• 109
    a spor'da haldun domaç, dr. kubilay ve zeki uzundurukan'ı bir galatasaray taraftarı olarak izlerken sabretmek o kadar zor ki anlatamam. diyeceksinizki izleme kardeşim sinirlerin de sağlam kalır. ama öyle olmuyor. insanlarda futbol bağımlılığı oluşturduktan sonra izleme demek, alkolik olmuş kişiye alkol alma kardeşim demek gibi bir şey.

    zeki uzundurukan'ı bilmiyorum ama (galatasaraylı diyenler varsa da inanmıyorum çünkü adam trabzonlu ve trabzonspor'un kongre üyesi) haldun ile kubilay tam anlamıyla insafsız birer galatasaray düşmanı. bunu gizlemeye çalışıyorlar ama ağızlarını her açtıklarında sızıyor bu düşmanlıkları.

    bir insan neden rakip takıma düşman olur, kin duyar ya da nefret eder. örneğin ben fener aleyhinde tek yorum yapmam. onlardan nefret etmem ve de kin tutmam. sadece galatasaray'ın ülkemde ve dünyada en iyi takımlardan biri olması için uğraşırım, yazarım, söylerim, severim ve elimden geldikçe de maddi destek veririm. onların benim takımım aleyhindeki iftiralarına bile güler geçerim. hatta bu iftira ve nefretlerinin altında yatan patalojik hastalıkları dolayısıyla içten içe biraz da acırım onlara.

    aziz yıldırım'ın, antalya maçı sonrası duyduğu korkunç acıyı yüzünden okumamak imkansızdı. o acının etkisiyle de iftiralarını sıraladı, nefretini kustu. ben samimi söylüyorum aziz yıldırım'a kızmak yerine acıdım. zavallı adam şu yaşında, aslında bir şov olan futbolun içinde cehennem azabı çekiyor.

    ülkemdeki tv spor yorumcularının kahır ekseriyeti fenerli. buna hiçbir itirazım yok çünkü medya patronlarının çoğunluğu da fenerli. ama bu yorumcuların galatasaray'a insafsızca saldırmaları üzücü. inanın birçok yorumcu, adeta galatasaray taraftarını üzmek için konuşuyor. milyonlarca genci üzerek ellerine ne geçiyor bilmiyorum ama allah indinde bunların karşılıksız kalmadığını ve kalmayacağını çok iyi biliyorum.

    bu programa katılan beşiktaşlı yorumcular için de aynı şey geçerli. örneğin bir adnan aybaba var tv em'de. adam elinde hiçbir delil olmaksızın galatasaray'a iftira atıyor, hakaret ediyor, saldırıyor. adnan aybaba'nın programda konuştuklarını analiz etsinler, en az %40'ı sadece galatasaray aleyhinde konuşmalardır. adam beşiktaş'ı falan analiz etmiyor, milyonlarca galatasaray sevdalısı genci üzmek için fitne oklarını salıp duruyor. allah insaf ve şifa versin aybaba'ya. a spor'da oktay derelioğlu'da aynı şekilde.

    ben galatasaraylı yorumculardan, beşiktaş ya da fener aleyhine düşmanca bir yorum duymadım. ama fenerli ve beşiktaşlı yorumcuların kin ve nefret okları hep galatasaray'ın üzerine.

    3 temmuz şike sürecinden sonra, adamlar resmen "radara biz yakalandık" diyerek itiraf ettiler. ama şimdi aklandık diyorlar. uefa disiplin komitesi, uefa tahkim kurulu, cas ve de isviçre federal mahkemesi, hatta türk futbol federasyonu tahkim kurulu şikeye hükmetmiş ve men cezalarını vermiş ama bizimkiler hala yargıtay diyor. yargıtay sadece çeteden beraat verecek. şike konusunu usulsüz dinlemeden kapatacak. bu, tapelerin gerçekliğini değiştirmiyor. tapeler gerçek ama usulsüz dinleme sonucu elde edildiğinden delil olarak kullanılamaz diyor hepsi bu. aslında yargıtay daha önceki kararlarında, usulsüz dinleme sonucu da olsa, ciddi suçlar tesbit edilmişse kamu yararı için ceza verilmelidir şeklinde içtihatta bulunmuştu. ancak bugünkü dengeler içinde yargıtay'ın nasıl karar vereceğini tahmin etmek zor. gerçi kanaatimce verilen kararlar onanacak ama bu vicdanları asla temizlemeyecek.

    sonuç olarak, daha önce de ifade ettiğim gibi, kanaatimce türkiye'de şikeye bulaşmayan kulüp yoktur. bu nedenle fener'in ve aziz yıldırım'ın başka ceza almaları yanlış olur. ama mafyayı, hakareti, küfrü, tehdidi, kaba kuvveti futbola sokan takım asla galatasaray olmamıştır. bunu herkes kabul etmeli.

    1973-1987 arası 14 yıl şampiyon olamadığımız dönemde nice şampiyonluklarımız çalınmıştır. bu ülkede namağlup olduğu halde şampiyon olamamış tek takım galatasaray'dır. hem de iki puanlı sistemde. ama dedim ya galatasaray taraftarı ve yorumcuları bunların üzerinde fazla durmazlar. örneğin, istanbulspor'lu futbolculara dağıtılan ve listesi ele geçirilen bir teşvik pirimi meselesi vardı. bundan da hiç bahsedilmez. varsa da yoksa da malatya'ya giden araba anahtarları.

    neyse çok uzattık. demek istediğim futbol bir show busines. başka takımlara kin ve nefret kusma arenası değil. galatasaray'a saldıranları sağduyuya ve insafa davet ediyorum. özellikle adnan aybaba ve oktay derelioğlunu. sinsi yorum yapan diğer yorumcuları da bundan vaz geçmeye davet ediyorum. hiçbir yorumcu, hiçbir takım aleyhinde konuşup kin kusmamalı. gençleri zehirlememeli. bilgileri varsa onları takımların ve sporcuların yararına sunmalı, bunun ötesine geçip dedikodu yapmamalıdırlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın