23
satılmayıp herhaangi bir şekilde gönderilse de olur. yeter ki bıraksın bizi.
bir de istanbul inadı ayrı bir mevzu. olmaz ya, oldu da bizim yönetimin gözü döndü, bir şekilde feshetti sözleşmesini. ne yapacak? galatasaray'dan küçük takımda oynamam deyip, büyük talipli bulamaz, istanbul'dan kimse yüzüne bakmazsa 30-31 yaşında emekliye mi ayrılacak?
gerçi fesih bedelini cebine koysa tertemiz yaşar bir ömür ama, futbolu çok erken mi bırakacak yani? istemiyoruz işte. zorlamanın anlamı yok. daha iyi forbet gelsin, sen yedek dur desen trip atacak.
bir de şu "o kadar para alıyor ama o da insan, robot değil ki, duygular var" mevzusu var. bir anonim şirketin yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna baksın. bütün mevzuata hakim değilim ama aşağı yukarı 50 tane sorumluluğu var yönetim kurulu üyelerinin. hatta kendisinin doğrudan etkisi olmasa bile, sırf yönetim kurulu üyesi olduğu için sorumluluğunun gündeme geldiği haller falan oluyor. bu adamlar da ülke şartlarına göre iyi kazanıyor, ama yerine göre köpek gibi stres altındalar. kaldı ki kazandıkları para, burak'ınkinin yanında devede kulak kalır. burak efendi de o kadar para alacak, ama sahada yürüyecek, sorumluluk almayacak, trip atacak. kusura bakmasın, herkesin çoluğu çocuğu var, millet yeri geliyor çocuğunu okutmak için ek işlerde çalışıyor, gece yarıları eve geliyor. futboldan piyasası nedeniyle dünya para kazanmış, aylık 1500 liraya çalışmanın zorluğunu tatmamış, belki tatmışsa da unutmuş olabilir. çok kazandığı için villalarda oturması gerektiğini, kızını 2 yıllık memur maaşı tutarında kreşlere göndermeyi, altına son model arabalar çekmeyi düşünüyor olabilir. ancak, it gibi çalışıp bunları rüyalarında görmeye hali kalmadan eve gelen insanların olduğu bu ülkede ve dünyada bunları dert etmesine karşıyım ben şahsen. hakkı olduğunu düşünsem, bir nebze yine susacağım ama sırf yabancı sınırının böyle bir nimeti kendisine sunması onun bu paraları hak ettiğini de göstermez.
artık yollarımızı ayırmamız imanın şartlarından biri oldu. o derece.
bir de istanbul inadı ayrı bir mevzu. olmaz ya, oldu da bizim yönetimin gözü döndü, bir şekilde feshetti sözleşmesini. ne yapacak? galatasaray'dan küçük takımda oynamam deyip, büyük talipli bulamaz, istanbul'dan kimse yüzüne bakmazsa 30-31 yaşında emekliye mi ayrılacak?
gerçi fesih bedelini cebine koysa tertemiz yaşar bir ömür ama, futbolu çok erken mi bırakacak yani? istemiyoruz işte. zorlamanın anlamı yok. daha iyi forbet gelsin, sen yedek dur desen trip atacak.
bir de şu "o kadar para alıyor ama o da insan, robot değil ki, duygular var" mevzusu var. bir anonim şirketin yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna baksın. bütün mevzuata hakim değilim ama aşağı yukarı 50 tane sorumluluğu var yönetim kurulu üyelerinin. hatta kendisinin doğrudan etkisi olmasa bile, sırf yönetim kurulu üyesi olduğu için sorumluluğunun gündeme geldiği haller falan oluyor. bu adamlar da ülke şartlarına göre iyi kazanıyor, ama yerine göre köpek gibi stres altındalar. kaldı ki kazandıkları para, burak'ınkinin yanında devede kulak kalır. burak efendi de o kadar para alacak, ama sahada yürüyecek, sorumluluk almayacak, trip atacak. kusura bakmasın, herkesin çoluğu çocuğu var, millet yeri geliyor çocuğunu okutmak için ek işlerde çalışıyor, gece yarıları eve geliyor. futboldan piyasası nedeniyle dünya para kazanmış, aylık 1500 liraya çalışmanın zorluğunu tatmamış, belki tatmışsa da unutmuş olabilir. çok kazandığı için villalarda oturması gerektiğini, kızını 2 yıllık memur maaşı tutarında kreşlere göndermeyi, altına son model arabalar çekmeyi düşünüyor olabilir. ancak, it gibi çalışıp bunları rüyalarında görmeye hali kalmadan eve gelen insanların olduğu bu ülkede ve dünyada bunları dert etmesine karşıyım ben şahsen. hakkı olduğunu düşünsem, bir nebze yine susacağım ama sırf yabancı sınırının böyle bir nimeti kendisine sunması onun bu paraları hak ettiğini de göstermez.
artık yollarımızı ayırmamız imanın şartlarından biri oldu. o derece.