8
izahat yapmanın elzem hale geldiği düşünce olduğu görülmüştür.
yeri geldiğinde fbtv'yi bile izledim, izlerim, izleyeceğim. bundan nem kapacak kadar antileşmedik çok şükür. yeri gelir, bazı olayları daha iyi gözlemlemek için fbtv'yi izlemek bile gerekebilir.
bu birinci izahat; bu boykot düşüncesinin, sırf tuttuğumuz takımı mağlup ettiler diye rakip efes'in birasını içmeme çağrısı yapan antu bebelerinin civarında bir çağrı olduğunu düşünebilen ve bu yüzeyselliğiyle üzen, hayal kırıklığı yaratan anlayışa dönük yapılmıştır.
ikincisi; spor kanalı kavramı, sporun yaşandığı ülkelerde, yayıncılık ahlakı taşıyan medya kuruluşları tarafından yürütülebilen bir kavramdır. yayıncılık ahlakı olmadığı müddetçe o kanal allame-i cihan olsa, bağırsak gazından daha kıymetli olamaz, hatta olmamalıdır. olduranların saçı çekilmelidir, otobüste yer verilmemeli, sigarası bittiğinde "buyur hacım" denmemelidir.
yayın ahlakına her şekilde tecavüz edilirken, açıkça bir taraf olduğunu beyan etmeden bel altı vurmak için bilenmiş, bu uğurda herşeyi göze alan cengaverleşmiş bazı "küçük"-büyük ibret örneklerini misafir edip cak cak konuştururlarsa, ben de karşısına geçip "vay anam negzel sipor kanalı, ehiekiehi" dersem , galatasaray formasını maç izlerken giymek bile bana haramdır, samimiyetsizliktir.
her platformda olduğu gibi, spor yayıncılığında da, tarafsız görünen taraflar tehlikelidir. her takım taraftarı, takımıyla ilgili gündemi kendi kanalından izleyeceği gibi, şüpheye düştüğü veya onaya ihtiyaç duyduğu anda "tarafsız" zannettiği kanallara doğru geçişler yapacaktır. bu noktada, tarafsız numarası yapan borazanlar, karmaşa yaşayan taraftar için bir numaralı tehdittir. bu tehditin ortadan kaldırılması için yapılabilecekler kısıtlı zannederek uyuşukluğa düşüp sessiz kalmak, "ihanetle eşdeğer gaflet" gibidir. sessiz kalanın da yeri geldiğinde suç ortağı sayılabileceği unutulmamalıdır.
ben tartışma ve analiz adı altında türkiye'nin en büyük camiasının gözbebeği takıma uydurma sallamalar yapayım, yazıp yazıp oynayayım; hatta ileri gideyim direkt camiayaya da yeri gelirse bodoslama sallayayım, hiç bir fırsatı kaçırmayayım, arada iki tane yabancı maçın gollerini veririm bişey demezler, oturur izlerler. ben bu kanalda ipleri tutanların bu gevrekliğine "olm başka kanal yok" yaklaşımıyla cevap verirsem kendimle kavga ederim. bu cevabı layık görenlere saygı duyarım bak. ama öyle süper bir saygı da duymam.
olan biten bir anlaşılsın da, herkes ne ile mutlu olduğunu tekrar gözden geçirsin diye zahmet edilip bu yazı tuşlanmıştır. yoksa, "bana ne ya" diyecekleri etkileme hedefimiz olmadığı gibi, bu taraflı kanalı hazmetmek gibi kendime layık görmediğim bir davranışı da sözlük kamuoyu öyle takdir etti diye düzenleyecek değilim.
izlemiyorum, izlemeyeceğim. izlemedim diye bir yerim eksik kalacaksa da, vicdanım bu şekilde rahat hissetmenin verdiği fazlalıklar yeter de artar. galatasaray'ımı yerin dibine sokup çıkartmaya çalışanlara, iki maç iki program için prim vermiyorum dediğimde keyifleniyorum. böyle düşünmeyenler yanlış anlamasın, benim vicdanım bu, benim değer yargılarım ve benim anlayışım. kimse benzemek zorunda değil. böyle yapıyorum diye ben de süper bir insan falan olmuyorum otomatikman. benim yoğurt yiyişim diyelim kısaca. yoğurdu benim gibi tercih eden var mıdır ki diye bir bakıştır bunlar.
