10
ulan var ya... bu öyle güzel bir laf ki söylenirken öfkeniz birden tavan yapıyor ama o öfke aynı saniye içinde parabolik bir biçimde sıfıra doğru giderken gurur grafiğiniz de +y yönünde sonsuza doğru uzuyor. sanki içimizde yaşayan farklı bir canlı varmış da bize bu sevdanın güzelliğini tekrar hatırlatmak onun göreviymiş gibi. sanki dipsiz bir kuyuda düşerken birden aydınlığı görüp uyanıvermek gibi.
geçen sene 9 kasim 2008 fenerbahce galatasaray macindan sonraki gün yaptığım gibi bugün de, yani 25 ekim 2009 fenerbahce galatasaray macindan sonra okula atkıyla gittim. armalı kısım terse dönmesin diye 10 saniyede bir kontrol ettim, dönmüşse düzelttim. kampüste yürürken yine o aşağılayıcı bakışlara denk geldim, güldüm geçtim. yine geçen seneki gibi arkadaşlarım çaplarında dalgalarını geçti, "hangi yüzle giyiyorsun o atkıyı kiehkieh..." cevaplar, sataşmalar sürdü gitti. bütün gün aynı zırva muhabbetler, sanki sahada top oynanmış da yorumluyormuşuz gibi. meydan muharebesi lan neyin topu! akşam eve döndüğümde kapının önünde durdum, sabahtan beri konuştuklarımızı düşündüm sonra da mırıldandım:
"ulan gaassaray büyük takımsın. senin yenilgine kurban."
geçen sene 9 kasim 2008 fenerbahce galatasaray macindan sonraki gün yaptığım gibi bugün de, yani 25 ekim 2009 fenerbahce galatasaray macindan sonra okula atkıyla gittim. armalı kısım terse dönmesin diye 10 saniyede bir kontrol ettim, dönmüşse düzelttim. kampüste yürürken yine o aşağılayıcı bakışlara denk geldim, güldüm geçtim. yine geçen seneki gibi arkadaşlarım çaplarında dalgalarını geçti, "hangi yüzle giyiyorsun o atkıyı kiehkieh..." cevaplar, sataşmalar sürdü gitti. bütün gün aynı zırva muhabbetler, sanki sahada top oynanmış da yorumluyormuşuz gibi. meydan muharebesi lan neyin topu! akşam eve döndüğümde kapının önünde durdum, sabahtan beri konuştuklarımızı düşündüm sonra da mırıldandım:
"ulan gaassaray büyük takımsın. senin yenilgine kurban."