Hazırlık Maçı
2 - 1
  • 125
    ikinci yarıyı izledim. kendimce analiz yapayım.

    artılar: (o kadar az ki zorlaya zorlaya yazacağım bir şeyler)
    1- telles: takımın kötü performansını yorgunluk olarak açıklamama engel olan adam. çok mu iyiydi hayır, ama hazırdı. ileri geri çalıştı. çok etkili olamadı belki ama sahada ne yaptığını bilen, görevini bilen bir görüntü verdi. hani şu maçı dışardan birine izletseniz, kimseyi tanımasa ve bu oyunculardan hangisi ilk 11 oyubncusudur diye sorsan bir hakan balta, bir telles bir de eray derdi dünkü 2. yarı için.

    2- eray: kendisini hiç sevmem. yeteneksizin önce gideni olduğunu düşünürüm ama dün iyiydi. yalnız şunu atlamamak gerek eray, en kötü olduğu maçta bile karşı karşıya pozisyonlarda kötü olmadı pek. eray' ı kötü yapan uzaktan atılan şutlardı. dün 2. yarıda kaleye öyle bir şut gelmedi ve yan top da gelmedi eray' ın alması gereken. ama eski maçlarda kalede bir boşluk hissi vardı, eray orayı dolduramıyor gibiydi dün ilk defa kalede kaleci var dedirtti, bu hissi uyandırdı, kullandığı aut atışları ve kendisine atılan geri paslar dahil.

    3- hakan balta: bana göre takımın en iyi stoperi. hata yapmadı mı yaptı, hatta gol yiyorduk ama duruşuyla, topu alışıyla ben bu oyunu biliyorum diyor adam.

    4- hamit: yo iyi oynamadı ama şu galatasaray' da top kazanmayı bilen iki adamdan biri, diğeri de melo zaten. topu kazanmak için giriyor rakibe, laf olsun diye değil ve çok seviyorum bu yönünü.

    5- sinan gümüş: topa her dokunduğunda ben futbolcuyum diye bas bas bağırıyor bu adam. kiralanması büyük hata olur. sağ açıkta olcan filan kendisiyle forma rekabetine giremez. olcan' ın çok önünde.

    6- podolski: futbol, iyi futbolcuyla oynanır. adam iyi futbolcu başka bir şey demeye gerek yok.

    celta vigo: evet bir futbol sever olarak hayran kaldım. tam bir takım. ne yapacaklarını, ne oynayacaklarını biliyorlar. 2. yarı biz sadece topun peşinden koşup durduk. defanstan hep pasla çıktılar ve bu paslar gerçek anlamda hazırlık pasıydı bilinçsizce sağa sola atılan paslar değildi.

    eksiler:

    1-jem paul karacan: deli dana gibi koşuyor, ama topla ne yapacağı konusunda hiçbir fikri yok. bende uyandırdığı izlenim şu; form tutsa, süper oynasa en fazla veli kavlak olur. bir saidoo vardı mesela, o da aldığı topu yana verirdi, öyle muazzam bir tekniği, oyun görüşü yoktu ama savunma yapmayı bilirdi. sadece koşarak olmaz o iş. pozisyon bilgin olacak vs. vs. hürriyet göçer' den bir farkı yok karacan' ın.

    2- umut bulut: isterse 20 km koşsun ben bu kadar yeteneksiz bir futbolcu galatasaray' da görmedim. mustafa sarp, barış özbek filan bu adamdan daha tekniktiler.

    3- olcan adın: niyeti iyi, belki sistemli bir takımda bir şeyler yapabilir ama bizde hiçbir şey yapamıyor.

    4- yekta kurtuluş: suç onda değil. zamanında iyi topçuydu. adam eksiltir, dikine giderdi. oynamaya oynamaya formunu, öz güvenini, alışkanlıklarını kaybetti. olabilir, bu yatıyor çalışmıyor demek değil, koskoca torres de bu durumda mesela. o da mı çalışmıyor? hayır, olur bu. kafa olarak bitersen dağılır gidersin, mental çok önemlidir futbolda. ama fark şu ki torres eski torres olmadığından hiçbir büyük takım onu santraforu yapmıyor ama yekta hala bizde. neden? gönderilmesi gerek.

    5- emre çolak: aslında kötü değil, hatta çok da işimize yarar ama beklentimizi düşürürsek. biz istiyoruz ki emre bizim as futbolcumuz olsun hatta sahadaki en iyi 3 oyuncumuzdan biri olsun. olmayacak bu. ama harika bir rotasyon oyuncusu olur. yedekte yekta duracağına emre dursun. çalıma tar, pas, atar, şur atar, top çalar. yeter ki kafa olarak ve fizik olarak hazır tutulsun. ama fazlası da olmaz.

    6- galatasaray defansı: aslında sorun defansta değil galatasaray' da. galatasaray' ın topu rakipten nasıl alacağına dair hiçbir planı yok. sadece oyuncuların bireysel insiyatif kullanarak -belki de hocanın isteğiyle- yaptıkları presler var ama o da sistemli olmadığından, alanlar daraltılamadığından bir halta yaramıyor. celta vigo gibi yetenekleri sınırlı ama takım oyunu oynamayı becerebilen sıradan bir takım bile o presi de, orta sahamızı da çok rahat geçebiliyor pasla. zaten bizim avrupa' da geçen sene o kadar dağılmamızın nedeni bu. biz kollektif oynayamıyoruz ve bu hem savunma hem hücum için geçerli. ne hücumda ne de savunmada bir planımız var. yok eğer bir planımız varsa da uygulayabilen yok. dün celta vigo' da podolski ve sneijder olsaydı maç 4 5 olurdu. adamların her yönü bizden iyi, takım olmak anlamında. tek eksikleri kalite. bizi de ligde şampiyon yapan kalite oldu işte. sneijder, muslera, hamit, melo, sneijder' in oynattığı yasin, chedjou' nun hücum katkısı ve tecrübe... bunlarla şampiyon olduk yoksa takım oyunuyla filan değil. ve korkumuz şu ki bu sene bu kaliteyi arttırmamız gerekirken finansal yönden sıkıntılı olsak dahi jem ve bilal alınmayıp sabri' ye zam yapılmadığında o kaliteyi arttırabilecek bir adamı daha kadroya katabilecekken hocamız başka bir şeyi tercih etti. umarım haklı çıkar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın