9
güncelliğini koruyan bir blog'u vardır.
son, alanyaspor maçı hakkındaki yazısı:
--- alıntı ---
bayramlık kıyafetini bir gün sabredemeyip arife günü giymiş çocuk misali yeni sezon formalarıyla alanya deplasmanına çıktı galatasaray. sezon bitmeden lansman yapılınca, hatta lansman yapılmadan storelarda satılmaya başlayınca taze formalar, yeni sezona kalmadan siftahı yaptı galatasaray, hem de galibiyetle siftah yaptı... dileğimiz yeni sezonda yeni parçalısıyla bol goller atar, çokça galibiyetler alır, tekrar ay yıldızlı bayrağı göğüsünde taşıma şerefine ulaşır sarı-kırmızılı futbolcular. değinmeden geçmeyelim, yeni formayı sanal alemdeki fotoğraflarından pek içimize sindirememiştim ama store'a gidip "canlısını" görünce pek de yabana atılmayacak bir çalışma olduğunu söyleyebilirim.
kazanan takımı bozmamıştı igor tudor, alanya deplasmanında. yasin ve carole'u kenarda bırakıp sinan ve linnes'le başladı oyuna. "şeytan tüyü var" sinan'da desek yeridir, geçen hafta olduğu gibi bu gece de, maç içinde hiç gözükmemesine rağmen, topla bir buluşuyor, pir buluşuyor, attığı gollerle galibiyeti getiriyor. alanya karşısında da iki harika gol atarak, belki de maçın yıldızı seçilecek gazetelerin yarınki baskılarında. gol futbolun meyvesidir, topu filelerle buluşturanlar elbette konuşulacaksa, bruma'dan söz etmeden olur mu? galatasaray'a transfer olduğundan beridir belki de en verimli karşılaşmalarından birini sergiledi portekizli oyuncu alanya'da. "rüzgarın oğlu" lakabını pek benimseyince yarış atı gibi kafası önde sürekli topla oynayan bruma, bu gece kafasını kaldırıp arkadaşlarını da oynatmayı akıl edince, galatasaray rakip kalede bolca pozisyon buldu. tabii sadece hücumda gözükmedi genç oyuncu, savunmaya da gelerek kritik toplar kesti, alanyaspor'un hücuma çıkan beklerini kovaladı.
linnes de deplasman galibiyetinin mimarlarındandı. demek ki carole'suz oluyormuş da o meşhur şarkıda dediği gibi "carole'la geçen günlere yazık"... fransız oyuncunun menajeri bir an evvel florya'ya davet edilip, oyuncusuna kulüp araması söylenmeli ve linnes'in yanına bir sol bek arayışına geçilmeli.
galatasaray rahat bir oyunla bulduğu üç golle kapadığı ilk devrenin ardından vites küçültüp, oyunu rolantiye alınca, hakem halil umut meler'in de ev sahibine katkısıyla bölüm bölüm zorlansa da deplasmandan üç puan çıkarıp, üçüncülük mücadelesinde fenerbahçe'yi yakaladı ve yarışı son haftaya taşıdı. bu gece de görüldü ki hakemler galatasaray lehine penaltı vermekten korkarken, galatasaray aleyhine kolayca beyaz noktayı gösterebiliyorlar. kokuşmuş hakemlerin arasında umut vaad eden genç hakem halil umut meler, 3 -5 metre ilerisinde rodriguez'in düşürülmesine devam kararı verirken, alanyaspor'lu vagner love'un şutunda ahmet çalik'in kolunu arkasına saklamasını "görmezden" geldi. buna benzer verilmeyen penaltıları artık sayamaz olduk ve anladık ki bu ülkede futbol galatasaray lehine penaltı çalınmayan bir oyundur...
gol krallığında zirvede olan alanyaspor'lu vagner love, hiç gereği yokken muslera'ya yaptığı hareketle sarı kart gördü ve son hafta cezalı duruma düştü. maç içinde gol sayısını arttırmak için oldukça arzulu gözüken love, maç sonu verdiği demeçte de "arkadaşlara şans verdim, umarım beni yakalayabilirler" diye espiri yaparken, ligten düşecek son takımı belirleyecek maçta neden oynamak istemediği akıllarda uzun yıllar soru olarak kalacak...
