161
klasikleşmiş bir söz olan galiptir bu yolda mağlup'u dursun özbek yönetimindeki galatasaray için revize edersek; galip olabilir bu yolda mağlup.hepimizin gelecek sezon için umutlarını artıran bir ilk yarı izledik. ikinci yarıda takım zaaflarının ortaya çıkmasıyla o umutlar darbe alsa da tamamen ortadan kalkmadı.
elimizde bulunan oyuncular için ideale yakın bir kadroyla başladık. poldi olsaydı muhtemelen yasin yerine oyunda olacaktı, bir de riekerink'in her fırsatta dile getirdiği orta saha transferi gerçekleşseydi o da sahada olacaktı. bu maç, hocanın neden ısrarla orta saha transferi istediğinin çok güzel bir örneğiydi aslında. selçuk-dzemaili ikilisiyle başlayınca ikisinin ne kadar uyumsuz bir ikili olduğu çok net anlaşıldı. zaten buradaki genel kanı da transfer edilecek defansif orta sahanın yanına bu ikiliden birinin seçilmesiydi.
çoğumuz adaletli forma dağıtılan bir takımda dzemaili'nin oynaması gerektiğini düşünüyor. ancak ben katılmıyorum. her ne kadar kendisini en rahat hissettiği mevkinin defansif orta saha olduğunu söylese de ben dzemaili'nin o yükü kaldırabileceğini düşünmüyorum. belki daha önceki senelerde bu mevkide oynamış olabilir ama an itibariyle o mevkide oynamak için çok yavaş ve çok yumuşak. zaten herkesin performansını beğendiği avrupa şampiyonası'nda arkasında 2 adet orta saha varken oynadı.
o zaman neden en rahat ettiğim mevki defansif orta saha açıklamasını yaptı diyeceksiniz. yeni sözleşme alabilme ihtimalini düşünerek yapmış olabilir. şöyle ki; milli takımda iyi performans gösterdiği mevkinin bizdeki sahibi sneijder. yıllık 2 milyon euro da sneijder'in yedeği için fazla bir maaş. kendisinin taliplilerinin vereceği maaş bunu yarısı bile değil. tüm bunları düşününce yeni sözleşme için diğer mevkilere talip olmak bana mantıklı geliyor. kendisi çok düzgün karakterli bir oyuncu olduğu için kendi teorim bana bile çok mantıklı gelmiyor ama bu adamın defansif orta saha olarak oynayabileceğine de inanmıyorum.
sözün özü; dzemaili ve halı sahaya çağrılan yaşlı dayılara taş çıkartan hamit'i orta saha rotasyonundan sayarsak sezona çok büyük bir riskle başlarız. hali hazırda dursun bizi uyutmuyorsa bir orta saha transferi yapacağımız kesin. 2 gündür de lucas'ın adı ön plana çıkıyor. kendisi çok kaliteli bir oyuncu. ancak sakatlanırsa yine selçuk'un yanında dzemaili veya hamit'i oynatmak zorunda kalırız ki bu yarıştan kopmak anlamına geliyor. o yüzden ben bu sezon forvet mevkinde podolski ile idare edebileceğimizi ve paramızı 2 adet orta saha için harcamanın daha mantıklı bir seçenek olduğunu düşünüyorum.
tabi ki elimizde forvet yokken o mevkiye transfer yapmamak aptallık olur. düşük maliyetli veya kiralık olarak bir isim alabilirsek orta saha için daha fazla bütçe ayırabiliriz. hem bu sayede hazırlık dönemini çok formda geçiren bruma ve sinan'dan biri yedeğe çekilmemiş olur.
orta saha problemimiz dışında maçla ilgili can sıkan 2 nokta daha var. birincisi linnes. yedekleri sabri ve tarık olduğu için kabullenmek istemiyoruz ama gerçekten rezalet bir hazırlık dönemi geçiriyor. kısa vadede toparlanmazsa ligin başında formayı sabri veya semih'e kaptırması muhtemel. umarım yeni transferler sonrası onun da performansı yükselir.
ikinci can sıkan nokta ise stoper rotasyonumuz. son yıllarda o mevkiye bir düzine transfer yapsak da hala en güvenilir isim hakan balta. çok beğendiğimden değil ama en azından diğerlerinden daha güzel idare ediyor. yanına ise chedjou, semih ve serdar'dan hangisini yazarsak yazalım değişen bir şey olmuyor. keşke koray sakatlanmasaydı. riekerink'in adaleti altında formayı kapması uzun sürmezdi.
sürekli problemlerden bahsettim ama gerçekten 2 tane transferle şampiyon olabilecek bir kadromuz var. skora rağmen bu maçtan sonra daha çok inanıyorum buna. şampiyon olamasak bile önümüzdeki seneler için iskelet kurabileceğimiz potansiyelli bir oyuncu oyuncu grubumuz var ve pozitif futbol oynamaya çalışıyorlar. taraftar olarak tek yapmamız gereken günlerdir sol frame'in tepesine sabitlenmiş durumda.
