9
bir birleşik isim olan takımımızın ismindeki en karakteristik sayılabilecek kısım olmasına karşın etimolojik kökeni halen tam olarak aydınlatılamamış olan bir kelimedir. öncelikle galata semtinin tarihi sınırları galata kulesi'nden çok daha aşağıda kalmaktadır ve haliç kıyısını da içine alacak şekilde yaklaşık olarak arap camii mahallesi'ne tekabül etmektedir.
geç antik dönem'de kuvvetle muhtemeldir ki bol miktarda barındırdığı incir ağaçları sebebiyle "sykai" (incirlik) ya da "peran en sykais" (karşı yakadaki incirlik) olarak bilinen galata'dan mö. 5. yy'da heredot, m.ö. 1. yy'da strabon ve ms. 2. yy'da dionysius periegetes gibi tarihçiler "sykai" ismiyle yerleşime dair oldukça ilginç detaylar da vererek bahsetmektedirler.
yaklaşık 4-5. yy. tarihli tabula peutingeriana isimli meşhur roma yol haritasında da konstantinopolis'in hemen karşısında "sycas" gözükmektedir. 408-450 yılları arasında hüküm sürmüş olan bizans imparatoru 2. theodosius konstantinopolis'in mahallelerini düzenlerken sykai kentin 13. mahallesini oluşturmaktaydı. daha sonra 527-565 yılları arasında imparatorluk yapmış olan 1. justinianos sykai'yi imar etmiş ve yerleşimin adını "justinianopolis" (justinianos'un kenti) olarak değiştirmiştir fakat bu isim pek uzun soluklu olamamış ve "sykai"nin kullanımı devam etmiştir.
"galata" ismine ilgili yerleşimi tanımlayacak şekilde tarihte ilk kez, takribi olarak 758-817 yılları arasında yaşamış tarihçi günah çıkartıcı teofanes'in arapların 717-718 konstantinopolis kuşatmasından bahsederken, muhtemelen 2. tiberius konstantin (hüküm süresi: 574-582) tarafından yapılmış olan kıyı tahkiminden "kastellion ton galatou" (galata kalesi) olarak bahsetmesiyle rastlanır. galata kulesi'yle karıştırılmaması gereken bu kale günümüzde büyük oranda yıkılmış olup mahzen kısmı karaköy'deki yeraltı camii'dir. yani bu bağlamda sykai isminin yaklaşık 1000 yıl sürmüş ve belgelere dayanan bir kullanımı söz konusudur fakat 200 yıldan daha kısa sayılabilecek bir sürede "sykai" ismi ortadan kaybolurken yerleşim birden bire "galata" olmuştur. zira 4. haçlı seferi (1202-1204) sırasında konstantinopolis'in latinler tarafından fethinden önce ilgili kaleyi ele geçiren birlik içinde yer alıp daha sonra anılarını kaleme almış olan geoffrey de villehardouin de kaleden "tor des galathas" (galata kalesi) olarak söz etmektedir.
daha sonraki yıllarda bizanslılar tarafından sürekli olarak "galata" şeklinde adlandırılan bu yerleşimin 1267-1453 arasında hüküm sürmüş olan meşhur sakinleri cenevizliler kolonilerinin bizans imajını biraz olsun ortadan kaldırmak için "galata" yerine "pera" (karşı yaka) kelimesini kullanmayı tercih etmişlerdir. zaten yerleşimin en meşhur yapısı olan ve 1348'de inşa edilmiş "galata kulesi" de ilgili eserin osmanlılar tarafından konmuş ismi olup kule inşa sahibi cenevizliler tarafından "christea turris" (isa kulesi), konstantinopolis'ten bu eseri görmekte olan bizanslılar tarafından da "megalos pyrgos" (büyük burç) olarak adlandırılmaktaydı. yani fetih sonrası osmanlılar tarafından bizans dönemindeki adlandırma tercih edilmiş, "pera" ise daha yukarılara tekabül eden ve daha ziyade gayrimüslim tebaa tarafından beyoğlu için kullanılan alternatif bir isim haline gelmiştir.
