde yorum yapabileceği futbol vardı. ülkemizde ilkokul mezunu olanların bile (burada ilkokul mezunları küçümsenmemektedir) bir fikir sahibi olduğu tek konuydu bu. hemen patronun gazetesine spor yazarı olarak aldılar. yazdığı yazılar okunmuyordu ki neden okunsun? o işi de becerememişti yani. sonra bir düşündü "ulan medya zaten fbli e ben de fbliyim o zaman bari fb'ye yaranayım belki o zaman bir şeyler olurum". işte o gün bugün devam ediyor. video da bu sürecin devamı.
şimdi hiç bir şey olamayan adamın hikayesini okudunuz. zavallı bir adam bu. başka yapabileceği bir şey yok ki hiç bir şeyi becerememiş. ne yapsın yani? izleyip sinirlenin ben de öyle yaptım ama izlerken bu yazıyı düşünün. bir tebessüm oluyor hiç değilse.