hakan şükür

fettoşa kanan, onun cemaatine mensup olan, ona sempati duyan çok adam var bu memlekette. sırf bu herife kanıp takipçisi oldu diye sıradan insanları toplumun önüne atmayı, manevi lince tabi tutmayı da doğru bulmuyorum, aptallık da olsa akıl, fikir o bireye ait neticede ama h. şükür'ü sıradan insandan, sokaktaki vatandaştan, esnaftan, sporcudan ayıran şey* akp adlı atlantikçi koalisyonda fettoş kontenjanından aktif siyaset yapmasıydı bence. bu yapının türk ordusuna ettiği zulüm, türk devletinin kozmik sırlarını efendilerine afişe etmesi asla unutmayacağımız ve kulağımıza küpe yaptığımız şeyler. siyaset birçok şeyi etkiliyor, ticarete, spora, sanata benzemez. neticede ülke yönetimiyle, güvenliğiyle, dış politikasıyla ilgili faaliyetler yürütüyorsun ve senin bağlılığın, sadakatin meczup bir cemaat şeyhine... fettoşun afyonlusu bir sporcunun, esnafın yakacağı cürümle bir milletvekilinin etkisi bir tutulamaz. siyaset yapıyorsan önceliğin sadece ve sadece millet olmalı, sadakatin sadece ve sadece ülkene olmalı. bu açıdan hakan şükür'ün -en azından 15 temmuz'dan sonra- hala bu fettoş denen adamın yanında yer alması, mesela türkiye'ye dönüp bu emperyalist köpekleri ifşa etmemesi şahsen beni çok büyük hayal kırıklığına uğrattı. galatasaray'dan ihraç edilmesine de üzülmedim, üzülemedim. galatasaray fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bireylerin kalesidir. galatasaray'ın çizgisi mustafa kemal atatürk'ün çizgisidir. galatasaray aydınlığın, bilimin, özgürlüğün meşalesidir. şeyhlere, cemaatlere, imamlara köle, müptela olanların bu camiada yeri olmamalı.

keşke hiç siyasi işlere girmeseydi. galatasaray'ın efsanesi olmak bir insana nasıl olur da yeterli gelmez? bunu gerçekten anlayamıyorum. o meczupun neden abd'de ikamet ettiğini hiç sorgulamadın mı? sen neden abd'desin? o kadar galatasaray'da bulundun tevfik fikret'ten hiç mi nasibini almadın?