64
herkesin mehmet güven değişikliğine takılmış olduğu maç. buna aceto balsamico da dahil. şimdi eğri oturup doğru konuşacağız. kimse de alınıp gücenmeyecek. mehmet güven maçta ne hata yapmış, ne doğru yapmış ona bakacağız. öyle boş keseden "kewell yerine mehmet güven'i oyuna sokan adam futboldan anlamaz" demeye getirirseniz, lafı ağzınızın ortasına yapıştırırım. oturduğu yerden isimleri yan yana koyup saçma sapan yorum yapmaya, üstelik skibbe'nin futboldan anlamadığına dokundurmaya zerre hakkınız yok.
mehmet güven girdikten sonra 20-30 metreye iki tane muhteşem pası var ve ikisi de doğrudan pozisyon getirecek paslar.
tamam eksilerine gelelim. aradım lakin bulamadım. galatasaray'ın yediği goller, yani mehmet güven oyuna girdikten sonra yenilen 3 ve 4.golü düşünelim. bu goller mehmet güven'in kanadından mı geldi? yoksa goller sol kanattan, arda'nın şu güne kadar gördüğüm en şımarık hareketleri ile en vurdumduymaz, savunmaya yardım etmekten bihaber oyunu yüzünden mi geldi?
mehmet güven sevilmeyebilir ama bıktım ben bu ezbere yorumlardan. sabri eğer 2 maçtır iyi oynamıyor olsaydı şu an sabri'ye laf çarpan kişileri de duyardık, bundan adım gibi eminim.
maçın kaybedilme sebebi açıkça ortada. mücadele etmezsen kimse sana maç hediye edecek değil. skibbe'den motivasyon istiyorsanız o zaman yanlış adrestesiniz. herkes kendi düşünecek, asgari ücrete çalışmıyor kimse bu takımda. profesyonelliğin ne demek olduğunu bizden iyi bilmeliler!
son olarak hakan şükür, hakan şükür olmuşsa nedeni her maça aynı mücadeleyi ortaya koyduğu içindir. yüreğiyle oynadığı içindir. arda mücadelesini savunmaya yardım ederek yapsaydı bugün farklı şeyler konuşuyor olurduk. ama arda topu ayağına alınca oynamaya çalıştı, onun dışında sırtını savunmasına dönüp kaldı. savunmaya harcamadığı enerjisini de hakemlerle uğraşarak harcamayı seçti. arda'yı ilk kez beğenmediğim, hatta çok daha ağır şekilde suçladığım bir maç oldu bu. tne bordeaux'lu oyuncuya kafa atması, ne hatalı pas-şut seçimleri. benim tek baktığım şey oyuncunun "ben büyük futbolcuyum, op gelirse klasımı sergilerim" tarzı mı oynadığı, yoksa "canla başla mücadele edeyim" tarzıyla mı oynadığı kısımdır. arda ne yazık ki ilk tarzı seçmiş. umarım hatasını anlar. geçenlerde bir maçta aynı şeyi aydın yılmaz için de yazmıştım. bu futbolcuların akıl hocalığını umarım emre belözoğlu'nun akıl hocalığını yapanlar yapmıyordur!
mehmet güven girdikten sonra 20-30 metreye iki tane muhteşem pası var ve ikisi de doğrudan pozisyon getirecek paslar.
tamam eksilerine gelelim. aradım lakin bulamadım. galatasaray'ın yediği goller, yani mehmet güven oyuna girdikten sonra yenilen 3 ve 4.golü düşünelim. bu goller mehmet güven'in kanadından mı geldi? yoksa goller sol kanattan, arda'nın şu güne kadar gördüğüm en şımarık hareketleri ile en vurdumduymaz, savunmaya yardım etmekten bihaber oyunu yüzünden mi geldi?
mehmet güven sevilmeyebilir ama bıktım ben bu ezbere yorumlardan. sabri eğer 2 maçtır iyi oynamıyor olsaydı şu an sabri'ye laf çarpan kişileri de duyardık, bundan adım gibi eminim.
maçın kaybedilme sebebi açıkça ortada. mücadele etmezsen kimse sana maç hediye edecek değil. skibbe'den motivasyon istiyorsanız o zaman yanlış adrestesiniz. herkes kendi düşünecek, asgari ücrete çalışmıyor kimse bu takımda. profesyonelliğin ne demek olduğunu bizden iyi bilmeliler!
son olarak hakan şükür, hakan şükür olmuşsa nedeni her maça aynı mücadeleyi ortaya koyduğu içindir. yüreğiyle oynadığı içindir. arda mücadelesini savunmaya yardım ederek yapsaydı bugün farklı şeyler konuşuyor olurduk. ama arda topu ayağına alınca oynamaya çalıştı, onun dışında sırtını savunmasına dönüp kaldı. savunmaya harcamadığı enerjisini de hakemlerle uğraşarak harcamayı seçti. arda'yı ilk kez beğenmediğim, hatta çok daha ağır şekilde suçladığım bir maç oldu bu. tne bordeaux'lu oyuncuya kafa atması, ne hatalı pas-şut seçimleri. benim tek baktığım şey oyuncunun "ben büyük futbolcuyum, op gelirse klasımı sergilerim" tarzı mı oynadığı, yoksa "canla başla mücadele edeyim" tarzıyla mı oynadığı kısımdır. arda ne yazık ki ilk tarzı seçmiş. umarım hatasını anlar. geçenlerde bir maçta aynı şeyi aydın yılmaz için de yazmıştım. bu futbolcuların akıl hocalığını umarım emre belözoğlu'nun akıl hocalığını yapanlar yapmıyordur!