33
atletizmde herkes belli katkılar kullanıyor, hemen hemen hepsi de doping yapıyor. yakalananlar ayıplanıyor, yakalanmayanlar şampiyon oluyor. bizim sporcular da çok yakalandıkları için günah keçisi oluyoruz. aslı ile gamze'nin birinin doping yaptığından diğerinin ise biyolojik pasaportunun bozuk olmasından dolayı madalyalarının geri alındığı yarışta bir fotoğraf çekmişler. bitiş anında tam karşıdan çekilmiş. 7 veya 8 kişi vardı kadrajda ve 5'i dopingli çıktı. o fotoğrafı bulamadım ancak elimde var. bulunca buraya koyarım. ancak fotoğraf şunu gösteriyor. aslı ile gamze doping yapmasalardı madalya alamayacaklardı. en iyi ihtimalle 6. veya 7. olacaklardı.
bu durum üzerine biz üzülmeyi geçtim ayıplama noktasına işi getirecektik. neden madalya alamıyoruz diyecektik. yarışmanın değerini değil sonuca atıfta bulunmamız bu sporcuları dopinge itiyor. sadece bu değil tabi ki. olimpiyat madalyasının yalnız başlına cazibesi bile sporcuyu dopinge iterken bunun üzerine devlette dopinge itiyor sporcuyu. "ne olursa olsun, başarı istiyorum." diyor devlet sporcuya. yarışmadan evvel orta direk belki daha alt gelirden yaşayan bir hayattan madalya ile zengin oluyor sporcular. sporcuya hileyle de olsa kazan en üste çık, yapmazsan da yerin dibine gireceksin diyoruz. bunun üzerine yakalanınca da yerin dibine sokuyoruz sporcuyu.
şunu unutmamamız lazım. bizim dopingli sporcular diğer dopinglileri geçiyor. zaten doping kullanmamış olan varsa, onu sen ben hatırlamıyoruz. bu yüzden yarışmanın kendisine iltifat edersek daha sağlıklı olacağız.
öncelikle şu doping kavramını bir daha tanımlamamız gerek. her sporcu belli katkı maddeleri alıyor. bunu bir daha tanımlayıp belki biraz esnetmek gerekiyor. tabi bunu yaparken çok dikkatli olmak lazım. çok tehlikeli doping maddeleri de var. bu sebepten mehmet demirkol düşüncesindekilerin söylediği gibi "doping serbest kalsın." sözü doğru değil.
bu durum üzerine biz üzülmeyi geçtim ayıplama noktasına işi getirecektik. neden madalya alamıyoruz diyecektik. yarışmanın değerini değil sonuca atıfta bulunmamız bu sporcuları dopinge itiyor. sadece bu değil tabi ki. olimpiyat madalyasının yalnız başlına cazibesi bile sporcuyu dopinge iterken bunun üzerine devlette dopinge itiyor sporcuyu. "ne olursa olsun, başarı istiyorum." diyor devlet sporcuya. yarışmadan evvel orta direk belki daha alt gelirden yaşayan bir hayattan madalya ile zengin oluyor sporcular. sporcuya hileyle de olsa kazan en üste çık, yapmazsan da yerin dibine gireceksin diyoruz. bunun üzerine yakalanınca da yerin dibine sokuyoruz sporcuyu.
şunu unutmamamız lazım. bizim dopingli sporcular diğer dopinglileri geçiyor. zaten doping kullanmamış olan varsa, onu sen ben hatırlamıyoruz. bu yüzden yarışmanın kendisine iltifat edersek daha sağlıklı olacağız.
öncelikle şu doping kavramını bir daha tanımlamamız gerek. her sporcu belli katkı maddeleri alıyor. bunu bir daha tanımlayıp belki biraz esnetmek gerekiyor. tabi bunu yaparken çok dikkatli olmak lazım. çok tehlikeli doping maddeleri de var. bu sebepten mehmet demirkol düşüncesindekilerin söylediği gibi "doping serbest kalsın." sözü doğru değil.