20
adalet bakanlığı yaptığı dönemde fenerbahçe başkanlığı(na getirilmiş) yapmış eski siyaset adamı.
düşünsenize; şuan ülkenin adalet bakanı olan isim süper lig kulüplerinden birinin başına geliyor. hem de neden geliyor? kulübün kapatılmasını önlemek için;
(bkz: 23 şubat 1934 fenerbahçe galatasaray maçı)
kavgalı derbi olarak anılan ve galatasaray fenerbahçe rekabetindeki ilk fitne olarak nitelenen maçta fenerbahçe'den 9, galatasaray'dan 8 oyuncu futboldan belli süreler men cezası alırlar. hatta fenerbahçe kalecisi hüsamettin böke olaylardan birinci derece sorumlu tutulur ve futboldan ömür boyu men edilir.
olayın akabinde fenerbahçe cezalara itiraz eder, itirazına karşılık bulamayınca komiteleri mahkemeye verme tehdidinde bulunur. bundan da bir sonuç alamayınca federasyonla arası açılır. fenerbahçe'nin kapatılması gündeme gelir.
işte bu esnada fenerbahçe heyeti dönemin adalet bakanı şükrü saraçoğlu'ndan yardım talebinde bulunur. saraçoğlu cezaları değiştiremeyeceğini ancak fenerbahçe'ye sempatisi olduğunu bildirir. bunun üzerine ani bir karar alan fenerbahçe yönetimi seçime gider ve şükrü saraçoğlu'nu başkan seçer.
1934-1950 yılları arasında 16 sene fenerbahçe başkanlığı yapan şükrü saraçoğlu'nun bu dönemde aynı zamanda devlette yürüttüğü görevler şunlardır:
- türkiye cumhuriyeti adalet bakanlığı - 1933-1938
- türkiye cumhuriyeti dışişleri bakanlığı - 1938-1942
- türkiye cumhuriyeti * başbakanlığı - 1942-1946
- türkiye büyük millet meclisi * başkanlığı - 1948-1950
görüldüğü üzere, fenerbahçe'nin özellikle ülke çapında ne popüler olduğu ve başarılarını katladığı dönem, kulüp başkanlığını yapan kişi ülkenin en güçlü adamlarından birisi.
kafanızda tezahür edin, bugün bir süper lig kulübünün başında adalet bakanı, dışişleri bakanı, başbakan, meclis başkanı gibi isimlerden birisi bulunsa ne olur? böyle bir şey mümkün olabilir mi?
bu bir haksızlık olmaz mı? bu bir haksız rekabete yol açmaz mı?
bu kişinin gücünden fenerbahçe fayda sağlamaz mı? futbolun içindekiler bu ismin gücünden çekince duymaz mı?
söz konusu ismin, şuan kadıköy şükrü saraçoğlu stadının bulunduğu araziyi sembolik bir bedelle fenerbahçe'ye kazandırdığını da ekleyelim ki ne demek istediğimiz daha net anlaşılsın...
(bkz: kahrolsun bazı şeyler)
(bkz: futbol çok enteresan)
düşünsenize; şuan ülkenin adalet bakanı olan isim süper lig kulüplerinden birinin başına geliyor. hem de neden geliyor? kulübün kapatılmasını önlemek için;
(bkz: 23 şubat 1934 fenerbahçe galatasaray maçı)
kavgalı derbi olarak anılan ve galatasaray fenerbahçe rekabetindeki ilk fitne olarak nitelenen maçta fenerbahçe'den 9, galatasaray'dan 8 oyuncu futboldan belli süreler men cezası alırlar. hatta fenerbahçe kalecisi hüsamettin böke olaylardan birinci derece sorumlu tutulur ve futboldan ömür boyu men edilir.
olayın akabinde fenerbahçe cezalara itiraz eder, itirazına karşılık bulamayınca komiteleri mahkemeye verme tehdidinde bulunur. bundan da bir sonuç alamayınca federasyonla arası açılır. fenerbahçe'nin kapatılması gündeme gelir.
işte bu esnada fenerbahçe heyeti dönemin adalet bakanı şükrü saraçoğlu'ndan yardım talebinde bulunur. saraçoğlu cezaları değiştiremeyeceğini ancak fenerbahçe'ye sempatisi olduğunu bildirir. bunun üzerine ani bir karar alan fenerbahçe yönetimi seçime gider ve şükrü saraçoğlu'nu başkan seçer.
1934-1950 yılları arasında 16 sene fenerbahçe başkanlığı yapan şükrü saraçoğlu'nun bu dönemde aynı zamanda devlette yürüttüğü görevler şunlardır:
- türkiye cumhuriyeti adalet bakanlığı - 1933-1938
- türkiye cumhuriyeti dışişleri bakanlığı - 1938-1942
- türkiye cumhuriyeti * başbakanlığı - 1942-1946
- türkiye büyük millet meclisi * başkanlığı - 1948-1950
görüldüğü üzere, fenerbahçe'nin özellikle ülke çapında ne popüler olduğu ve başarılarını katladığı dönem, kulüp başkanlığını yapan kişi ülkenin en güçlü adamlarından birisi.
kafanızda tezahür edin, bugün bir süper lig kulübünün başında adalet bakanı, dışişleri bakanı, başbakan, meclis başkanı gibi isimlerden birisi bulunsa ne olur? böyle bir şey mümkün olabilir mi?
bu bir haksızlık olmaz mı? bu bir haksız rekabete yol açmaz mı?
bu kişinin gücünden fenerbahçe fayda sağlamaz mı? futbolun içindekiler bu ismin gücünden çekince duymaz mı?
söz konusu ismin, şuan kadıköy şükrü saraçoğlu stadının bulunduğu araziyi sembolik bir bedelle fenerbahçe'ye kazandırdığını da ekleyelim ki ne demek istediğimiz daha net anlaşılsın...
(bkz: kahrolsun bazı şeyler)
(bkz: futbol çok enteresan)