14
''galatasaray efsanelerini anıyor''da bu hafta :p
merhaba beyler bayanlar, çocukları pistten alalım, spor tarihinin en büyük mücadelelerinden birine yıllar sonra tekrar hoşgeldiniz!
öncelikle şunu bilmenizi isterim ki; bu satırları gözlerim yaşlı bir şekilde giriyorum. elbette bunlar mutluluk gözyaşları, asla böyle bir finalin bir kez daha yaşanacağını tahmin edemezdik.
maçın kısa bir analizine girecek olursak;
nadal yıllar boyunca federer'e karşı üstünlük sağladı. bunun elbette birçok sebebi var: bunlardan bazıları; savaşçı özelliği ile, ayaklarının hızlı oluşuyla birlikte korttaki her sayı için ölesiye mücadele etmesi ve federer'in tek el back-hand'lerine, müthiş spin'li forehand'lerini balyoz gibi indirmesinin yanı sıra, mental olarak da kritik noktalarda sağlam durmasının etkisi vardı.
fakat bu kez durum biraz daha farklı. nadal 2009 avustralya açık'ta yine federer'i yenip şampiyon olurken, yarı finalde 5 saatlik bir verdasco maçı oynamıştı. o zamanlar gençti tabii, ateş gibi yanıyordu. şimdi durumun farklı olmasının sebebi bacaklarında eskisi kadar güç olmaması ve kondisyon eksikliği ile birlikte gelen yorgunluk. nadal'ın artık bu yaşta 48 saat bile geçmeden beş setlik iki mücadeleyi kaldırabileceğini düşünmüyorum. o yüzden puanları mümkün olduğunda kısa tutup, enerjisini idareli harcamalı. aksi hâlde kupayı federer'in ellerinde görebiliriz.
nadal'cı olduğum için onun penceresinden bir analiz yaptım, çünkü düzenli olarak rafa'yı takip ediyorum. federer'ci arkadaşların analizlerini de okumak isterim tabii ki.
kısa yazayım dedim ama yine dayanamadım ve baya uzun yazdım. sabredip okuyanlara teşekkürler.
pazar sabahı bütün planlarınızı, kahvaltılarınızı iptal edin, telefonlarınızı kapatın ve 3-4 saatliğine dünyadan kopup avustralya'ya gidin.
çünkü kim kazanırsa kazansın bir derbi izleyecek, spor tarihinin en büyük olaylarından birine tanıklık edeceksiniz.
bir de son olarak; vamos rafa!
merhaba beyler bayanlar, çocukları pistten alalım, spor tarihinin en büyük mücadelelerinden birine yıllar sonra tekrar hoşgeldiniz!
öncelikle şunu bilmenizi isterim ki; bu satırları gözlerim yaşlı bir şekilde giriyorum. elbette bunlar mutluluk gözyaşları, asla böyle bir finalin bir kez daha yaşanacağını tahmin edemezdik.
maçın kısa bir analizine girecek olursak;
nadal yıllar boyunca federer'e karşı üstünlük sağladı. bunun elbette birçok sebebi var: bunlardan bazıları; savaşçı özelliği ile, ayaklarının hızlı oluşuyla birlikte korttaki her sayı için ölesiye mücadele etmesi ve federer'in tek el back-hand'lerine, müthiş spin'li forehand'lerini balyoz gibi indirmesinin yanı sıra, mental olarak da kritik noktalarda sağlam durmasının etkisi vardı.
fakat bu kez durum biraz daha farklı. nadal 2009 avustralya açık'ta yine federer'i yenip şampiyon olurken, yarı finalde 5 saatlik bir verdasco maçı oynamıştı. o zamanlar gençti tabii, ateş gibi yanıyordu. şimdi durumun farklı olmasının sebebi bacaklarında eskisi kadar güç olmaması ve kondisyon eksikliği ile birlikte gelen yorgunluk. nadal'ın artık bu yaşta 48 saat bile geçmeden beş setlik iki mücadeleyi kaldırabileceğini düşünmüyorum. o yüzden puanları mümkün olduğunda kısa tutup, enerjisini idareli harcamalı. aksi hâlde kupayı federer'in ellerinde görebiliriz.
nadal'cı olduğum için onun penceresinden bir analiz yaptım, çünkü düzenli olarak rafa'yı takip ediyorum. federer'ci arkadaşların analizlerini de okumak isterim tabii ki.
kısa yazayım dedim ama yine dayanamadım ve baya uzun yazdım. sabredip okuyanlara teşekkürler.
pazar sabahı bütün planlarınızı, kahvaltılarınızı iptal edin, telefonlarınızı kapatın ve 3-4 saatliğine dünyadan kopup avustralya'ya gidin.
çünkü kim kazanırsa kazansın bir derbi izleyecek, spor tarihinin en büyük olaylarından birine tanıklık edeceksiniz.
bir de son olarak; vamos rafa!
