7
ne bileyim bana bir garip geliyor. öncelikle sanırım burada bir birlik yok. yani euroleague var, sonra fiba'nın şampiyonlar ligi var, garip geliyor bu bana. yani düşünsenize yarın eurofootball diye bir zımbırtı çıkıyor şampiyonlar ligine rakip.
demek istediğim bence avrupa basketbolunda derin tarihi, saygınlığı olan bir turnuva yok.
bir de sanki hep nba'de oynanan gerçek basketbolmuş da oradan düşmeler, çıkmalar avrupa'da oynuyormuş gibi geliyor. sanırım bunu düşünmemin nedeni abd'nin turnuvaları 2. sınıf basketbolcularıyla domine etmesi. yani şu an lebron'lu, steph'li, durant'li bir takımın en kral avrupa takımına yapacağı şeyleri hayal bile edemiyorum.
belki de ben anlamıyorumdur basketboldan ve avrupadaki yapılanmadan. yani avrupa basketbolu izlemem için o maç galatasaray'ın olmalı. onun dışında çok yavan geliyor bana.
bir de şu var, avrupa'da kral olanlar nba'de olmayabilyior. sanırım spanoulis houston'a gitmişti tutunamamıştı. datome'un bench'te takıldığını hatırlıyorum. teodosic sanırım hiç gitmedi, gittiyse de hatırlamıyorum. ekpe gitti-döndü diye biliyorum. vesely de vasattı. bu adamlar avrupa'nın tanrıları veya kralları basketbolda, düşünün.
nba'de çok başarılı olan birinin avrupa'da başarısız olma ihtimali ne ki? ne bileyim yeni parlayanlardan mesela giannis antetokounmpo geliyor ve başarısız oluyor. bu olabilir mi? ya da ne bileyim harden geliyor buraya ama maç başı 5 sayı 3 asist ortalamasıyla sezon bitiriyor?
belki de en doğrusu basketbol olarak büyük bir pasta düşünmemektir. avrupa basketbolu ayrıdır, amerikan basketbolu ayrıdır.
kişiye verdiği zevk ayrıdır, avrupa basketbolu daha keyifli diyen adamla tartışmam. niye tartışayım zevk polisi miyim zaten, herkes farklı şeyleri beğenebilir çok normal. adam ondan keyif alıyordur ki alabilir de. avrupa'da birbirine yakın çok takım var ve iyi izleyiciler oyunu rahat okuyor. nba'de sen top kimde fark edene kadar sayı atılmış üzerine fast break yenilmiş olabiliyor bazen.
dağınık oldu ama anlaşılmıştır herhalde demek istediklerim. ne bileyim avrupa basketbolu sanki bir alt seviyesi ana basketbol pastasının. bilemiyorum.
demek istediğim bence avrupa basketbolunda derin tarihi, saygınlığı olan bir turnuva yok.
bir de sanki hep nba'de oynanan gerçek basketbolmuş da oradan düşmeler, çıkmalar avrupa'da oynuyormuş gibi geliyor. sanırım bunu düşünmemin nedeni abd'nin turnuvaları 2. sınıf basketbolcularıyla domine etmesi. yani şu an lebron'lu, steph'li, durant'li bir takımın en kral avrupa takımına yapacağı şeyleri hayal bile edemiyorum.
belki de ben anlamıyorumdur basketboldan ve avrupadaki yapılanmadan. yani avrupa basketbolu izlemem için o maç galatasaray'ın olmalı. onun dışında çok yavan geliyor bana.
bir de şu var, avrupa'da kral olanlar nba'de olmayabilyior. sanırım spanoulis houston'a gitmişti tutunamamıştı. datome'un bench'te takıldığını hatırlıyorum. teodosic sanırım hiç gitmedi, gittiyse de hatırlamıyorum. ekpe gitti-döndü diye biliyorum. vesely de vasattı. bu adamlar avrupa'nın tanrıları veya kralları basketbolda, düşünün.
nba'de çok başarılı olan birinin avrupa'da başarısız olma ihtimali ne ki? ne bileyim yeni parlayanlardan mesela giannis antetokounmpo geliyor ve başarısız oluyor. bu olabilir mi? ya da ne bileyim harden geliyor buraya ama maç başı 5 sayı 3 asist ortalamasıyla sezon bitiriyor?
belki de en doğrusu basketbol olarak büyük bir pasta düşünmemektir. avrupa basketbolu ayrıdır, amerikan basketbolu ayrıdır.
kişiye verdiği zevk ayrıdır, avrupa basketbolu daha keyifli diyen adamla tartışmam. niye tartışayım zevk polisi miyim zaten, herkes farklı şeyleri beğenebilir çok normal. adam ondan keyif alıyordur ki alabilir de. avrupa'da birbirine yakın çok takım var ve iyi izleyiciler oyunu rahat okuyor. nba'de sen top kimde fark edene kadar sayı atılmış üzerine fast break yenilmiş olabiliyor bazen.
dağınık oldu ama anlaşılmıştır herhalde demek istediklerim. ne bileyim avrupa basketbolu sanki bir alt seviyesi ana basketbol pastasının. bilemiyorum.