33
ali sami yen e gelip güzel güzel maç izleyip takımlarını desteklemelerini istediğim taraftar grubuna sahip takım. bir zeytin dalı uzatalım nedir yani.
bülent ecevit ten gelsin.
bir soyun kanı olmasın varsın
damarlarımızdan akan
içimizde şu deli rüzgar bir havadan
bu yağmurla cömert, bu güneşle sıcak
gönlümüzden bahar dolusu kopsun
iyilikler, hasretler kucak kucak bir havadan
bu sudan, bu tattandır ikimizde de günah
bütün içkiler gibi, zararı kadar leziz
bir iklimin meyvasından koparılmış bir içkidir
bütün bu kötülüklerimiz
aramızda bir mavi sihir
bir sıcak, sımsıcak bir deniz
kıyısında birbirinden de güzel iki kardeş milletiz
türkçenin ferah gönlünce küfretmiş,
olmuşuz kanlı bıçaklı
gene de sevdadır içimizde, bir havadan
önce bir kahkaha çalınır kulağına
sonra rum şiveli türkçeler
o, boğazdan bahseder; sen rakıyı hatırlarsın
kardeş olduğunu sıla derdine düşünce anlarsın
bu da yeni türkü den gelsin
iki kişi iki kıyıda karşılıklı
bakışları gölgeli ince bir hüzünle
aynı rakıyla dumanlı dillerinde aynı şarkı
kim inanır ki düşman olduklarına
memleket aşkının ne dili var ne dini
doğmaya gör o anda yakar yüreğini
komşu olmak bundan böyle yazılmışken alnımıza
gel de ağlama şu düşman halimize
doğduğum ev eski dostlar bizim mahalle
boğaziçi düşlerimi süslüyor hala
şu istanbul eski günlerden kalma bir alışkanlık
bakmayın siz atina'dan geldiğime
bülent ecevit ten gelsin.
bir soyun kanı olmasın varsın
damarlarımızdan akan
içimizde şu deli rüzgar bir havadan
bu yağmurla cömert, bu güneşle sıcak
gönlümüzden bahar dolusu kopsun
iyilikler, hasretler kucak kucak bir havadan
bu sudan, bu tattandır ikimizde de günah
bütün içkiler gibi, zararı kadar leziz
bir iklimin meyvasından koparılmış bir içkidir
bütün bu kötülüklerimiz
aramızda bir mavi sihir
bir sıcak, sımsıcak bir deniz
kıyısında birbirinden de güzel iki kardeş milletiz
türkçenin ferah gönlünce küfretmiş,
olmuşuz kanlı bıçaklı
gene de sevdadır içimizde, bir havadan
önce bir kahkaha çalınır kulağına
sonra rum şiveli türkçeler
o, boğazdan bahseder; sen rakıyı hatırlarsın
kardeş olduğunu sıla derdine düşünce anlarsın
bu da yeni türkü den gelsin
iki kişi iki kıyıda karşılıklı
bakışları gölgeli ince bir hüzünle
aynı rakıyla dumanlı dillerinde aynı şarkı
kim inanır ki düşman olduklarına
memleket aşkının ne dili var ne dini
doğmaya gör o anda yakar yüreğini
komşu olmak bundan böyle yazılmışken alnımıza
gel de ağlama şu düşman halimize
doğduğum ev eski dostlar bizim mahalle
boğaziçi düşlerimi süslüyor hala
şu istanbul eski günlerden kalma bir alışkanlık
bakmayın siz atina'dan geldiğime