102
eleştiri... olmadığında olmayacağımız yegane kavram. şüphesiz sorgulamaktır, insanoğlunu bu modernliğe kavuşturan. "yahu biz neden ağaçlardan, ordan burdan meyve topluyoruz da kendimiz yetiştirmiyoruz?" diyen ne güzel demiştir oysa. güzel demiştir çünkü eleştirinin sonuna çözüm getirmiştir. eleştiri, daha iyisini bulmak adına yapılmalıdır, yerinde sayıp tekrara düşmek için değil.
eleştiri araç olmalıdır, amaç değil.
benim dilimde "tutarsızlık" olarak yer alan, santrafor48 için "şartlanma" olan kavram bizi soyut bir kavgaya sürüklemektedir. bu şartlanmanın kabullenilmesi bile bizler için büyük adım olacaktır. benim en büyük kaygım bu şartlanma ve empatisiz düşünce sistemi oldu hep. çoğu entrymde de bu konulardan dem vurdum. hatalar yaptılar, hatalar yaptım. ama benim bir yolum var ve dönmeye de niyetim yok.
ancak bu yol, bu amaç benim ismimden, benim cismimden de önemlidir. bu yolun sonu tribün barışıdır. bu yolun sonu sözlük huzurudur. bunun için de fedakarlık yapmaya hazırım.
kamajikaciya... biraz empati biraz objektif düşünce, yani "şartlanmama" ile bir adım atılabilir.
insanlara fanboy, yeniçeri, yerli sevici kavramlarını yapıştırmayın lütfen. lütfen.
neden ya beyaz ya siyah? ünal aysal beyaz senin için biliyorum. lekesi de mi olmadı hiç? hiç mi hata yapmadı? niçin entrylerinde ipin bir ucunu tuttun da ortaya geçmeyi düşünmedin? ya fatih terim... süper kahraman değil, onu da biliyorum. bırakıp gittiğini de biliyorum. ama bu adamın hiç mi olumlu yanı yok be abi? dünya, bizim gördüğümüzden ibaret değil ki. bu dünyada belki de 7 milyar çift göz var. her birinin açısı farklı, kimine göre x haklı kimine göre y. her olayın iç dinamikleri vardır. örnek vermek gerekirse bir dedektif asla izleyerek olayı çözemez, ancak ve ancak şüphelilerin yerine geçerek, onların nasıl düşündüğünü anlayarak olayları çözümler.
empati...
olayların iç yüzünü bilmeden nasıl konuşalım ki? hele ki emektar isimleri harcamak böylesine kolay olmamalı. senden, ondan, şundan tek ricam, şartlanmamanızdır abi.
geçmişte ne olduğu zerre umrumda değil, geleceğimiz huzur içinde olsun yeter. ötekileştirmeden, fişlemeden, bu aysalcı bu terimci demeden, art niyet olmadan geçinelim yahu artık. zor bir şey değil kanımca. buradaki gerilim, tribünlere de yansıyor, diğer insanlara da yansıyor. sonra ülkemiz nefret çıkuruna dönüşüyor. önce kendimize çeki düzen verelim, sonra buralara. zaten ülke de değişir devamında.
sevgi ve huzur dileğiyle...
eleştiri araç olmalıdır, amaç değil.
benim dilimde "tutarsızlık" olarak yer alan, santrafor48 için "şartlanma" olan kavram bizi soyut bir kavgaya sürüklemektedir. bu şartlanmanın kabullenilmesi bile bizler için büyük adım olacaktır. benim en büyük kaygım bu şartlanma ve empatisiz düşünce sistemi oldu hep. çoğu entrymde de bu konulardan dem vurdum. hatalar yaptılar, hatalar yaptım. ama benim bir yolum var ve dönmeye de niyetim yok.
ancak bu yol, bu amaç benim ismimden, benim cismimden de önemlidir. bu yolun sonu tribün barışıdır. bu yolun sonu sözlük huzurudur. bunun için de fedakarlık yapmaya hazırım.
kamajikaciya... biraz empati biraz objektif düşünce, yani "şartlanmama" ile bir adım atılabilir.
insanlara fanboy, yeniçeri, yerli sevici kavramlarını yapıştırmayın lütfen. lütfen.
neden ya beyaz ya siyah? ünal aysal beyaz senin için biliyorum. lekesi de mi olmadı hiç? hiç mi hata yapmadı? niçin entrylerinde ipin bir ucunu tuttun da ortaya geçmeyi düşünmedin? ya fatih terim... süper kahraman değil, onu da biliyorum. bırakıp gittiğini de biliyorum. ama bu adamın hiç mi olumlu yanı yok be abi? dünya, bizim gördüğümüzden ibaret değil ki. bu dünyada belki de 7 milyar çift göz var. her birinin açısı farklı, kimine göre x haklı kimine göre y. her olayın iç dinamikleri vardır. örnek vermek gerekirse bir dedektif asla izleyerek olayı çözemez, ancak ve ancak şüphelilerin yerine geçerek, onların nasıl düşündüğünü anlayarak olayları çözümler.
empati...
olayların iç yüzünü bilmeden nasıl konuşalım ki? hele ki emektar isimleri harcamak böylesine kolay olmamalı. senden, ondan, şundan tek ricam, şartlanmamanızdır abi.
geçmişte ne olduğu zerre umrumda değil, geleceğimiz huzur içinde olsun yeter. ötekileştirmeden, fişlemeden, bu aysalcı bu terimci demeden, art niyet olmadan geçinelim yahu artık. zor bir şey değil kanımca. buradaki gerilim, tribünlere de yansıyor, diğer insanlara da yansıyor. sonra ülkemiz nefret çıkuruna dönüşüyor. önce kendimize çeki düzen verelim, sonra buralara. zaten ülke de değişir devamında.
sevgi ve huzur dileğiyle...