7
ara ara bir oluruz yolunda'sını dinliyorum eski günleri yad ediyorum. duygulanıyorum be. eyvallah.
günümüzde milletimizin tamamının içtenlikle benimseyeceği, duygulandıracak bir eser ortaya koymak çok zor. genel olarak zor ama futbol için daha da zor. bir oluruz yolunda dedirtecek veya sanatçılara bu duyguda eserlere ilham olacak ruh yok çünkü ortada. kutuplaştık toplum olarak, hem de çok. sevmiyoruz ki birbirimizi. milletçe sevemiyoruz ki kurumlardaki yöneticilerimizi, temsil makamlarında yer işgal edenleri.
çeşitli yerlerde, makamlarda seveceğimiz, bizi temsil ettiğini düşündüğümüz hadi bunları da geçtim "olduğu yere hakkıyla gelmiştir" diyip bizi temsiline saygı duyacağımız kimseler yok ki. kimse kalmadı neredeyse. bitti. düzen değişti. tüm milletin saygıya binaen ortak noktaya yerleştirebileceği halihazırda görevi başında kimse yok. futbol için konuşursak kulüpler arasındaki ayrışmalardan, siyaset için konuşursak siyasi kutuplaşmalardan ortak nokta yok. tüm milletin saygıya binaen ortak noktaya yerleştirebileceği halihazırda görevi başında kimse yok.
kimi bayrağımızı taşıması veya makamının saygınlığı yeterlidir gözüyle bakıyor ama tüm millet için yetmiyor bu. benim için yetmiyor. bayrağı taşıyacak kişinin o bayrağı taşıma yetkinliğini bir siyasi partiden alması yetmiyor. yüzde 50'den alması yetmiyor. sırf yüzde 50'ye ait olması vesilesiyle almasından yetmiyor. bir kişinin onayından geçmesi yetmiyor.
-bayrak taşımaktan kastım temsil-.
iktidarın görüşünden olup olmamadan bağımsız herkes hak ettikleri yerlere gelebildikleri zaman oluşacak ruh.
temsili liyakatla buluşturduğumuzda oluşacak ruh.
toplumun gönül rızası en yükseğe ulaştığında, gönülsüzlük en aza indirildiğinde.
saygı duyacak kişileri bulduğumuzda, en azından bir yerlerde saygı duyacak birilerini bulduğumuzda.
hak edene değerini verdikçe ve birbirimizi sevdikçe.
o birlik ruhu oluşursa işte o zaman belki daha iyisini ortaya koyabilir sanatçılarımız.
tekrar eyvallah tarkan. eyvallah hemşehrim.
günümüzde milletimizin tamamının içtenlikle benimseyeceği, duygulandıracak bir eser ortaya koymak çok zor. genel olarak zor ama futbol için daha da zor. bir oluruz yolunda dedirtecek veya sanatçılara bu duyguda eserlere ilham olacak ruh yok çünkü ortada. kutuplaştık toplum olarak, hem de çok. sevmiyoruz ki birbirimizi. milletçe sevemiyoruz ki kurumlardaki yöneticilerimizi, temsil makamlarında yer işgal edenleri.
çeşitli yerlerde, makamlarda seveceğimiz, bizi temsil ettiğini düşündüğümüz hadi bunları da geçtim "olduğu yere hakkıyla gelmiştir" diyip bizi temsiline saygı duyacağımız kimseler yok ki. kimse kalmadı neredeyse. bitti. düzen değişti. tüm milletin saygıya binaen ortak noktaya yerleştirebileceği halihazırda görevi başında kimse yok. futbol için konuşursak kulüpler arasındaki ayrışmalardan, siyaset için konuşursak siyasi kutuplaşmalardan ortak nokta yok. tüm milletin saygıya binaen ortak noktaya yerleştirebileceği halihazırda görevi başında kimse yok.
kimi bayrağımızı taşıması veya makamının saygınlığı yeterlidir gözüyle bakıyor ama tüm millet için yetmiyor bu. benim için yetmiyor. bayrağı taşıyacak kişinin o bayrağı taşıma yetkinliğini bir siyasi partiden alması yetmiyor. yüzde 50'den alması yetmiyor. sırf yüzde 50'ye ait olması vesilesiyle almasından yetmiyor. bir kişinin onayından geçmesi yetmiyor.
-bayrak taşımaktan kastım temsil-.
iktidarın görüşünden olup olmamadan bağımsız herkes hak ettikleri yerlere gelebildikleri zaman oluşacak ruh.
temsili liyakatla buluşturduğumuzda oluşacak ruh.
toplumun gönül rızası en yükseğe ulaştığında, gönülsüzlük en aza indirildiğinde.
saygı duyacak kişileri bulduğumuzda, en azından bir yerlerde saygı duyacak birilerini bulduğumuzda.
hak edene değerini verdikçe ve birbirimizi sevdikçe.
o birlik ruhu oluşursa işte o zaman belki daha iyisini ortaya koyabilir sanatçılarımız.
tekrar eyvallah tarkan. eyvallah hemşehrim.