58
gran canaria ile olan eurocup yarı final serisinin iki maçında da kötü oynayan basketbolcumuz. ilk maçta çok istekli olmasına rağmen hem kötü günündeydi hem de şanssızdı. ikinci maçta ise beni çok şaşırttı. iyi başladığı maçta sonradan şut atmadı. bir süre ruh gibi dolandı. ergin ataman fazla bile sabretti. bir ara top çalma, asist ve sayı yaptı 2 hücumda aha dedim schilb dönüyor ama ondan sonra ruh gibi gezmekten bile beter oynadı. böylesine kritik bir maçta da bu kadar kötü oynaması, kötü oynamaktan ziyade yılmış gibi oynaması kabul edilemez.
fakat yine de bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma huyumuzu bir kez daha gördük. örneğin bu adam henüz daha bu haftasonu neredeyse tek başına maç aldı ligde ve o kadar kritik bir maçtı ki kaybetseydik çok büyük ihtimalle fenerbahçe'ye karşı ev sahibi avantajımızı kaybedecektik ki yanılmıyorsam aramızdaki son 18 maçı ev sahibi olan takım kazandı. bu da ev sahibi olmanın önemini iyice ispat ediyor...
bu sezon da gayet iyi bir performans sergiledi. hatta defalarca da yazdık en kritik rollerden birine kendisi sahip. bugün kötü oynadığında tüm takım durdu. özellikle hücumda. savunmada ise zaaf oluşturması en büyük sıkıntısı. kalıplı olmasına rağmen savunmada ayakları ağır.
bu adam eurocup top 32'de %56 üçlük ile 15.2 sayı 5.2 ribaund 5 asist 1 top çalma ortalamalarıyla oynadı. verimlilik puanı da +20'ydi. takımın parçalarını bağlama rolü gibi kritik bir role sahipken bu istatistiklere sahip olmak avrupa çapında ne ifade ediyor söylememe gerek yok.
gruplardan çıkınca top8'de karşıyaka serisinde ise %50 üzeri saha içi isabetle 15 sayı 2.5 ribaund 2.5 asist ile oynadı. özellikle izmir'deki maçta farkın 3'te kalmasında mccollum'dan sonra baş etmenlerdendi. o maçta öyle rezalet oynadık ki...
çeyrek finalde ise %35 gibi düşük yüzdeyle 12 sayı 6.5 ribaund 4.5 asist 1 top çalmayla oynadı. şut açısından formsuz olsa da sonuna kadar mücadele etti ve 18 verimlilik puanıyla da bu yaptığı katkıyı görebiliriz.
ligde de kritik viraj olan son 6 maçta 15 sayı ortalamayla oynadı. ribaund ve asist resmi sitede yok ama onlar da genel olarak 4-5 civarıydı.
yarı final konusunda da yorumlarımı baştan yazdım zaten. kendisi normalde pek umrumda olmayan oyunculardan. hatta ilk başta bahsederken maalesef çok büyük bir rolde belki de tek başına olacak diye bahsetmiştim. bizden ayrıldıktan sonra hiç takip etmem mesela ama bu yapılanlar onun yarı final performansından bile kötü...
bu adam olmasa sezon başından beri çok daha dağınık, hücumda aynı bugünkü gibi ne yapacağını bilemeden tamamen bireysel denemelerle saçma sapan hücum edecektik. ha bir de öz kardeşi vefat etti sezon içinde ve bunu yönetimden saklayıp maça çıktı bu adam.
ama ne güzel sağda solda(sözlük zaten azınlık, çok da önemli değil de ülke çapında yazılanlar asıl olay) bilmeden takip etmeden sallamak.
insan şükreder hale geliyor. böyle branşlar fazla takip edilmiyor da işi bilenlere bırakıldığından bu branşlarda bari başarılı olabiliyoruz.
fakat yine de bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olma huyumuzu bir kez daha gördük. örneğin bu adam henüz daha bu haftasonu neredeyse tek başına maç aldı ligde ve o kadar kritik bir maçtı ki kaybetseydik çok büyük ihtimalle fenerbahçe'ye karşı ev sahibi avantajımızı kaybedecektik ki yanılmıyorsam aramızdaki son 18 maçı ev sahibi olan takım kazandı. bu da ev sahibi olmanın önemini iyice ispat ediyor...
bu sezon da gayet iyi bir performans sergiledi. hatta defalarca da yazdık en kritik rollerden birine kendisi sahip. bugün kötü oynadığında tüm takım durdu. özellikle hücumda. savunmada ise zaaf oluşturması en büyük sıkıntısı. kalıplı olmasına rağmen savunmada ayakları ağır.
bu adam eurocup top 32'de %56 üçlük ile 15.2 sayı 5.2 ribaund 5 asist 1 top çalma ortalamalarıyla oynadı. verimlilik puanı da +20'ydi. takımın parçalarını bağlama rolü gibi kritik bir role sahipken bu istatistiklere sahip olmak avrupa çapında ne ifade ediyor söylememe gerek yok.
gruplardan çıkınca top8'de karşıyaka serisinde ise %50 üzeri saha içi isabetle 15 sayı 2.5 ribaund 2.5 asist ile oynadı. özellikle izmir'deki maçta farkın 3'te kalmasında mccollum'dan sonra baş etmenlerdendi. o maçta öyle rezalet oynadık ki...
çeyrek finalde ise %35 gibi düşük yüzdeyle 12 sayı 6.5 ribaund 4.5 asist 1 top çalmayla oynadı. şut açısından formsuz olsa da sonuna kadar mücadele etti ve 18 verimlilik puanıyla da bu yaptığı katkıyı görebiliriz.
ligde de kritik viraj olan son 6 maçta 15 sayı ortalamayla oynadı. ribaund ve asist resmi sitede yok ama onlar da genel olarak 4-5 civarıydı.
yarı final konusunda da yorumlarımı baştan yazdım zaten. kendisi normalde pek umrumda olmayan oyunculardan. hatta ilk başta bahsederken maalesef çok büyük bir rolde belki de tek başına olacak diye bahsetmiştim. bizden ayrıldıktan sonra hiç takip etmem mesela ama bu yapılanlar onun yarı final performansından bile kötü...
bu adam olmasa sezon başından beri çok daha dağınık, hücumda aynı bugünkü gibi ne yapacağını bilemeden tamamen bireysel denemelerle saçma sapan hücum edecektik. ha bir de öz kardeşi vefat etti sezon içinde ve bunu yönetimden saklayıp maça çıktı bu adam.
ama ne güzel sağda solda(sözlük zaten azınlık, çok da önemli değil de ülke çapında yazılanlar asıl olay) bilmeden takip etmeden sallamak.
insan şükreder hale geliyor. böyle branşlar fazla takip edilmiyor da işi bilenlere bırakıldığından bu branşlarda bari başarılı olabiliyoruz.