galata isminin kökeni için bazı tarihçiler tarafından ortaya atılmış en meşhur iddiaları akabinde kendi yorumlarımı da katarak değerlendireceğim;
gala / galaktos (yunanca, süt): 17. yy'da yaşamış olan evliya çelebi'nin ortaya attığı ve daha sonra başka tarihçiler tarafından da savunulmuş bu görüşe göre galata'daki ahırlarda yaşayan ineklerden sağılan sütler çok lezzetli olurmuş ve özellikle de kral tarafından çok beğenilirmiş. buradaki süthaneler yüzünden de "galata" ismi zamanla yerleşmiştir.
yorum: isim benzerliğinden yola çıkılmış ve kesinlikle herhangi bir tarihi dayanağı olmayan, zayıf bir iddia. 1000 sene "incirlik" olarak bilinen bir yerin sütleriyle birden bire bu en yaygın ismini rafa kaldıracak derecede meşhur olması da akla pek yatkın gelmiyor.
calata (italyanca, rıhtım / iskele): cenevizlilerin galata kıyılarındaki ticari faaliyetleri sebebiyle halen mevcut olan bu kelimenin galata'nın kökeni olabileceği iddiası anonim olarak ortaya atılmıştır.
yorum: italyan denizcilerin konstantinopolis'e ilk kez yerleşmelerinden takribi 300 sene önce dahi tarihi belgelerde "galata" ismine rastlandığı için bu iddia mantıklı gibi gözükse de aslında mümkün gözükmemektedir.
galatlar / galyalılar: bizanslı tarihçi ioannis tzetzes'te (1110-1180) göre brennus isimli galyalı bir kumandan batı avrupa'daki galya'dan kalkıp sykai'ye gelmiş ve buraya yerleştiği için de zamanla galatlar / galyalıların yunanca ismi olan "galatia" kullanılmaya başlanmıştır.
yorum: bu olay ve ilgili kumandan gerçektir fakat galyalılar'ın yunanistan ve anadolu'yu istilası mö. 3. yy ile mö. 1. yy arasında yaşanmıştır. bu bağlamda "sykai" isminin ilgili istiladan 600 sene sonra daha tarihi belgelerde sıklıkla kullanılması göz önüne alınırsa sözü edilen teori de akla yatkın gelmemektedir.
kal'at / kal'a (arapça, kale): bu iddiayı 1874 yılında ortaya atan kişi beyoğlu belediyesi'nde mühendislik yapmış olan marie de launay'dır. surlarla çevrili "mübarek şehir" konstantinopolis'i (konstantiniyye) birçok kez kuşatmış olan araplar haliç'in karşısında yer almasına karşın kendi surlarına sahip bu yerleşim için ilgili ifadeyi kullanmışlar ve bu isim de zaman içinde yerleşmiştir.
yorum: araplar şayet bu ismi ortaya atmışlar ise şehirleri hiçbir şekilde teslim alınmamış bizanslılar niçin benimsesinler? bu açıdan hiçbir gerçekliği yok... galata'nın cenevizliler öncesinde surlara sahip olduğu doğrudur ve bu tahkimat 306-337 yılları arasında imparatorluk yapmış olan 1. konstantin tarafından yaptırılmış, cenevizliler 1267'de galata'ya yerleşmeden hemen önce de önlem olarak dönemin imparatoru (1259-1282) 8. mihail paleologos tarafından kale hariç kalacak şekilde yıktırılmıştır.
