175
önyargıların ve saplantıların sarmalından kendini kurtarabilmek. iyi ya da kötü bütün duygularınızı bir kenara bırakabilmek. ezbere işlerden mümkün mertebe kaçınmak. mümkün mertebe bilgi edinebilmek ve takip yapabilmek.
önyargı olağan gerçeklikten bağımsız bir eğilimdir. gerçekten uzak olabileceği gibi gerçeğin kendisi de olabilir. örneğin "x takım avrupa dönüşü puan kaybediyor" yargısı bu haliyle bir önyargıdan ibarettir. daha önce avrupa kupası dönüşü oynadığı iki maçta gerçekten iyi takımlara puan kaybeden bir takımın, üçüncü avrupa kupası dönüşü maçında yürümeye dermanı olmayan bir takımla oynayacağı maç öncesi göz göre göre hatalı bir tercihe yönlendirebilir. ama aynı takım her avrupa kupası dönüşü istikrarlı şekilde sıçıp sıvıyorsa, atıyorum önemli oyuncularını dinlendiriyorsa, kondüsyon eksikliğinden muzdaripse, ya da ligi sallayıp kupayı yoğunlaşmışsa avrupa kupası maçları dönüşünde tökezleyeceği yargısı önyargı olmaktan çıkar.
saplantı dediğimiz olay da aslında insan zihninin kontrol edemediği eğilimleridir ki bu da tıpkı önyargı gibi gerçekten bağımsız bir durumdur. yüksek oran kovalamak, kendini her bahsinde beli bir oranı yakalamaya şartlandırmak, marjinal taktikler belirlemeye çalışmak en belirgin saplantılardır. bu başlıkta duygu konusunu da ele almak gerekir aslında. tutmuş bir bahis her zaman oyuncuyu rahatlatır, kaybetmiş bir bahis ise gerginlik ve sinire neden olur. yaşadığı ya da şahit olduğu/bir yerlerden duyduğu bahis hikayelerinin hepsi bir iz bırakır, hatta oynadığı bahsi şekillendirir çoğu zaman. bu da sizi gerçekten bağımsız bir noktaya sürükler.
takip ve bilgi ise bahis olayını sıradan bir kumar oyunundan ayıran temel olaylardan biridir. şans oyunları diye adlandırılan kumar oyunlarının ortak özelliği yegane faktörün şans olmasıdır. bir kura/piyango çekilişinde, yazı tura atışı ya da rulet oyunlarda, atıyorum kumar makinesi olarak bilinen bilimum kollu alette belirleyici olan faktör şanstır. hilesiz bir oyunda kuradan çıkacak sayıyı, paranın hangi yüzünün geleceğini, topun hangi sayıda duracağını, kollu makinenin nerde para vereceğini bilmenin bir yolu yoktur. kumarhaneler şans faktörünü minimuma indirmek hatta ortadan kaldırıp oyunun sonucuna hakim olabilmek için türlü hilelere başvurur. sıradan bir oyuncunun oynatılan oyuna bu derece hakim olma şansı olmadığı için aslında şansını denemeye devam ediyor gibi görünse de şans faktörünü asgariye indirmiş olur. yani hileli bir kumar oyununda bile eninde sonunda birileri kazanır, ama kazananın kim olacağını kumarhane'nn hedeflediği kazanca ulaşıp ulaşamamış olması belirler. o da oyuncunun minimuma indirdiği şans faktörüdür.
bahis oyunlarında herhangi bir bilgiye sahip olmadan bültene ya da puan durumuna bakarak veya sadece içinden geldiği gibi oynamak oynanan bahsi tamamen şans faktörüne bırakmaktır. takımların performansını, cezalı/sakat oyuncularını takip etmek, güncel bilgileri kovalamak gibi bir dolu olay bu takip meselesinin kapsamına girer. bütün bunlar yapacağınız tahmin ya da öngörünün isabet oranını yükseltir. örneğin meşhur eyjafjallajökull yanardağının avrupa'yı felç ettiği dönemde barcelona'nın otobüsle gittiği bir inter depasmanında aldığı 3-1'lik bir mağlubiyet var, barcelona'nın en yenilmez zamanlarından birine denk gelir. çok basit bir örnek olmakla beraber çoğaltılabilir.
