14610
"başlığına son kez yazdığım" demiştim bir önceki entry'mi girerken. ondan sonra da yazmamıştım.
ancak, öyle bir kaos oluşturdu ki dursun aydın özbek yönetimi denilen beceriksizler ordusu akıl alır gibi değil.
göndersen, belhanda'ya tepki verecekler var. daha önce verdiler, biliyoruz.
göndermesen, bu sneijder'den herhangi bir şekilde verim alamazsın. alamazsın yani, forma numarasını başkasına ver, gitsin diye mobbing'in kralını yap, açıklamalarla suçla vs.
işin belhanda konusu ayrı bir durum. çökerttiler adamı geldiğinden beridir. wes benim canım ciğerim. tanımadan en sevdiğim insan. net. açın okuyun yazdığım tüm entry'leri. belhanda yerini doldurmaz da dedim, halen bu görüşü de savunuyorum. ama artık adam alınmış. "done deal" yani! bu saatten sonra o çocuğa yüklenmenin ne anlamı var? belhanda başlığında da dedim "bu saatten sonra hayırlı olsun demek düşer ancak şu mali tabloda gerek var mıydı belhanda'ya?" diye. bu görüşü savunmaya da devam ediyorum. ama gelmiş adamın profiline girip de "bizim 10 numaramız sneijder" diye yazmanın kime, hangi faydası var? al, bak adamı ne hale getirdi o tepkiler. https://pbs.twimg.com/media/DEiXVaUXgAQqeb0.jpg
sneijder elbette gitmesin. ama belhanda artık bizim oyuncumuz. şunu kafanıza sokun!
dursun aydın özbek eğer wesley sneijder'i göndermeyi kafasına koyduysa belhanda'ya sahip çıkmak boynumuzun borcudur. ha wesley'e en kral uğurlama da yapılır, her kötü giden maçtan sonra kendisi de anılır burası ayrı. ama şu belhanda'nın kafasını rahatlatalım wesley gidecekse de gitmeyecekse de. bu çocuktan performans alamayız diğer türlü.
wesley sneijder de suçlu değil. belhanda da suçlu değil. suçlu mu arıyorsunuz? 2 senedir başımıza gelen her olayda, kevin großkreutz olayında, kolbeinn'de yaşananlarda ve diğer tüm başarısızlıklarda kim suçlu sizce? dursun aydın özbek yine hedef saptırıyor. önce cüneyt tanman oldu, sonra levent nazifoğlu, şimdi de wesley'i buldu. görevde kalırsa eğer cenk ergün'ü de bu hedeflerin içerisine elbet ekleyecek.
her olayın suçlusu tek son dönemde, onu unutmayın da gitmesini de isteyebilirsiniz, kalmasını da.
ancak, öyle bir kaos oluşturdu ki dursun aydın özbek yönetimi denilen beceriksizler ordusu akıl alır gibi değil.
göndersen, belhanda'ya tepki verecekler var. daha önce verdiler, biliyoruz.
göndermesen, bu sneijder'den herhangi bir şekilde verim alamazsın. alamazsın yani, forma numarasını başkasına ver, gitsin diye mobbing'in kralını yap, açıklamalarla suçla vs.
işin belhanda konusu ayrı bir durum. çökerttiler adamı geldiğinden beridir. wes benim canım ciğerim. tanımadan en sevdiğim insan. net. açın okuyun yazdığım tüm entry'leri. belhanda yerini doldurmaz da dedim, halen bu görüşü de savunuyorum. ama artık adam alınmış. "done deal" yani! bu saatten sonra o çocuğa yüklenmenin ne anlamı var? belhanda başlığında da dedim "bu saatten sonra hayırlı olsun demek düşer ancak şu mali tabloda gerek var mıydı belhanda'ya?" diye. bu görüşü savunmaya da devam ediyorum. ama gelmiş adamın profiline girip de "bizim 10 numaramız sneijder" diye yazmanın kime, hangi faydası var? al, bak adamı ne hale getirdi o tepkiler. https://pbs.twimg.com/media/DEiXVaUXgAQqeb0.jpg
sneijder elbette gitmesin. ama belhanda artık bizim oyuncumuz. şunu kafanıza sokun!
dursun aydın özbek eğer wesley sneijder'i göndermeyi kafasına koyduysa belhanda'ya sahip çıkmak boynumuzun borcudur. ha wesley'e en kral uğurlama da yapılır, her kötü giden maçtan sonra kendisi de anılır burası ayrı. ama şu belhanda'nın kafasını rahatlatalım wesley gidecekse de gitmeyecekse de. bu çocuktan performans alamayız diğer türlü.
wesley sneijder de suçlu değil. belhanda da suçlu değil. suçlu mu arıyorsunuz? 2 senedir başımıza gelen her olayda, kevin großkreutz olayında, kolbeinn'de yaşananlarda ve diğer tüm başarısızlıklarda kim suçlu sizce? dursun aydın özbek yine hedef saptırıyor. önce cüneyt tanman oldu, sonra levent nazifoğlu, şimdi de wesley'i buldu. görevde kalırsa eğer cenk ergün'ü de bu hedeflerin içerisine elbet ekleyecek.
her olayın suçlusu tek son dönemde, onu unutmayın da gitmesini de isteyebilirsiniz, kalmasını da.
