40
soğuklar yüzünden motoru bozduğum pazartesi akşamından beri evde hasta yatıyorum (dikkatli yazarlar sözlüğe bir tık daha fazla musallat olmamdan belki anlamışlardır). jeton geç düştü de iki gündür karbonhidrata abandım, sanırım daha iyi gibiyim. neyse, normalde rüyasına maç giren insanları yadırgarım fakat insanın ailesinden uzakta, gurbette tek başına bazen gerçekten de galatasaray'dan başka tutunacak dalı kalmıyor. yatakta mal mal yatıp sözlüğe dadanmaktan, bilal kısa videosu izlemekten bu maç dün gece ciddi ciddi rüyama girdi.
maçın başlarında herhalde burak'la ya da sneijder'le falan bir gol buluyoruz ama hemen arkasından yine saçma sapan bir şekilde yiyoruz. her zamanki gibi bok gibi ve uyuz uyuz oynuyoruz yani tahammül edilecek gibi değil. ben maçtan daha ilk yarıda ümidi kesip başka şeylerle ilgileniyorum. hatta sonra bitti zannedip internete giriyorum falan ama ne göreyim, ikinci yarı daha yeni başlamış, 47. dk falan. hadi diyorum belki bir şeyler değişir ikinci yarında diyerek tekrardan maçı izlemeye koyuluyorum, selçuk inan ile artık en son anlarda bir gol bulup 2-1 kazanıyoruz. 16'da 16 tamam, 15'te 15 geyiği falan işte...
moderatörün rüyası da bu kadar olur amk şuraya yazarken bile sıkıldım hiçbir atraksiyon yok :(
maçın başlarında herhalde burak'la ya da sneijder'le falan bir gol buluyoruz ama hemen arkasından yine saçma sapan bir şekilde yiyoruz. her zamanki gibi bok gibi ve uyuz uyuz oynuyoruz yani tahammül edilecek gibi değil. ben maçtan daha ilk yarıda ümidi kesip başka şeylerle ilgileniyorum. hatta sonra bitti zannedip internete giriyorum falan ama ne göreyim, ikinci yarı daha yeni başlamış, 47. dk falan. hadi diyorum belki bir şeyler değişir ikinci yarında diyerek tekrardan maçı izlemeye koyuluyorum, selçuk inan ile artık en son anlarda bir gol bulup 2-1 kazanıyoruz. 16'da 16 tamam, 15'te 15 geyiği falan işte...
moderatörün rüyası da bu kadar olur amk şuraya yazarken bile sıkıldım hiçbir atraksiyon yok :(