yeri geldiğinde fbtv'yi bile izledim, izlerim, izleyeceğim. bundan nem kapacak kadar antileşmedik çok şükür. yeri gelir, bazı olayları daha iyi gözlemlemek için fbtv'yi izlemek bile gerekebilir.
bu birinci izahat; bu boykot düşüncesinin, sırf tuttuğumuz takımı mağlup ettiler diye rakip efes'in birasını içmeme çağrısı yapan antu bebelerinin civarında bir çağrı olduğunu düşünebilen ve bu yüzeyselliğiyle üzen, hayal kırıklığı yaratan anlayışa dönük yapılmıştır.
ikincisi; spor kanalı kavramı, sporun yaşandığı ülkelerde, yayıncılık ahlakı taşıyan medya kuruluşları tarafından yürütülebilen bir kavramdır. yayıncılık ahlakı olmadığı müddetçe o kanal allame-i cihan olsa, bağırsak gazından daha kıymetli olamaz, hatta olmamalıdır. olduranların saçı çekilmelidir, otobüste yer verilmemeli, sigarası bittiğinde "buyur hacım" denmemelidir.
yayın ahlakına her şekilde tecavüz edilirken, açıkça bir taraf olduğunu beyan etmeden bel altı vurmak için bilenmiş, bu uğurda herşeyi göze alan cengaverleşmiş bazı "küçük"-büyük ibret örneklerini misafir edip cak cak konuştururlarsa, ben de karşısına geçip "vay anam negzel sipor kanalı, ehiekiehi" dersem , galatasaray formasını maç izlerken giymek bile bana haramdır, samimiyetsizliktir.
her platformda olduğu gibi, spor yayıncılığında da, tarafsız görünen taraflar tehlikelidir. her takım taraftarı, takımıyla ilgili gündemi kendi kanalından izleyeceği gibi, şüpheye düştüğü veya onaya ihtiyaç duyduğu anda "tarafsız" zannettiği kanallara doğru geçişler yapacaktır. bu noktada, tarafsız numarası yapan borazanlar, karmaşa yaşayan taraftar için bir numaralı tehdittir. bu tehditin ortadan kaldırılması için yapılabilecekler kısıtlı zannederek uyuşukluğa düşüp sessiz kalmak, "ihanetle eşdeğer gaflet" gibidir. sessiz kalanın da yeri geldiğinde suç ortağı sayılabileceği unutulmamalıdır.
ben tartışma ve analiz adı altında türkiye'nin en büyük camiasının gözbebeği takıma uydurma sallamalar yapayım, yazıp yazıp oynayayım; hatta ileri gideyim direkt camiayaya da yeri gelirse bodoslama sallayayım, hiç bir fırsatı kaçırmayayım, arada iki tane yabancı maçın gollerini veririm bişey demezler, oturur izlerler. ben bu kanalda ipleri tutanların bu gevrekliğine "olm başka kanal yok" yaklaşımıyla cevap verirsem kendimle kavga ederim. bu cevabı layık görenlere saygı duyarım bak. ama öyle süper bir saygı da duymam.
olan biten bir anlaşılsın da, herkes ne ile mutlu olduğunu tekrar gözden geçirsin diye zahmet edilip bu yazı tuşlanmıştır. yoksa, "bana ne ya" diyecekleri etkileme hedefimiz olmadığı gibi, bu taraflı kanalı hazmetmek gibi kendime layık görmediğim bir davranışı da sözlük kamuoyu öyle takdir etti diye düzenleyecek değilim.
izlemiyorum, izlemeyeceğim. izlemedim diye bir yerim eksik kalacaksa da, vicdanım bu şekilde rahat hissetmenin verdiği fazlalıklar yeter de artar. galatasaray'ımı yerin dibine sokup çıkartmaya çalışanlara, iki maç iki program için prim vermiyorum dediğimde keyifleniyorum. böyle düşünmeyenler yanlış anlamasın, benim vicdanım bu, benim değer yargılarım ve benim anlayışım. kimse benzemek zorunda değil. böyle yapıyorum diye ben de süper bir insan falan olmuyorum otomatikman. benim yoğurt yiyişim diyelim kısaca. yoğurdu benim gibi tercih eden var mıdır ki diye bir bakıştır bunlar.