17
şampiyonlar liginde başarısız olmuş bir teknik direktörün yanlış öngörüsü.
o olsaydı, bu olsaydı, şu şuraya girseydi ile, varsayımla analiz/yorum/geçmişe yönelik durum değerlendirmesi yapılmaz.
gün sonunda elde ne varsa odur gerçek olan. sözlükte bu saçma akşamı yaşatan da, bu kadar insanı provoke eden de bu kontrolü mümkün olmayan, geçmişe yönelik varsayımlarla yorum yapıp yargıya varan zihniyet zaten.
hamza olsa 3 olurdu, mehmet oldu 5 oldu, hasan bir vursa gol olurdu yok! yok kardeşim yok!
yasin o golü atsa 2 dakika sonra benfica'nın bastırıp sana 5 tane atmayacağı ne malum?
"hamza olsa sezon böyle olmazdı" diye tutturmuş gidiyor millet. ilk 9 maçta şu kadar galibiyet aldı da, sonrasında ne olacağını nasıl tayin edebiliyorsun sen?
ileriki haftalarda sadece takımın teknik direktörü mü değişti galatasarayda? bu takımın sezon başındaki olmayan yorgunluğu sezon ilerledikçe artmıyor mu? sen rakibinin 8 puan gerisinde kalınca medya seni tefe koyduğunda bu takımın morali giderek düşmüyor mu? hamza bu takımın başında olsa, hamza'nın başarısız döneminden sebep bu etmenler gerçekleşmeyecek miydi? zaten aşağı yönlü bir grafik vardı, bunun lineer olacağını ne biliyorsun, belki üstel ilerleyecekti?? "ama bıraksanız düzeltecekti." nereden biliyorsun bunu arkadaşım? müneccim boku mu yedin? var mı ileri dönük bir garantin de söylüyorsun bunu?
istikrar dediğiniz şey de kötüye tahammül etmek değildir! istikrar süreklilik demektir. ortada bir futbol aklı yokken, 30 yaşındaki futbolcularla günü kurtarırken "ama her maçtan da galibiyet beklenmez ki canııım" diye sözler edilirken neyin istikrarını bekliyorsunuz siz arkadaş?? isteğiniz istikrarlı olarak kötü oynamak, istikrarlı olarak çaresizliği kabullenerek dibe batmaksa amenna.
istikrarın fayda sağlayacak hali; belirli bir planın başlangıç, tasarım ve gelişim aşamasına izin vermek, kredi sağlamaktır.
sen kalkıp o olsa, bu olsa diyerek kendini diğer etmenlere mahkum bir şekilde başarıya yönlendirirsen, başarıyı rastlantılara bırakırsan, onun adı başarı değil şans olur. kusura bakma her zaman da şanslı olamazsın! muslera bir tutar iki tutar, sneijder bir atar iki atar. sonra ne yapacaksın?
16. şampiyonluğu kazandığımız sene, bütün fenerlilerin hatta spor basınının* ağzında "yok sahaya konfeti atılmasaydı, yok daum düzgün kadro çıkarsaydı, yok hakem şu pozisyonu verseydi, yok şu kadar değil de bu kadar uzasaydı, yok appiah o golü atsaydı" diye varsayımlarla kendilerini avuturken, mehmet demirkol* o dönem çıkıp çekinmeden lafını söylemiş ve bütün o uğultuları kesmiştir; "eğer şampiyonluğu haketmiş takımsan işini denizli'ye bırakmayacaksın, ha denizli'ye bıraktıysan da o maçı çıkıp alacaksın."
(bkz: futbolda dün yoktur)
o olsaydı, bu olsaydı, şu şuraya girseydi ile, varsayımla analiz/yorum/geçmişe yönelik durum değerlendirmesi yapılmaz.
gün sonunda elde ne varsa odur gerçek olan. sözlükte bu saçma akşamı yaşatan da, bu kadar insanı provoke eden de bu kontrolü mümkün olmayan, geçmişe yönelik varsayımlarla yorum yapıp yargıya varan zihniyet zaten.
hamza olsa 3 olurdu, mehmet oldu 5 oldu, hasan bir vursa gol olurdu yok! yok kardeşim yok!
yasin o golü atsa 2 dakika sonra benfica'nın bastırıp sana 5 tane atmayacağı ne malum?
"hamza olsa sezon böyle olmazdı" diye tutturmuş gidiyor millet. ilk 9 maçta şu kadar galibiyet aldı da, sonrasında ne olacağını nasıl tayin edebiliyorsun sen?
ileriki haftalarda sadece takımın teknik direktörü mü değişti galatasarayda? bu takımın sezon başındaki olmayan yorgunluğu sezon ilerledikçe artmıyor mu? sen rakibinin 8 puan gerisinde kalınca medya seni tefe koyduğunda bu takımın morali giderek düşmüyor mu? hamza bu takımın başında olsa, hamza'nın başarısız döneminden sebep bu etmenler gerçekleşmeyecek miydi? zaten aşağı yönlü bir grafik vardı, bunun lineer olacağını ne biliyorsun, belki üstel ilerleyecekti?? "ama bıraksanız düzeltecekti." nereden biliyorsun bunu arkadaşım? müneccim boku mu yedin? var mı ileri dönük bir garantin de söylüyorsun bunu?
istikrar dediğiniz şey de kötüye tahammül etmek değildir! istikrar süreklilik demektir. ortada bir futbol aklı yokken, 30 yaşındaki futbolcularla günü kurtarırken "ama her maçtan da galibiyet beklenmez ki canııım" diye sözler edilirken neyin istikrarını bekliyorsunuz siz arkadaş?? isteğiniz istikrarlı olarak kötü oynamak, istikrarlı olarak çaresizliği kabullenerek dibe batmaksa amenna.
istikrarın fayda sağlayacak hali; belirli bir planın başlangıç, tasarım ve gelişim aşamasına izin vermek, kredi sağlamaktır.
sen kalkıp o olsa, bu olsa diyerek kendini diğer etmenlere mahkum bir şekilde başarıya yönlendirirsen, başarıyı rastlantılara bırakırsan, onun adı başarı değil şans olur. kusura bakma her zaman da şanslı olamazsın! muslera bir tutar iki tutar, sneijder bir atar iki atar. sonra ne yapacaksın?
16. şampiyonluğu kazandığımız sene, bütün fenerlilerin hatta spor basınının* ağzında "yok sahaya konfeti atılmasaydı, yok daum düzgün kadro çıkarsaydı, yok hakem şu pozisyonu verseydi, yok şu kadar değil de bu kadar uzasaydı, yok appiah o golü atsaydı" diye varsayımlarla kendilerini avuturken, mehmet demirkol* o dönem çıkıp çekinmeden lafını söylemiş ve bütün o uğultuları kesmiştir; "eğer şampiyonluğu haketmiş takımsan işini denizli'ye bırakmayacaksın, ha denizli'ye bıraktıysan da o maçı çıkıp alacaksın."
(bkz: futbolda dün yoktur)