"galata" (trakça, anlamı bilinmiyor): andreas david mordtmann 1907'de "galata" isminin bazı tarihi belgelerde trakya kıyılarındaki yarımadalar için de kullanıldığını ortaya koymuş ve anlamı hala meçhul olan bu kelimenin ilgili yerleşimin yarımada şeklindeki topoğrafyası sebebiyle kullanılmaya başlanmış olabileceğini iddia etmiştir.
yorum: her ne kadar tutarlı gibi gözükse de bu iddia halihazırda 5. yy'da soyu tükenmiş olan bu dile ait ilgili ifadenin roma ve bizans imparatorlukları döneminde sürekli olarak kullanılmış orijinal ismin önüne geçmesi ihtimaline açıklık getirmemektedir.
son olarak alfons maria schneider ve miltiadis nomidis'in 1944'te ortaya attıkları iddia sanıyorum ki akla en yatkın olandır. ikili günah çıkarıcı teofanes'in yukarıda sözü edilen "kastellion ton galatou" ifadesinde ilgili yapıdan tam olarak "galata kalesi" değil de, bire bir çeviri yapıldığında "galatalı'nın mahallesindeki kale" olarak söz edildiğini ifade etmektedirler. yine yukarıda sözü edilmiş olan istila sonrası orta anadolu'ya yerleşmiş olan galatlar / galyalılar uzunca bir süre daha hükümlerini sürdürmüş, hatta burada aynı isimli bir krallık bile kurmuşlardır. bu yüzden de günümüzde ankara, çorum ve yozgat civarına karşılık gelen bölgedeki roma eyaletinin ismi "galatia" olmuş ve bizanslılar tarafından eyalet isimleri düzenlenene dek yaklaşık 800 sene bu şekilde kullanılmıştır. bu yüzden de sykai'ye kaleyi yaptıran kişi aslen bir galat olduğu için ya da muhtemelen nüfuzlu birisi olan bu galat yüzünden sykai mahallesi "galatia" olarak adlandırılmaya başlanmış, kale de bu vesileyle aynı ismi almış olabilir.
yorum: muhtemelen en mantıklı iddia budur yalnız bana göre ilgili galat bu kaleyi yaptırmış olmalıdır çünkü ne kadar nüfuzlu olursa olsun taş çatlasın 40-50 sene nüfuzlu haliyle orada yaşamıştır, haliyle de kudretli imparator 1. justinianos'un bile ismini veremediği bir yerleşime kimliği meçhul bir galat sırf oradaki tek galat olduğu veya çok önemli biri olduğu için ismini veremez diye düşünüyorum. olsa olsa bu nüfuzlu galat o kalenin inşasını imparatorluğa bir lütuf olarak finanse etmiştir, böylece de kaleye, yerleşimin en önemli yapısı da birden bire kale olduğu için dolayısıyla sykai'ye de adını vermiştir.
son not: mor formanın ilham kaynağı olan galatlar dolaylı da olsa doğrulanmıştır denebilir fakat bu bağlantının çok daha eskiden gerçekleşmiş galyalı istilası ile karıştırılmaması gerekir. oradan gelip de iç anadolu'ya yerleşmiş ve yüzyıllar boyunca roma ve bizans vatandaşı olarak yaşamış, hatta etnik olarak belki de galyalı bile olmayan fakat galyalı istilası sebebiyle "galatia" ismini almış olan bu bölgenin aynı ismi taşıyan sakinleri takımımızın isminin en karakteristik kısmının asıl kökenidir denebilir. bu yüzden mor forma bir şekilde aklanmış olsa da 2288 ifadesi istilanın gerçekleştiği dönemi temsil ettiği için sanki biraz alakasız kalmış denebilir.
mor forma vesilesiyle bu rengin galyalılarla ilgisine çok kısaca değinecek olursak da 23-79 yılları arasında yaşamış romalı tarihçi büyük plinius'un anlattıklarına göre galyalılar tutsak ettikleri kölelerin kıyafetlerini ayırt edilsin diye bir çeşit böğürtlen ile mora boyamaktaymışlar fakat bu boya çok kalıcı olmazmış ve zaman içinde yıkana yıkana ve güneşe maruz kala kala rengi açılırmış. bu yüzden de galyalılar ile mor renk diğer uluslar tarafından özdeşleştirilmiş fakat maalesef ki galyalıların mor rengi tarihi belgelere dayanan tek kullanımı budur. bu açıdan ilgili konsept hem renk hem de isim seçimi açısından talihsiz olmuş...
galatasaray!
