148
itiraflar karışık biraz da hikaye olacak ama okuyandan aro şimdiden.
o zamanlar lise 2'ye gidiyorum. sporla aram arada halı sahalarda top oynamaktan ibaret. bir arkadaşım vardı masa tenisini çok severdi ben de çok beceremesem de okul bittikten sonra kalıp 1-2 saat ter atardık bununla. tabi delik deşik ederdi beni adamakıllı sayı alamazdım. neyse konu o değil. biz böyle oynarken bir gün beden eğitimi hocası bizi gördü sonra geldi yanımıza dedi ki: "merkezdeki spor salonunda tanıdığım bir hoca var eğer lisanslı oynamak isterseniz yönlendireyim sizi." tabi biz de lisansı falan duyunca bi heyecanlandık bizim arkadaş hemen atladı ben giderim diye. ben çekingen durdum kendime güvenmediğim için o yüzden gidip bir göreyim o zaman karar veririm dedim. gittik bununla okuldan çıkıp spor salonuna hocayı bulduk. baya güler yüzlü ve cana yakın sıcakkanlı bir adamdı. bizim arkadaşla birkaç set oynamaya gittiler ben de o ara kenarda oturuyorum. bir kız gördüm* ama böyle bir tatlılık yok hocam. kıvırcık saçlarıyla bir o yana bir bu yana uçuyor salonda hem iyi de oynuyor. düşük bir ihtimal olsa da belki bir muhabbet kurabilirim diye ben de salona devam etmeye karar verdim.
2 ay geçti üzerinden aşağı yukarı başlamamın. kızla arada sırada muhabbet ediyoruz hoca eşleştiriyor falan. adam da kafa dengi olduğundan biliyordu kızla antrenman yapmaya can attığımı sağ olsun elinden geldiğince eşleştirmeye çalışırdı. neyse gene böyle bir gün çalışıyoruz hoca elinde bir duyuruyla geldi salona panoya astı. dedi herkes katılacak bu turnuvaya kendini deneyecek. il geneli bir turnuvaydı ve klasman farkı yoktu yani küçücük bebelerden tut hocalara kadar herkes aynı havuzda yarışacaktı. dedim tamam girelim ama bilmiyorum olacakları. yazdırdık isimleri falan benim kız da yazdırdı. sonra evlere dağıldık kızı otobüs durağına kadar götürdüm "umarım eşleşiriz :):):):):):)" dedim gitmeden.
turnuva gününde salondayız. herkes yavaş yavaş başlıyor maçlarını yapmaya. hoca ben kursa başladığımdan beri bana takılmayı sever sürekli şakalar yapardı benimle çalışırken. gene geldi o gün yanıma yüzünde pis bir gülümseme var. "bol şans" dedi gülerek. ben de içimden seviniyorum herhalde beni bizim kızla eşleştirecek diye içim kıpır kıpır. yenmek önemli değil eşleşebilsem bilerek yenilirdim zaten sırf onun için. neyse bizim sıramız geldi eşleşmeleri astılar panoya üşüştük hemen. ulan bir de ne göreyim? ismimin karşısında hocanın ismi var. bizim kıza da ufaklardan birini vermiş. kız benden önce oynayacak ben ondan sonra yani ben haşat olurken seyredecek. neyse maça başlamak üzereyiz yerime geçtim hoca geldi yanıma gene sırıtarak: "şimdi sana her set 1 sayı vereceğim. ilk 10 sayıyı alıp 1 sayı vereceğim ve 3 set de 11-1 bitecek :):):)" ben kızardım zaten kız izliyor utancımdan darbeli matkaba döndüm olduğum yerde yerin dibine giriyorum. başladık maça ben var gücümle yükleniyorum adam hiç kasmadan topları geri yolluyor. resmen yıldıra yıldıra yendi beni herkesin önünde. maç bitince de "sende ışık var, pes etme :):):):):)" dedi gitti.
zaten kendine güveni eksi değerlerde olan biriyim bir de o olay başıma gelince sahip olduğum azıcık cesareti de kaybedip kızla bir daha konuşamadım. gençlik işte toyuz kafa basmıyor sırf bu yüzden irtibat kesilir mi. o anki kafama tüküreyim. arada aklıma geldikçe iç çeker dururum.
