1152
galatasaray'la ilginç ve tesadüfi bir "kesişme" huyu olan dünya futbol tarihinin en büyük futbol takımı, dünyanın en büyük kulüplerinden birisi.
nasıl bir kesişme?
şöyle anlatayım;
galatasaray olarak tarihimizdeki "üst düzey" başarıların sayısı haliyle çok fazla değil. başarı olarak nitelendirdiğimiz kavramlar uefa kupası zaferi, süper kupa zaferi ve şampiyonlar ligi'nde oynadığımız çeyrek finaller...
- galatasaray 2000 yılında tarihinin en büyük başarısını yakalayıp uefa kupasını aldı, sonrasında süper kupa finalinde real madrid ile eşleşti, rakibimizi uzatmalarda altın gol ile yenerek kupaya ulaştık
- galatasaray, hemen ertesi sene, 2000-2001 sezonu şampiyonlar ligi'nde tarihinde ilk defa çeyrek finale kalma başarısı gösterdi, o sene grupları geçip ikinci tur grupları da atlattıktan sonra karşımıza yine real madrid çıktı, ilk maçı 2-0'dan 3-2'ye (hatta iptal edilen gol olmasa 4-2'ye) döndürmeyi başarsak da deplasmanda 3-0 yenilmekten kurtulamadık ve tarihimizde ilk defa "şampiyonlar ligi yarı finali" oynama şansını kıl payı kaçırdık...
- galatasaray 2012-2013 sezonunda yine bir şampiyonlar ligi serüvenine iyi başladı, bu serüvende yine çeyrek finale çıkmayı başardık. ancak? rakip yine real madrid'di... mourinho'lu, ronaldo'lu real madrid. ilk maçta 3-0 kaybettiğimiz rakibimiz, evimizde de 1-0 öne geçiyor, ancak galatasaray'ımız ardı ardına bulduğu müthiş gollerle skoru 3-1'e getiriyordu. hatta 4'üncü golü de buluyor ancak ofsayt nedeniyle iptal edilince elimiz boş dönüyorduk. o rüzgarla maçın 4-1, 5-1'e gelmesi işten bile değildi. 5-1'le eleyebiliyorduk ancak, ki bunu yapsak herhalde futbol tarihinin en unutulmaz geri dönüşlerinden birisi olacaktı. ancak olmadı, real madrid, yüklenmekte olan galatasaray'a 1 gol daha atarak skoru 3-2'ye getirdi. 11 sene önce olduğu gibi, aynı skorlarla, 3-2 ve 3-0'la real madrid'e elendik...
(bkz: didier drogba'nın real madrid'e attığı gol)
gördüğümüz üzere tarihimizin en kritik noktalarında hep real madrid'le eşleşmişiz. ilginç bir tesadüf...
hatta bir sonraki sene yani 2013-2014 sezonunda da yine real madrid'le aynı gruba düştük, bu aşamada da 6-1 ve 4-1'lik skorlarla 2 maçı da kaybetmemize rağmen juventus'un da bulunduğu gruptan çıkmayı başarıp chelsea'ye elendik...
özetle;
tarihimizde başarı olarak nitelendirdiğimiz hemen hemen tüm anlarda real madrid duvarına çarpmışız.
o anlarda, real madrid değil de başka takımlarla eşleşmiş olsak belki de bugün yarı final oynamış bir takım hüviyetimiz olacaktı...
tarih bazen ağlarını farklı düğümlerle dokuyor.
bizim düğümümüzü de tarihin en büyük futbol kulübüne bağlamış olsa gerek...
edit: tam bunları yazarken bilinçsizce sol frame'de gözüm çarptı, farkında değilim, bu akşam gecelerden galatasaray odeabank'mış...
(bkz: 3 kasım 2016 real madrid galatasaray basketbol maçı)
nasıl bir kesişme?
şöyle anlatayım;
galatasaray olarak tarihimizdeki "üst düzey" başarıların sayısı haliyle çok fazla değil. başarı olarak nitelendirdiğimiz kavramlar uefa kupası zaferi, süper kupa zaferi ve şampiyonlar ligi'nde oynadığımız çeyrek finaller...
- galatasaray 2000 yılında tarihinin en büyük başarısını yakalayıp uefa kupasını aldı, sonrasında süper kupa finalinde real madrid ile eşleşti, rakibimizi uzatmalarda altın gol ile yenerek kupaya ulaştık
- galatasaray, hemen ertesi sene, 2000-2001 sezonu şampiyonlar ligi'nde tarihinde ilk defa çeyrek finale kalma başarısı gösterdi, o sene grupları geçip ikinci tur grupları da atlattıktan sonra karşımıza yine real madrid çıktı, ilk maçı 2-0'dan 3-2'ye (hatta iptal edilen gol olmasa 4-2'ye) döndürmeyi başarsak da deplasmanda 3-0 yenilmekten kurtulamadık ve tarihimizde ilk defa "şampiyonlar ligi yarı finali" oynama şansını kıl payı kaçırdık...
- galatasaray 2012-2013 sezonunda yine bir şampiyonlar ligi serüvenine iyi başladı, bu serüvende yine çeyrek finale çıkmayı başardık. ancak? rakip yine real madrid'di... mourinho'lu, ronaldo'lu real madrid. ilk maçta 3-0 kaybettiğimiz rakibimiz, evimizde de 1-0 öne geçiyor, ancak galatasaray'ımız ardı ardına bulduğu müthiş gollerle skoru 3-1'e getiriyordu. hatta 4'üncü golü de buluyor ancak ofsayt nedeniyle iptal edilince elimiz boş dönüyorduk. o rüzgarla maçın 4-1, 5-1'e gelmesi işten bile değildi. 5-1'le eleyebiliyorduk ancak, ki bunu yapsak herhalde futbol tarihinin en unutulmaz geri dönüşlerinden birisi olacaktı. ancak olmadı, real madrid, yüklenmekte olan galatasaray'a 1 gol daha atarak skoru 3-2'ye getirdi. 11 sene önce olduğu gibi, aynı skorlarla, 3-2 ve 3-0'la real madrid'e elendik...
(bkz: didier drogba'nın real madrid'e attığı gol)
gördüğümüz üzere tarihimizin en kritik noktalarında hep real madrid'le eşleşmişiz. ilginç bir tesadüf...
hatta bir sonraki sene yani 2013-2014 sezonunda da yine real madrid'le aynı gruba düştük, bu aşamada da 6-1 ve 4-1'lik skorlarla 2 maçı da kaybetmemize rağmen juventus'un da bulunduğu gruptan çıkmayı başarıp chelsea'ye elendik...
özetle;
tarihimizde başarı olarak nitelendirdiğimiz hemen hemen tüm anlarda real madrid duvarına çarpmışız.
o anlarda, real madrid değil de başka takımlarla eşleşmiş olsak belki de bugün yarı final oynamış bir takım hüviyetimiz olacaktı...
tarih bazen ağlarını farklı düğümlerle dokuyor.
bizim düğümümüzü de tarihin en büyük futbol kulübüne bağlamış olsa gerek...
edit: tam bunları yazarken bilinçsizce sol frame'de gözüm çarptı, farkında değilim, bu akşam gecelerden galatasaray odeabank'mış...
(bkz: 3 kasım 2016 real madrid galatasaray basketbol maçı)