kaynaklar:
birçok tarihi kaynaktan ufak ufak faydalandım fakat prof. semavi eyice'nin galata ve kulesi - galata and its tower ile istanbul'un mahalle ve semt adları hakkında bir deneme isimli çalışmaları tüm bu yazdıklarımın ana fikrini en iyi kapsayan çalışmalardır diyebilirim.
geç antik dönem'de kuvvetle muhtemeldir ki bol miktarda barındırdığı incir ağaçları sebebiyle "sykai" (incirlik) ya da "peran en sykais" (karşı yakadaki incirlik) olarak bilinen galata'dan mö. 5. yy'da heredot, m.ö. 1. yy'da strabon ve ms. 2. yy'da dionysius periegetes gibi tarihçiler "sykai" ismiyle yerleşime dair oldukça ilginç detaylar da vererek bahsetmektedirler.
yaklaşık 4-5. yy. tarihli tabula peutingeriana isimli meşhur roma yol haritasında da konstantinopolis'in hemen karşısında "sycas" gözükmektedir. 408-450 yılları arasında hüküm sürmüş olan bizans imparatoru 2. theodosius konstantinopolis'in mahallelerini düzenlerken sykai kentin 13. mahallesini oluşturmaktaydı. daha sonra 527-565 yılları arasında imparatorluk yapmış olan 1. justinianos sykai'yi imar etmiş ve yerleşimin adını "justinianopolis" (justinianos'un kenti) olarak değiştirmiştir fakat bu isim pek uzun soluklu olamamış ve "sykai"nin kullanımı devam etmiştir.
"galata" ismine ilgili yerleşimi tanımlayacak şekilde tarihte ilk kez, takribi olarak 758-817 yılları arasında yaşamış tarihçi günah çıkartıcı teofanes'in arapların 717-718 konstantinopolis kuşatmasından bahsederken, muhtemelen 2. tiberius konstantin (hüküm süresi: 574-582) tarafından yapılmış olan kıyı tahkiminden "kastellion ton galatou" (galata kalesi) olarak bahsetmesiyle rastlanır. galata kulesi'yle karıştırılmaması gereken bu kale günümüzde büyük oranda yıkılmış olup mahzen kısmı karaköy'deki yeraltı camii'dir. yani bu bağlamda sykai isminin yaklaşık 1000 yıl sürmüş ve belgelere dayanan bir kullanımı söz konusudur fakat 200 yıldan daha kısa sayılabilecek bir sürede "sykai" ismi ortadan kaybolurken yerleşim birden bire "galata" olmuştur. zira 4. haçlı seferi (1202-1204) sırasında konstantinopolis'in latinler tarafından fethinden önce ilgili kaleyi ele geçiren birlik içinde yer alıp daha sonra anılarını kaleme almış olan geoffrey de villehardouin de kaleden "tor des galathas" (galata kalesi) olarak söz etmektedir.
daha sonraki yıllarda bizanslılar tarafından sürekli olarak "galata" şeklinde adlandırılan bu yerleşimin 1267-1453 arasında hüküm sürmüş olan meşhur sakinleri cenevizliler kolonilerinin bizans imajını biraz olsun ortadan kaldırmak için "galata" yerine "pera" (karşı yaka) kelimesini kullanmayı tercih etmişlerdir. zaten yerleşimin en meşhur yapısı olan ve 1348'de inşa edilmiş "galata kulesi" de ilgili eserin osmanlılar tarafından konmuş ismi olup kule inşa sahibi cenevizliler tarafından "christea turris" (isa kulesi), konstantinopolis'ten bu eseri görmekte olan bizanslılar tarafından da "megalos pyrgos" (büyük burç) olarak adlandırılmaktaydı. yani fetih sonrası osmanlılar tarafından bizans dönemindeki adlandırma tercih edilmiş, "pera" ise daha yukarılara tekabül eden ve daha ziyade gayrimüslim tebaa tarafından beyoğlu için kullanılan alternatif bir isim haline gelmiştir.
