3
ıslahat ile devrim arasındaki fark galatasaray açısından karıştırılamayacak kadar önemlidir.
galatasaray 2 senedir ıslahatla yaşatılmaya çalışılıyor. başkan değişiklikleri, teknik direktör değişiklikleri, futbolcu transferleri ile devrim yapılmaz.
büyük galatasaray devriminin iki amacı olmalıdır. aksi durum sadece kısa dönemli uyuşturucudur. bu amaçlar:
a) lisenin basılması ve taraftarın hakettiği söz hakkının alınmasıdır. bakın taraftar yönetsin diyen yok. sadece 3-5 dede 30 milyonluk kulübü babasının malı gibi kullanamaz. kullanacaksa da bilekliği kendisi alsın, tribünde kendisi bağırsın da görelim gözünü!
b) tribündeki asalak yapılanmadan kurtuluş. galatasaray taraftarının sesi olacağına, galatasaray taraftarının forma aşkını sömürerek onu manüpile eden köhnemiş malum zihniyetten kurtuluş.
bundan sonrası taraftarın da fikri alınarak sıfırdan bir futbol düzenlemesi.
başkan seçiminde her taraftarın değil, belli bir maddi yardım yapan taraftarların bir oy olmasa bile yarım oy çeyrek oy hakkının olabilmesi. atla deve değil bakın bu. gayet yapılabilir. passolig gibi bir uygulamayla galatasaray taraftarları 1 oy olmasa da çeyrek oy değerinde ya da belli bir oran değerinde oy kullanarak sesini duyurabilir ve 3-5 dedenin sesini bastıramasa bile kendi sesini duyurabilir. taraftara hesap vermeye gelen bir yönetim esas amaç olmalıdır. yoksa kapalı kapılar ardındaki dedelerin verasetine devam ederiz.
vaatlerine göre gelecek başkanın nacizane benim gözümde yapması gerekenlerin başında futbolcu seçiminde şeffaflık olmalıdır! alt yapıya yöneticilerin akrabalarının çoluk çocuklarının doldurulmasını engellemek olmalıdır! benim fikrimi soracaksanız tercihen alman futbol adamlarından oluşan bir yapıya emanet edilerek türk ahbap çavuş ilişkisinin kökten sonlanması sağlanabilir. altınordu'nun profesyonelliğinin yarısını yapabilsek çağ atlarız inancındayım.
kulübün ekolü taraftarı heyecanlandıran oyun yapısı da belli: prese dayalı hücum futbolu. çocuk yaşlardan itibaren her futbolcu buna göre seçilmeli ve yetiştirilmelidir. hoca seçimleri de buna göre olmalıdır. gelecek topçu da burada yatamayacağını it gibi koşması gerektiğini bilir ona göre gelir.
tabi bunlar benim nacizane görüşlerim taraftarın geneli ne düşünür bilemem. ancak devrimden bahsediyorsak tribünün borazancıbaşlarından ve kulübün dedelerden temizliği şart!
not: kulübü basamıyor musun? boykot edeceksin arkadaş. mecbur edeceksin adamları sana söz vermeye. yeter renk sömürüsü!
galatasaray 2 senedir ıslahatla yaşatılmaya çalışılıyor. başkan değişiklikleri, teknik direktör değişiklikleri, futbolcu transferleri ile devrim yapılmaz.
büyük galatasaray devriminin iki amacı olmalıdır. aksi durum sadece kısa dönemli uyuşturucudur. bu amaçlar:
a) lisenin basılması ve taraftarın hakettiği söz hakkının alınmasıdır. bakın taraftar yönetsin diyen yok. sadece 3-5 dede 30 milyonluk kulübü babasının malı gibi kullanamaz. kullanacaksa da bilekliği kendisi alsın, tribünde kendisi bağırsın da görelim gözünü!
b) tribündeki asalak yapılanmadan kurtuluş. galatasaray taraftarının sesi olacağına, galatasaray taraftarının forma aşkını sömürerek onu manüpile eden köhnemiş malum zihniyetten kurtuluş.
bundan sonrası taraftarın da fikri alınarak sıfırdan bir futbol düzenlemesi.
başkan seçiminde her taraftarın değil, belli bir maddi yardım yapan taraftarların bir oy olmasa bile yarım oy çeyrek oy hakkının olabilmesi. atla deve değil bakın bu. gayet yapılabilir. passolig gibi bir uygulamayla galatasaray taraftarları 1 oy olmasa da çeyrek oy değerinde ya da belli bir oran değerinde oy kullanarak sesini duyurabilir ve 3-5 dedenin sesini bastıramasa bile kendi sesini duyurabilir. taraftara hesap vermeye gelen bir yönetim esas amaç olmalıdır. yoksa kapalı kapılar ardındaki dedelerin verasetine devam ederiz.
vaatlerine göre gelecek başkanın nacizane benim gözümde yapması gerekenlerin başında futbolcu seçiminde şeffaflık olmalıdır! alt yapıya yöneticilerin akrabalarının çoluk çocuklarının doldurulmasını engellemek olmalıdır! benim fikrimi soracaksanız tercihen alman futbol adamlarından oluşan bir yapıya emanet edilerek türk ahbap çavuş ilişkisinin kökten sonlanması sağlanabilir. altınordu'nun profesyonelliğinin yarısını yapabilsek çağ atlarız inancındayım.
kulübün ekolü taraftarı heyecanlandıran oyun yapısı da belli: prese dayalı hücum futbolu. çocuk yaşlardan itibaren her futbolcu buna göre seçilmeli ve yetiştirilmelidir. hoca seçimleri de buna göre olmalıdır. gelecek topçu da burada yatamayacağını it gibi koşması gerektiğini bilir ona göre gelir.
tabi bunlar benim nacizane görüşlerim taraftarın geneli ne düşünür bilemem. ancak devrimden bahsediyorsak tribünün borazancıbaşlarından ve kulübün dedelerden temizliği şart!
not: kulübü basamıyor musun? boykot edeceksin arkadaş. mecbur edeceksin adamları sana söz vermeye. yeter renk sömürüsü!