4115
kanat oyuncusu profili ayak varyetesi yapıp ince çalımlar atmaktan ziyade ani driplingler üzerine kuruluydu. bu yüzden de çizgilerde oluşan koridorları çabuk, etkili ve göze hitap etmesinden ziyade tamamen sonuca yönelik kullanırdı. güzel ortalar kesip etkili paslar atardı ve koşarak geçemeyeceği isim çok azdı... lakin hem sakatlığı, hem de karaciğer hastalığı yüzünden çabuk yorulurdu ve kanatlardaki hünerini değil 90 dakikaya, tek devreye bile ancak yetiştirirdi. sahada asla ruh gibi gezmez ve mücadeleden kaçmazdı ama bildiğiniz yorulurdu işte, gücü tükenirdi ve o an oyundan alınmasından başka seçenek olmazdı.
ileri uçta da ilginç şekilde etkiliydi ve ceza sahası içerisinde usta bir tek vuruşçu bitirici olduğu gibi kafa toplarında da şaşırtan bir becerisi vardı fakat kenar oyuncusu orijinli olmasından mütevellit, ileri uçta görev yapmak da sadece gol atmaktan ibaret olmadığından bir şeyler hep eksik kalırdı. fizik gücü fena değildi ve kesinlikle sahada kırılgan bir yapısı yoktu ama haliyle rakip defansı yıpratacak kadar kanlı canlı ve de güçlü değildi. kafa toplarında bitiriciliği çok iyi olsa da kafa topu alıp arkadaşlarına indirme konusunda gerçekten etkisizdi. sprinter çalımcı özelliğinden ötürü dar alanda o kadar da maharetli değildi. pas oyununa yatkın yapısından ötürü kanatlarda rahat ederken kalabalık savunma anlayışında kaybolabiliyordu. rakibin göbeği kenarlardan daha iyi marke edildiği için kanatlardan içeri katedip de yaptığı gibi rahat şut atma imkanı bulamıyordu. bu yüzden de rakip ceza sahası içerisinde bazı özellikleri adeta sahada silinirken diğer yönleri ön plana çıkar, yine de bir şekilde takıma katkı sağlardı.
ayrıca çok güzel şut, frikik ve penaltı atardı. hem kronik kasık sakatlığı, hem de karaciğer rahatsızlığı olmasaydı herhalde çok daha iyi yerlerde olurdu. hamit altıntop kadar da usandırdığını hatırlamıyorum ama gerçekten normalin çok üstünde süreleri sakat geçirip bu bakımdan güven konusunda endişe uyandırırdı. yine de karakteri, iş disiplini ve de oyun zekası gibi özellikleri de eklenince herhalde sneijder öncesi ve hagi sonrası tüm taraftarca en çok sevilmiş yabancı oyunculardan biriydi demek yanlış olmaz. hatta muslera'da olduğu gibi başka takım taraftarları arasında bile hayranı çoktu.
sanıyorum ki kendisinin tüm artı ve eksi yönleri bu şekildedir.
ileri uçta da ilginç şekilde etkiliydi ve ceza sahası içerisinde usta bir tek vuruşçu bitirici olduğu gibi kafa toplarında da şaşırtan bir becerisi vardı fakat kenar oyuncusu orijinli olmasından mütevellit, ileri uçta görev yapmak da sadece gol atmaktan ibaret olmadığından bir şeyler hep eksik kalırdı. fizik gücü fena değildi ve kesinlikle sahada kırılgan bir yapısı yoktu ama haliyle rakip defansı yıpratacak kadar kanlı canlı ve de güçlü değildi. kafa toplarında bitiriciliği çok iyi olsa da kafa topu alıp arkadaşlarına indirme konusunda gerçekten etkisizdi. sprinter çalımcı özelliğinden ötürü dar alanda o kadar da maharetli değildi. pas oyununa yatkın yapısından ötürü kanatlarda rahat ederken kalabalık savunma anlayışında kaybolabiliyordu. rakibin göbeği kenarlardan daha iyi marke edildiği için kanatlardan içeri katedip de yaptığı gibi rahat şut atma imkanı bulamıyordu. bu yüzden de rakip ceza sahası içerisinde bazı özellikleri adeta sahada silinirken diğer yönleri ön plana çıkar, yine de bir şekilde takıma katkı sağlardı.
ayrıca çok güzel şut, frikik ve penaltı atardı. hem kronik kasık sakatlığı, hem de karaciğer rahatsızlığı olmasaydı herhalde çok daha iyi yerlerde olurdu. hamit altıntop kadar da usandırdığını hatırlamıyorum ama gerçekten normalin çok üstünde süreleri sakat geçirip bu bakımdan güven konusunda endişe uyandırırdı. yine de karakteri, iş disiplini ve de oyun zekası gibi özellikleri de eklenince herhalde sneijder öncesi ve hagi sonrası tüm taraftarca en çok sevilmiş yabancı oyunculardan biriydi demek yanlış olmaz. hatta muslera'da olduğu gibi başka takım taraftarları arasında bile hayranı çoktu.
sanıyorum ki kendisinin tüm artı ve eksi yönleri bu şekildedir.