o zamanlar lise 2'ye gidiyorum. sporla aram arada halı sahalarda top oynamaktan ibaret. bir arkadaşım vardı masa tenisini çok severdi ben de çok beceremesem de okul bittikten sonra kalıp 1-2 saat ter atardık bununla. tabi delik deşik ederdi beni adamakıllı sayı alamazdım. neyse konu o değil. biz böyle oynarken bir gün beden eğitimi hocası bizi gördü sonra geldi yanımıza dedi ki: "merkezdeki spor salonunda tanıdığım bir hoca var eğer lisanslı oynamak isterseniz yönlendireyim sizi." tabi biz de lisansı falan duyunca bi heyecanlandık bizim arkadaş hemen atladı ben giderim diye. ben çekingen durdum kendime güvenmediğim için o yüzden gidip bir göreyim o zaman karar veririm dedim. gittik bununla okuldan çıkıp spor salonuna hocayı bulduk. baya güler yüzlü ve cana yakın sıcakkanlı bir adamdı. bizim arkadaşla birkaç set oynamaya gittiler ben de o ara kenarda oturuyorum. bir kız gördüm* ama böyle bir tatlılık yok hocam. kıvırcık saçlarıyla bir o yana bir bu yana uçuyor salonda hem iyi de oynuyor. düşük bir ihtimal olsa da belki bir muhabbet kurabilirim diye ben de salona devam etmeye karar verdim.
2 ay geçti üzerinden aşağı yukarı başlamamın. kızla arada sırada muhabbet ediyoruz hoca eşleştiriyor falan. adam da kafa dengi olduğundan biliyordu kızla antrenman yapmaya can attığımı sağ olsun elinden geldiğince eşleştirmeye çalışırdı. neyse gene böyle bir gün çalışıyoruz hoca elinde bir duyuruyla geldi salona panoya astı. dedi herkes katılacak bu turnuvaya kendini deneyecek. il geneli bir turnuvaydı ve klasman farkı yoktu yani küçücük bebelerden tut hocalara kadar herkes aynı havuzda yarışacaktı. dedim tamam girelim ama bilmiyorum olacakları. yazdırdık isimleri falan benim kız da yazdırdı. sonra evlere dağıldık kızı otobüs durağına kadar götürdüm "umarım eşleşiriz :):):):):):)" dedim gitmeden.
turnuva gününde salondayız. herkes yavaş yavaş başlıyor maçlarını yapmaya. hoca ben kursa başladığımdan beri bana takılmayı sever sürekli şakalar yapardı benimle çalışırken. gene geldi o gün yanıma yüzünde pis bir gülümseme var. "bol şans" dedi gülerek. ben de içimden seviniyorum herhalde beni bizim kızla eşleştirecek diye içim kıpır kıpır. yenmek önemli değil eşleşebilsem bilerek yenilirdim zaten sırf onun için. neyse bizim sıramız geldi eşleşmeleri astılar panoya üşüştük hemen. ulan bir de ne göreyim? ismimin karşısında hocanın ismi var. bizim kıza da ufaklardan birini vermiş. kız benden önce oynayacak ben ondan sonra yani ben haşat olurken seyredecek. neyse maça başlamak üzereyiz yerime geçtim hoca geldi yanıma gene sırıtarak: "şimdi sana her set 1 sayı vereceğim. ilk 10 sayıyı alıp 1 sayı vereceğim ve 3 set de 11-1 bitecek :):):)" ben kızardım zaten kız izliyor utancımdan darbeli matkaba döndüm olduğum yerde yerin dibine giriyorum. başladık maça ben var gücümle yükleniyorum adam hiç kasmadan topları geri yolluyor. resmen yıldıra yıldıra yendi beni herkesin önünde. maç bitince de "sende ışık var, pes etme :):):):):)" dedi gitti.
zaten kendine güveni eksi değerlerde olan biriyim bir de o olay başıma gelince sahip olduğum azıcık cesareti de kaybedip kızla bir daha konuşamadım. gençlik işte toyuz kafa basmıyor sırf bu yüzden irtibat kesilir mi. o anki kafama tüküreyim. arada aklıma geldikçe iç çeker dururum.