4815
temelinin atılmasından açıldığı güne kadar aylarca yıllarca inşaat kameralarından takip ettiğim mabed. ali sami yen'de maç izlemek kısmet olmamıştı. istanbul'a temelli yerleştiğim sıralarda galatasaray da bu stada geçti. imkan bulduğum iilk maça da gitmiştim. ama şanssızlık o dur ki o maçta 18 mart 2011 galatasaray fenerbahçe maçıydı. yıllarca kameralardan takip etmiştim, inşaatının gün gün yükseldiğine ilk elden şahit olmuştum ama canlı canlı görmek başka bir şeydi. içeri ilk girdiğimde (doğu üst tribün) vay anasını ...... bu nasıl bir şey böyle diye hayretler içinde kalmıştım. stadyum değil adeta kendi başına bir şehirdi. üst tirbünden girdiğim halde o tribünlerin, çatının yüksekliğine inanamamıştım.
ilk gittiğim maçta yenildik ama tesadüf mü nedir, ondan sonra gittiğim her maçta kazandık. sadece bir türkiye kupası maçında berabere kaldık. üst kat tribünlerin en üst sırasından tut, saha kenarına kadar hemen her yerinde maç izlemişliğim vardır. ama bu arena, her gittiğimde bir şekilde beni etkilemeyi başarmıştır.
ilk gittiğim maçta yenildik ama tesadüf mü nedir, ondan sonra gittiğim her maçta kazandık. sadece bir türkiye kupası maçında berabere kaldık. üst kat tribünlerin en üst sırasından tut, saha kenarına kadar hemen her yerinde maç izlemişliğim vardır. ama bu arena, her gittiğimde bir şekilde beni etkilemeyi başarmıştır.