galata isminin kökeni için bazı tarihçiler tarafından ortaya atılmış en meşhur iddiaları akabinde kendi yorumlarımı da katarak değerlendireceğim;
gala / galaktos (yunanca, süt): 17. yy'da yaşamış olan evliya çelebi'nin ortaya attığı ve daha sonra başka tarihçiler tarafından da savunulmuş bu görüşe göre galata'daki ahırlarda yaşayan ineklerden sağılan sütler çok lezzetli olurmuş ve özellikle de kral tarafından çok beğenilirmiş. buradaki süthaneler yüzünden de "galata" ismi zamanla yerleşmiştir.
yorum: isim benzerliğinden yola çıkılmış ve kesinlikle herhangi bir tarihi dayanağı olmayan, zayıf bir iddia. 1000 sene "incirlik" olarak bilinen bir yerin sütleriyle birden bire bu en yaygın ismini rafa kaldıracak derecede meşhur olması da akla pek yatkın gelmiyor.
calata (italyanca, rıhtım / iskele): cenevizlilerin galata kıyılarındaki ticari faaliyetleri sebebiyle halen mevcut olan bu kelimenin galata'nın kökeni olabileceği iddiası anonim olarak ortaya atılmıştır.
yorum: italyan denizcilerin konstantinopolis'e ilk kez yerleşmelerinden takribi 300 sene önce dahi tarihi belgelerde "galata" ismine rastlandığı için bu iddia mantıklı gibi gözükse de aslında mümkün gözükmemektedir.
galatlar / galyalılar: bizanslı tarihçi ioannis tzetzes'te (1110-1180) göre brennus isimli galyalı bir kumandan batı avrupa'daki galya'dan kalkıp sykai'ye gelmiş ve buraya yerleştiği için de zamanla galatlar / galyalıların yunanca ismi olan "galatia" kullanılmaya başlanmıştır.
yorum: bu olay ve ilgili kumandan gerçektir fakat galyalılar'ın yunanistan ve anadolu'yu istilası mö. 3. yy ile mö. 1. yy arasında yaşanmıştır. bu bağlamda "sykai" isminin ilgili istiladan 600 sene sonra daha tarihi belgelerde sıklıkla kullanılması göz önüne alınırsa sözü edilen teori de akla yatkın gelmemektedir.
kal'at / kal'a (arapça, kale): bu iddiayı 1874 yılında ortaya atan kişi beyoğlu belediyesi'nde mühendislik yapmış olan marie de launay'dır. surlarla çevrili "mübarek şehir" konstantinopolis'i (konstantiniyye) birçok kez kuşatmış olan araplar haliç'in karşısında yer almasına karşın kendi surlarına sahip bu yerleşim için ilgili ifadeyi kullanmışlar ve bu isim de zaman içinde yerleşmiştir.
yorum: araplar şayet bu ismi ortaya atmışlar ise şehirleri hiçbir şekilde teslim alınmamış bizanslılar niçin benimsesinler? bu açıdan hiçbir gerçekliği yok... galata'nın cenevizliler öncesinde surlara sahip olduğu doğrudur ve bu tahkimat 306-337 yılları arasında imparatorluk yapmış olan 1. konstantin tarafından yaptırılmış, cenevizliler 1267'de galata'ya yerleşmeden hemen önce de önlem olarak dönemin imparatoru (1259-1282) 8. mihail paleologos tarafından kale hariç kalacak şekilde yıktırılmıştır.
"galata" (trakça, anlamı bilinmiyor): andreas david mordtmann 1907'de "galata" isminin bazı tarihi belgelerde trakya kıyılarındaki yarımadalar için de kullanıldığını ortaya koymuş ve anlamı hala meçhul olan bu kelimenin ilgili yerleşimin yarımada şeklindeki topoğrafyası sebebiyle kullanılmaya başlanmış olabileceğini iddia etmiştir.
yorum: her ne kadar tutarlı gibi gözükse de bu iddia halihazırda 5. yy'da soyu tükenmiş olan bu dile ait ilgili ifadenin roma ve bizans imparatorlukları döneminde sürekli olarak kullanılmış orijinal ismin önüne geçmesi ihtimaline açıklık getirmemektedir.
