497
menajer marifetiyle villareal'e transfer olmuş ama böyle bir menajeri seçtiği, onun verdiği öneriyi dinlediği için, mantıklı karar verdiği, gelişmeyi sürdürmek istediği için tebriği hak eden futbolcudur. bir de man.city'nin aynı amaçla transfer ettiği jason denayer'e bakalım. bir sene celtic'e kiralandı. celtic avrupa kupalarına katılıyordu ama ligi çok rekabetsizdi. bir sonraki sene şampiyonlar ligi'ne katılan, iskoçya liginden daha rekabetçi olan türkiye ligi ekibi galatasaray'a kiralandı. zaman zaman stoper bazen sağ bek oynadı. bu hamlenin pek onu geliştirmediği görüldü. hala kafa toplarına bile çıkmaktan imtina ediliyordu. bir sonraki sene daha sert bir lig'in takımına sunderland'a kiralandı. belki avrupa'da yoktular ama en azından belki bu sene sertlik ve hava topu konusunda kendini geliştirir dediler. o ısrarla bir arpa boyu yol gidemediği, serdiği galatasaray'ı istedi. neyse sonuç olarak sunderland'a gitti. stoper olarak yeterli görülmedi pek tabii. sağbek önlibero dolaştı durdu. bu arada yaş da ilerliyordu. sonraki sene ise bu arkadaşın plansız olması, gelişmek istememesi üzerine kulübü ispanya ligine kiralamak istedi onu. o ben galatasaray'ı isterim deyip durdu. sahada belli bir mevkisi olmadığı gibi şu an ne man.city'nin ne galatasaray'ın hiçbir yerin futbolcusu olamadı henüz. diğer tarafa bakarsak enes ünal man.city'nin bir golcü için uygun gördüğü belçika ve hollanda liglerinde oynadı. sonrasında menajerinin yardımıyla kendine en uygun olacağı düşünüldüğü villareal'e bonservisiyle gitti. artık iyi kötü kendi ayakları üstünde durur hale geldi. denayer? o da aslan fotoğrafları paylaşıp ben gelişmek istemiyorum, bir sezon oynayıp bir sürü yan top golü yedirmesine rağmen (nedense) çok sevildiği, hak ettiğinin çok üstünde para alabileceği türkiye liginde oynamak için tutturuyor. kendisinin türkiye liginde oynaması, galatasaray'a gelmesi problem değil de böyle hırssız, yetersiz adamı galatasaray taraftarlarının istemesi enteresan. bir sürü yerli, galatasaray'ın çocuğu etiketli kan emen futbolcular yetmez gibi bir de yabancısı isteniyor. bir futbolcunun kariyeri, hedefleri hakkında aynı dönemlerde bonservisi man.city'de bulunan iki gencin kıyasını yaparsak doğruyu ve yanlışı çok net görmek mümkün. biri azimli, gelişime açık, tribünlere oynayıp yatmak meraklısı olmayan bir genç, diğeri insanların duygularını okşayarak, kendini geliştirmekten imtina eden ama iyi kazanmak isteyen genç olmasına rağmen doygun oyuncu. helal olsun be sana enes. bizden de çalışkan çocukların çıktığını kanıtlıyorsun her gün.