• 58
    abiler kardeşler ben 20'li yaşlarda bir insanım o yüzden pek bilmiyorum türkiye'de işler hep mi böyleydi yoksa son yıllarda mı böyle ancak ülkemizde herkes "aman işin ucu bana dokunmasın" kafasında. her alanda böyle bu olay. risk almak, sorumluluk almak, ortaya karakter koymak bizim insanımıza göre bir iş değil.

    adama adres sorarsın, anlatmaya başlar "abicim şurdan git ordan şey yap" falan filan adam konuşurken anlarsın bu herif bi boktan anlamıyor, adam anlatır anlatır anlatır, cümleyi bitirir, en sonunda da der ki "sen yine de birine sor" ulan yanlış tarif vermişsin zaten bi işin arkasında dur, sonunda yine üstünden atıyor sorumluluğu.

    hakemlikde de böyle bu iş, şu çizgi hakemleri var ya ceza sahasında olan pozisyonlarda veya topun çizgiyi geçip geçmediğinin anlaşılamadığı zamanlarda bir işe yarasın diye konulan 2 tane hakem var ya, kardeşim ne işe yararsın diye sorarlar o adama.

    gözünün önünde penaltı oluyor, kulaklık takıyorlar ya mikrofonlu, eliyle ağzını kapayıp "hocam çal net penaltı" diyemiyor adam ya. bön bön orta hakeme bakıyor. e orta hakem de pozisyona uzak, sana bakıyor. karşılıklı bakışıyorlar. desene kardeşim ben gördüm penaltı diye. niye diyemiyorsun yahu neyden korkuyorsun ? madem diyemiyorsun, neden o işi yapıyorsun arkadaşım senin iş tanımında var bu. düşünsene, sucu alıyorsun işe evlere su götürsün diye, adam eve su götürmüyor, aynı şey ulan.

    bu alanda en beğendiğim yardımcı hakem olarak alex taşçıoğlu diyeceğim. 100 kere rastladım orta hakemin aut verdiği pozisyona ısrarla korner gösterdiğini, veya çok ince ofsaytı süzüp, yanlış görse bile ısrarla bayrağı kaldırdığını. aleks kardeşimiz bu konuda rüştünü o kadar ispatladı ki genelde orta hakemler emin olmadıkları pozisyonda aleks bey'in kararlarına itimat edip kararı o yönde veriyorlar.

    gözümüze çarpan başka bir husus, adam türk vatandaşı ama aleks yahu ismi, yine sorumluluk alan türk bulamadık.
App Store'dan indirin Google Play'den alın