son olarak alfons maria schneider ve miltiadis nomidis'in 1944'te ortaya attıkları iddia sanıyorum ki akla en yatkın olandır. ikili günah çıkarıcı teofanes'in yukarıda sözü edilen "kastellion ton galatou" ifadesinde ilgili yapıdan tam olarak "galata kalesi" değil de, bire bir çeviri yapıldığında "galatalı'nın mahallesindeki kale" olarak söz edildiğini ifade etmektedirler. yine yukarıda sözü edilmiş olan istila sonrası orta anadolu'ya yerleşmiş olan galatlar / galyalılar uzunca bir süre daha hükümlerini sürdürmüş, hatta burada aynı isimli bir krallık bile kurmuşlardır. bu yüzden de günümüzde ankara, çorum ve yozgat civarına karşılık gelen bölgedeki roma eyaletinin ismi "galatia" olmuş ve bizanslılar tarafından eyalet isimleri düzenlenene dek yaklaşık 800 sene bu şekilde kullanılmıştır. bu yüzden de sykai'ye kaleyi yaptıran kişi aslen bir galat olduğu için ya da muhtemelen nüfuzlu birisi olan bu galat yüzünden sykai mahallesi "galatia" olarak adlandırılmaya başlanmış, kale de bu vesileyle aynı ismi almış olabilir.
yorum: muhtemelen en mantıklı iddia budur yalnız bana göre ilgili galat bu kaleyi yaptırmış olmalıdır çünkü ne kadar nüfuzlu olursa olsun taş çatlasın 40-50 sene nüfuzlu haliyle orada yaşamıştır, haliyle de kudretli imparator 1. justinianos'un bile ismini veremediği bir yerleşime kimliği meçhul bir galat sırf oradaki tek galat olduğu veya çok önemli biri olduğu için ismini veremez diye düşünüyorum. olsa olsa bu nüfuzlu galat o kalenin inşasını imparatorluğa bir lütuf olarak finanse etmiştir, böylece de kaleye, yerleşimin en önemli yapısı da birden bire kale olduğu için dolayısıyla sykai'ye de adını vermiştir.
son not: mor formanın ilham kaynağı olan galatlar dolaylı da olsa doğrulanmıştır denebilir fakat bu bağlantının çok daha eskiden gerçekleşmiş galyalı istilası ile karıştırılmaması gerekir. oradan gelip de iç anadolu'ya yerleşmiş ve yüzyıllar boyunca roma ve bizans vatandaşı olarak yaşamış, hatta etnik olarak belki de galyalı bile olmayan fakat galyalı istilası sebebiyle "galatia" ismini almış olan bu bölgenin aynı ismi taşıyan sakinleri takımımızın isminin en karakteristik kısmının asıl kökenidir denebilir. bu yüzden mor forma bir şekilde aklanmış olsa da 2288 ifadesi istilanın gerçekleştiği dönemi temsil ettiği için sanki biraz alakasız kalmış denebilir.
mor forma vesilesiyle bu rengin galyalılarla ilgisine çok kısaca değinecek olursak da 23-79 yılları arasında yaşamış romalı tarihçi büyük plinius'un anlattıklarına göre galyalılar tutsak ettikleri kölelerin kıyafetlerini ayırt edilsin diye bir çeşit böğürtlen ile mora boyamaktaymışlar fakat bu boya çok kalıcı olmazmış ve zaman içinde yıkana yıkana ve güneşe maruz kala kala rengi açılırmış. bu yüzden de galyalılar ile mor renk diğer uluslar tarafından özdeşleştirilmiş fakat maalesef ki galyalıların mor rengi tarihi belgelere dayanan tek kullanımı budur. bu açıdan ilgili konsept hem renk hem de isim seçimi açısından talihsiz olmuş...
galatasaray!
kaynaklar:
birçok tarihi kaynaktan ufak ufak faydalandım fakat prof. semavi eyice'nin galata ve kulesi - galata and its tower ile istanbul'un mahalle ve semt adları hakkında bir deneme isimli çalışmaları tüm bu yazdıklarımın ana fikrini en iyi kapsayan çalışmalardır diyebilirim.