3138
burak ve umut gibi düşman başına iki santraforun olduğu takımda iştahlı ve istekli oyununun yokluğu tabii ki aranıyor. fakat benim anlamadığım mücadelesi, profesyonelliği ve "adamlığı"* tartışılmayacak seviyede olsa da neden bu kadar özlendiği. ortada resmen patolojik bir durum var. son sezonunda tüm arzusuna rağmen o kadar çaresiz kalıyordu ki git artık diye bağırıyordum. hülasa karakteriyle büyük topçu olsa da futbolunu pek özlemediğim bir oyuncu. bir açıdan daha seviyorum ama kendisini. hakan şükür'e yetişememiş nesiller için spor ahlakı, hırs, tutku ve profesyonellik nasıl bir şey onu hatırlattı.