2
ikisinin de teknik direktörümüz olmasına çok sevinirim. mustafa denizli'nin son performansı ve orhan atik'ten, yönetimden sonra falan şok etkisi yaratacak kadar iyi olurlar.
favre daha uzun vadeli düşünen, takımı bataktan çıkarabilecek fakat sabredilmesi gereken bir teknik direktör olur. örneğin son 10 yılda favre başımızda olsaydı şampiyonluk sayımız, başarılarımız falan bundan az olmazdı bence ve ara sıra düştüğümüz rezil duruma düşmezdik, ekonomi de bundan kat kat daha iyi olurdu. bir sezon şampiyon bir sezon ilk 3 dışında olmazdık. kariyerinde uzun vadede başarıya ulaştıramadığı, en azından arkasında düzgün takım bırakmadığı takım yoktur desek yeri. yine de şu ana kadar hep orta sıra takımlarını alıp sağlam, başarılı, ilk 5 yarışında olan takımlar yarattı. şampiyonluğa oynatmaktan ziyade uzun vade planlar yapan bir hoca. bu da bizim zihniyete tamamen ters.
rudi garcia ise hem öncesinde lille'de hem de roma'ya gittiğinde walter sabani ile ortaklaşa çalışmasıyla harika bir transfer performansı sergileyen, kısa vadede başarılı olma ihtimali yüksek olsa da başarısız olma ihitimali de olan bir teknik direktör. kadro oluşturma konusunda süper, oyuncu bilgisi harika, araştırmacı ve çalışkan bir adam. çok da heveslidir geliştirmeye. ama dediğim gibi genelde bir takımı adam etmektense kendi transferlerini getirip kendi takımını kurmak ister. bence haklı da. kadro kurma konusunda süper olsa da kadroyu yönetme konusunda süper değildir. bu yüzden de mourinho, simeone seviyesine çıkamamıştır. transfer mantalitesi olarak simeone'ye çok benzer. eğer istediği transferlerin %70'ini yaparsak en azından iyi bir kadromuz olur. en kötü ihtimalde başarısız olup giderse enkaz kalmaz. ülkeye uyum sağlayacağına inanıyorum. zeki adamdır, iyi niyetlidir. mesela roma'dan ayrıldıktan sonra spalletti kadroyu neredeyse transferle değiştirmeden çatır çatır oynayan bir roma oluşturabildi. ayrıca ofansif oynatmayı sever. galatasaray taraftarının sevdiği oyun tarzını görürüz sahada. şimdiki gibi maçı izlerken göz kapaklarımızı kibritle tutturmayız.
ütopik bir düşünce olsa da bence en iyisi sportif direktörün lucien favre, teknik direktör'ün rudi garcia olmasıdır. altyapı da favre ve çalışmak istediği bir altyapı sorumlusuna teslim edilmelidir. tabii ki ben de biliyorum %99 ihtimalle ikisi de gelmeyecek de işte... ümit fakirin ekmeği. görüyorsunuz atasözlerini bile değiştirttiler artık...
favre bizi uzun vadede çok yüksek ihtimal bataklıktan kurtarır. ekonomik olarak çok daha iyi bir kulüp haline getirir ama bizim ülke zihniyetine de tam terstir. özendiğimiz takımlardan biri olabiliriz ama sabredilmeyip çat diye ilk başarısızlıkta gönderilebilir de... şu ana kadarki kulüplerde şampiyonluk baskısı beklentisi yoktu. istediğini yapabiliyordu...
rudi garcia ise favre'a göre bizim ülkeye daha kolay uyum sağlayabilecek ama transfer odaklı bir teknik direktördür. yani transfer yapmadan adamın eline şimdiki kadroyu verirsek yapabileceği şeyler sınırlı olur.
favre daha uzun vadeli düşünen, takımı bataktan çıkarabilecek fakat sabredilmesi gereken bir teknik direktör olur. örneğin son 10 yılda favre başımızda olsaydı şampiyonluk sayımız, başarılarımız falan bundan az olmazdı bence ve ara sıra düştüğümüz rezil duruma düşmezdik, ekonomi de bundan kat kat daha iyi olurdu. bir sezon şampiyon bir sezon ilk 3 dışında olmazdık. kariyerinde uzun vadede başarıya ulaştıramadığı, en azından arkasında düzgün takım bırakmadığı takım yoktur desek yeri. yine de şu ana kadar hep orta sıra takımlarını alıp sağlam, başarılı, ilk 5 yarışında olan takımlar yarattı. şampiyonluğa oynatmaktan ziyade uzun vade planlar yapan bir hoca. bu da bizim zihniyete tamamen ters.
rudi garcia ise hem öncesinde lille'de hem de roma'ya gittiğinde walter sabani ile ortaklaşa çalışmasıyla harika bir transfer performansı sergileyen, kısa vadede başarılı olma ihtimali yüksek olsa da başarısız olma ihitimali de olan bir teknik direktör. kadro oluşturma konusunda süper, oyuncu bilgisi harika, araştırmacı ve çalışkan bir adam. çok da heveslidir geliştirmeye. ama dediğim gibi genelde bir takımı adam etmektense kendi transferlerini getirip kendi takımını kurmak ister. bence haklı da. kadro kurma konusunda süper olsa da kadroyu yönetme konusunda süper değildir. bu yüzden de mourinho, simeone seviyesine çıkamamıştır. transfer mantalitesi olarak simeone'ye çok benzer. eğer istediği transferlerin %70'ini yaparsak en azından iyi bir kadromuz olur. en kötü ihtimalde başarısız olup giderse enkaz kalmaz. ülkeye uyum sağlayacağına inanıyorum. zeki adamdır, iyi niyetlidir. mesela roma'dan ayrıldıktan sonra spalletti kadroyu neredeyse transferle değiştirmeden çatır çatır oynayan bir roma oluşturabildi. ayrıca ofansif oynatmayı sever. galatasaray taraftarının sevdiği oyun tarzını görürüz sahada. şimdiki gibi maçı izlerken göz kapaklarımızı kibritle tutturmayız.
ütopik bir düşünce olsa da bence en iyisi sportif direktörün lucien favre, teknik direktör'ün rudi garcia olmasıdır. altyapı da favre ve çalışmak istediği bir altyapı sorumlusuna teslim edilmelidir. tabii ki ben de biliyorum %99 ihtimalle ikisi de gelmeyecek de işte... ümit fakirin ekmeği. görüyorsunuz atasözlerini bile değiştirttiler artık...
favre bizi uzun vadede çok yüksek ihtimal bataklıktan kurtarır. ekonomik olarak çok daha iyi bir kulüp haline getirir ama bizim ülke zihniyetine de tam terstir. özendiğimiz takımlardan biri olabiliriz ama sabredilmeyip çat diye ilk başarısızlıkta gönderilebilir de... şu ana kadarki kulüplerde şampiyonluk baskısı beklentisi yoktu. istediğini yapabiliyordu...
rudi garcia ise favre'a göre bizim ülkeye daha kolay uyum sağlayabilecek ama transfer odaklı bir teknik direktördür. yani transfer yapmadan adamın eline şimdiki kadroyu verirsek yapabileceği şeyler sınırlı olur.