--- alıntı ---
http://ultrasmovement.blogspot.com.tr/
son, alanyaspor maçı hakkındaki yazısı:
--- alıntı ---
bayramlık kıyafetini bir gün sabredemeyip arife günü giymiş çocuk misali yeni sezon formalarıyla alanya deplasmanına çıktı galatasaray. sezon bitmeden lansman yapılınca, hatta lansman yapılmadan storelarda satılmaya başlayınca taze formalar, yeni sezona kalmadan siftahı yaptı galatasaray, hem de galibiyetle siftah yaptı... dileğimiz yeni sezonda yeni parçalısıyla bol goller atar, çokça galibiyetler alır, tekrar ay yıldızlı bayrağı göğüsünde taşıma şerefine ulaşır sarı-kırmızılı futbolcular. değinmeden geçmeyelim, yeni formayı sanal alemdeki fotoğraflarından pek içimize sindirememiştim ama store'a gidip "canlısını" görünce pek de yabana atılmayacak bir çalışma olduğunu söyleyebilirim.
kazanan takımı bozmamıştı igor tudor, alanya deplasmanında. yasin ve carole'u kenarda bırakıp sinan ve linnes'le başladı oyuna. "şeytan tüyü var" sinan'da desek yeridir, geçen hafta olduğu gibi bu gece de, maç içinde hiç gözükmemesine rağmen, topla bir buluşuyor, pir buluşuyor, attığı gollerle galibiyeti getiriyor. alanya karşısında da iki harika gol atarak, belki de maçın yıldızı seçilecek gazetelerin yarınki baskılarında. gol futbolun meyvesidir, topu filelerle buluşturanlar elbette konuşulacaksa, bruma'dan söz etmeden olur mu? galatasaray'a transfer olduğundan beridir belki de en verimli karşılaşmalarından birini sergiledi portekizli oyuncu alanya'da. "rüzgarın oğlu" lakabını pek benimseyince yarış atı gibi kafası önde sürekli topla oynayan bruma, bu gece kafasını kaldırıp arkadaşlarını da oynatmayı akıl edince, galatasaray rakip kalede bolca pozisyon buldu. tabii sadece hücumda gözükmedi genç oyuncu, savunmaya da gelerek kritik toplar kesti, alanyaspor'un hücuma çıkan beklerini kovaladı.
linnes de deplasman galibiyetinin mimarlarındandı. demek ki carole'suz oluyormuş da o meşhur şarkıda dediği gibi "carole'la geçen günlere yazık"... fransız oyuncunun menajeri bir an evvel florya'ya davet edilip, oyuncusuna kulüp araması söylenmeli ve linnes'in yanına bir sol bek arayışına geçilmeli.
galatasaray rahat bir oyunla bulduğu üç golle kapadığı ilk devrenin ardından vites küçültüp, oyunu rolantiye alınca, hakem halil umut meler'in de ev sahibine katkısıyla bölüm bölüm zorlansa da deplasmandan üç puan çıkarıp, üçüncülük mücadelesinde fenerbahçe'yi yakaladı ve yarışı son haftaya taşıdı. bu gece de görüldü ki hakemler galatasaray lehine penaltı vermekten korkarken, galatasaray aleyhine kolayca beyaz noktayı gösterebiliyorlar. kokuşmuş hakemlerin arasında umut vaad eden genç hakem halil umut meler, 3 -5 metre ilerisinde rodriguez'in düşürülmesine devam kararı verirken, alanyaspor'lu vagner love'un şutunda ahmet çalik'in kolunu arkasına saklamasını "görmezden" geldi. buna benzer verilmeyen penaltıları artık sayamaz olduk ve anladık ki bu ülkede futbol galatasaray lehine penaltı çalınmayan bir oyundur...
gol krallığında zirvede olan alanyaspor'lu vagner love, hiç gereği yokken muslera'ya yaptığı hareketle sarı kart gördü ve son hafta cezalı duruma düştü. maç içinde gol sayısını arttırmak için oldukça arzulu gözüken love, maç sonu verdiği demeçte de "arkadaşlara şans verdim, umarım beni yakalayabilirler" diye espiri yaparken, ligten düşecek son takımı belirleyecek maçta neden oynamak istemediği akıllarda uzun yıllar soru olarak kalacak...
--- alıntı ---
http://ultrasmovement.blogspot.com.tr/