diyelim ki bütün bu aşamaları yaptınız, duygusuzca işe odaklandınız, ulaşılabilecek her türlü bilgiye ulaşıp mümkün olan en doğru konumda tahmin yaptınız. sıra geldi işin en boktan tarafına; herşeyi layıkıyla yapsanız dahi şans faktörünü en fazla %50'ye kadar düşürebilirsiniz. 38 maçtır yenilmeyen bir boksörün bir anlık dalgınlıkla nakavt olmasını, 3-4 senedir ceza sahası dışından gol yemeyen kalecinin bu defa topa yetişemeyeceğini, maç boyu harikalar yaratan kalecinin sakin sakin kendisine gelen geri pası zeminin azizliğinden dolayı ıskalayacağını, ligin en sağlam defans oyuncusunun maçtan önce karısıyla kavga edip maça leyla bi kafada çıkıp saçma salak gol yedirmeyeceğini bilebilmek imkansızdır. zaten kumarhaneleri spor oyunlarına bahis oynatmaya yönelten en önemli etken bu şans faktörü ve olayların kontorlünün bir dolu etmenin elinde olmasıdır.
binbir özenle yaptığınız ve 8-9 misli veren bir kuponunuz akıl almaz bir şekilde yatarken birilerinin uçuk ötesi bir kuponla sağlam bir parayı vurması birbirinden bağımsız olaylardır. rüyasında gördüğü sonucu oynayıp köşeyi dönen, arkadaşlarıyla yaptığı bir muhabbetten yola çıkıp en yakın bahis bürosunda o olaya fiyat alıp zamanı gelince ufak bir servet kazanan insanlarla doludur tarih. bu tarz bir olayın gerçekleşme ihtimali yedi ceddi zenginlik içinde boğuşan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmenizden ya da bir piyango biletinin isabet etmesinden farklı bir olay değildir...
önyargı olağan gerçeklikten bağımsız bir eğilimdir. gerçekten uzak olabileceği gibi gerçeğin kendisi de olabilir. örneğin "x takım avrupa dönüşü puan kaybediyor" yargısı bu haliyle bir önyargıdan ibarettir. daha önce avrupa kupası dönüşü oynadığı iki maçta gerçekten iyi takımlara puan kaybeden bir takımın, üçüncü avrupa kupası dönüşü maçında yürümeye dermanı olmayan bir takımla oynayacağı maç öncesi göz göre göre hatalı bir tercihe yönlendirebilir. ama aynı takım her avrupa kupası dönüşü istikrarlı şekilde sıçıp sıvıyorsa, atıyorum önemli oyuncularını dinlendiriyorsa, kondüsyon eksikliğinden muzdaripse, ya da ligi sallayıp kupayı yoğunlaşmışsa avrupa kupası maçları dönüşünde tökezleyeceği yargısı önyargı olmaktan çıkar.
saplantı dediğimiz olay da aslında insan zihninin kontrol edemediği eğilimleridir ki bu da tıpkı önyargı gibi gerçekten bağımsız bir durumdur. yüksek oran kovalamak, kendini her bahsinde beli bir oranı yakalamaya şartlandırmak, marjinal taktikler belirlemeye çalışmak en belirgin saplantılardır. bu başlıkta duygu konusunu da ele almak gerekir aslında. tutmuş bir bahis her zaman oyuncuyu rahatlatır, kaybetmiş bir bahis ise gerginlik ve sinire neden olur. yaşadığı ya da şahit olduğu/bir yerlerden duyduğu bahis hikayelerinin hepsi bir iz bırakır, hatta oynadığı bahsi şekillendirir çoğu zaman. bu da sizi gerçekten bağımsız bir noktaya sürükler.