#yönetimistifa
elimizde bulunan oyuncular için ideale yakın bir kadroyla başladık. poldi olsaydı muhtemelen yasin yerine oyunda olacaktı, bir de riekerink'in her fırsatta dile getirdiği orta saha transferi gerçekleşseydi o da sahada olacaktı. bu maç, hocanın neden ısrarla orta saha transferi istediğinin çok güzel bir örneğiydi aslında. selçuk-dzemaili ikilisiyle başlayınca ikisinin ne kadar uyumsuz bir ikili olduğu çok net anlaşıldı. zaten buradaki genel kanı da transfer edilecek defansif orta sahanın yanına bu ikiliden birinin seçilmesiydi.
çoğumuz adaletli forma dağıtılan bir takımda dzemaili'nin oynaması gerektiğini düşünüyor. ancak ben katılmıyorum. her ne kadar kendisini en rahat hissettiği mevkinin defansif orta saha olduğunu söylese de ben dzemaili'nin o yükü kaldırabileceğini düşünmüyorum. belki daha önceki senelerde bu mevkide oynamış olabilir ama an itibariyle o mevkide oynamak için çok yavaş ve çok yumuşak. zaten herkesin performansını beğendiği avrupa şampiyonası'nda arkasında 2 adet orta saha varken oynadı.
o zaman neden en rahat ettiğim mevki defansif orta saha açıklamasını yaptı diyeceksiniz. yeni sözleşme alabilme ihtimalini düşünerek yapmış olabilir. şöyle ki; milli takımda iyi performans gösterdiği mevkinin bizdeki sahibi sneijder. yıllık 2 milyon euro da sneijder'in yedeği için fazla bir maaş. kendisinin taliplilerinin vereceği maaş bunu yarısı bile değil. tüm bunları düşününce yeni sözleşme için diğer mevkilere talip olmak bana mantıklı geliyor. kendisi çok düzgün karakterli bir oyuncu olduğu için kendi teorim bana bile çok mantıklı gelmiyor ama bu adamın defansif orta saha olarak oynayabileceğine de inanmıyorum.
sözün özü; dzemaili ve halı sahaya çağrılan yaşlı dayılara taş çıkartan hamit'i orta saha rotasyonundan sayarsak sezona çok büyük bir riskle başlarız. hali hazırda dursun bizi uyutmuyorsa bir orta saha transferi yapacağımız kesin. 2 gündür de lucas'ın adı ön plana çıkıyor. kendisi çok kaliteli bir oyuncu. ancak sakatlanırsa yine selçuk'un yanında dzemaili veya hamit'i oynatmak zorunda kalırız ki bu yarıştan kopmak anlamına geliyor. o yüzden ben bu sezon forvet mevkinde podolski ile idare edebileceğimizi ve paramızı 2 adet orta saha için harcamanın daha mantıklı bir seçenek olduğunu düşünüyorum.
tabi ki elimizde forvet yokken o mevkiye transfer yapmamak aptallık olur. düşük maliyetli veya kiralık olarak bir isim alabilirsek orta saha için daha fazla bütçe ayırabiliriz. hem bu sayede hazırlık dönemini çok formda geçiren bruma ve sinan'dan biri yedeğe çekilmemiş olur.
orta saha problemimiz dışında maçla ilgili can sıkan 2 nokta daha var. birincisi linnes. yedekleri sabri ve tarık olduğu için kabullenmek istemiyoruz ama gerçekten rezalet bir hazırlık dönemi geçiriyor. kısa vadede toparlanmazsa ligin başında formayı sabri veya semih'e kaptırması muhtemel. umarım yeni transferler sonrası onun da performansı yükselir.
ikinci can sıkan nokta ise stoper rotasyonumuz. son yıllarda o mevkiye bir düzine transfer yapsak da hala en güvenilir isim hakan balta. çok beğendiğimden değil ama en azından diğerlerinden daha güzel idare ediyor. yanına ise chedjou, semih ve serdar'dan hangisini yazarsak yazalım değişen bir şey olmuyor. keşke koray sakatlanmasaydı. riekerink'in adaleti altında formayı kapması uzun sürmezdi.
sürekli problemlerden bahsettim ama gerçekten 2 tane transferle şampiyon olabilecek bir kadromuz var. skora rağmen bu maçtan sonra daha çok inanıyorum buna. şampiyon olamasak bile önümüzdeki seneler için iskelet kurabileceğimiz potansiyelli bir oyuncu oyuncu grubumuz var ve pozitif futbol oynamaya çalışıyorlar. taraftar olarak tek yapmamız gereken günlerdir sol frame'in tepesine sabitlenmiş durumda.
#yönetimistifa