takip ve bilgi ise bahis olayını sıradan bir kumar oyunundan ayıran temel olaylardan biridir. şans oyunları diye adlandırılan kumar oyunlarının ortak özelliği yegane faktörün şans olmasıdır. bir kura/piyango çekilişinde, yazı tura atışı ya da rulet oyunlarda, atıyorum kumar makinesi olarak bilinen bilimum kollu alette belirleyici olan faktör şanstır. hilesiz bir oyunda kuradan çıkacak sayıyı, paranın hangi yüzünün geleceğini, topun hangi sayıda duracağını, kollu makinenin nerde para vereceğini bilmenin bir yolu yoktur. kumarhaneler şans faktörünü minimuma indirmek hatta ortadan kaldırıp oyunun sonucuna hakim olabilmek için türlü hilelere başvurur. sıradan bir oyuncunun oynatılan oyuna bu derece hakim olma şansı olmadığı için aslında şansını denemeye devam ediyor gibi görünse de şans faktörünü asgariye indirmiş olur. yani hileli bir kumar oyununda bile eninde sonunda birileri kazanır, ama kazananın kim olacağını kumarhane'nn hedeflediği kazanca ulaşıp ulaşamamış olması belirler. o da oyuncunun minimuma indirdiği şans faktörüdür.
bahis oyunlarında herhangi bir bilgiye sahip olmadan bültene ya da puan durumuna bakarak veya sadece içinden geldiği gibi oynamak oynanan bahsi tamamen şans faktörüne bırakmaktır. takımların performansını, cezalı/sakat oyuncularını takip etmek, güncel bilgileri kovalamak gibi bir dolu olay bu takip meselesinin kapsamına girer. bütün bunlar yapacağınız tahmin ya da öngörünün isabet oranını yükseltir. örneğin meşhur eyjafjallajökull yanardağının avrupa'yı felç ettiği dönemde barcelona'nın otobüsle gittiği bir inter depasmanında aldığı 3-1'lik bir mağlubiyet var, barcelona'nın en yenilmez zamanlarından birine denk gelir. çok basit bir örnek olmakla beraber çoğaltılabilir.
diyelim ki bütün bu aşamaları yaptınız, duygusuzca işe odaklandınız, ulaşılabilecek her türlü bilgiye ulaşıp mümkün olan en doğru konumda tahmin yaptınız. sıra geldi işin en boktan tarafına; herşeyi layıkıyla yapsanız dahi şans faktörünü en fazla %50'ye kadar düşürebilirsiniz. 38 maçtır yenilmeyen bir boksörün bir anlık dalgınlıkla nakavt olmasını, 3-4 senedir ceza sahası dışından gol yemeyen kalecinin bu defa topa yetişemeyeceğini, maç boyu harikalar yaratan kalecinin sakin sakin kendisine gelen geri pası zeminin azizliğinden dolayı ıskalayacağını, ligin en sağlam defans oyuncusunun maçtan önce karısıyla kavga edip maça leyla bi kafada çıkıp saçma salak gol yedirmeyeceğini bilebilmek imkansızdır. zaten kumarhaneleri spor oyunlarına bahis oynatmaya yönelten en önemli etken bu şans faktörü ve olayların kontorlünün bir dolu etmenin elinde olmasıdır.
binbir özenle yaptığınız ve 8-9 misli veren bir kuponunuz akıl almaz bir şekilde yatarken birilerinin uçuk ötesi bir kuponla sağlam bir parayı vurması birbirinden bağımsız olaylardır. rüyasında gördüğü sonucu oynayıp köşeyi dönen, arkadaşlarıyla yaptığı bir muhabbetten yola çıkıp en yakın bahis bürosunda o olaya fiyat alıp zamanı gelince ufak bir servet kazanan insanlarla doludur tarih. bu tarz bir olayın gerçekleşme ihtimali yedi ceddi zenginlik içinde boğuşan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmenizden ya da bir piyango biletinin isabet etmesinden farklı bir olay değildir...