3104
kendisiyle ilgili anlaşılmayan, anlaşılamayan bir şey var. çok ama çok basit bir şekilde anlatıyorum ki anlayın artık. bruma ilk geldiğinde, hatta bize daha gelmeden çok yetenekli, becerikli bir oyuncu olduğu büyük bir çoğunluk tarafından (şimdi herkes yazmayayım kesin biri ''ben o zaman da diyordum yeaaa'' diye çıkar) kabul ediliyor muydu? evet. peki ne oldu sonra. ne olduğunu şöyle zaman tünelinde bir inceleyelim. bruma galatasaray kariyerindeki en iyi maçını bana kalırsa 22 eylül 2013 beşiktaş galatasaray maçında oynamıştı fatih terim'in son maçı. ondan sonra terim ayrıldı beşiktaş maçından sonra içerideki 28 eylül 2013 galatasaray rize maçında bruma yardır allah yardırdı öldük keyiften son vuruşları yapamasa da herkes dedi ki bu çocuk çok fena olacak. doğru mu? doğru. sonra mancini geldi. bambaşka bir oyun felsefesi. bruma gibi oyuncular için oynaması çok zor, rakibi geride karşılayan ve set hücumu yapan bir anlayış. yani öyle yükleneyim ileri doğru, kapandığımda da hızı kontratağa çıkayım falan değil. daha sistemli daha yavaş tempolu bir oyun. burası da tamam mı? tamam.
mancini brumadan bir şey daha istedi. dedi ki gel hızını kullan savunmaya da yardım et. öyle çok ilerilerde gezme zaten set oynayacak bu takım. tipik italyan futbolu anlayışı yani. o dönemler sneijder'in bile ne kadar geride topla buluştuğunu hatırlıyorsunuzdur. ama asla vazgeçmedi brumadan. neden sizce? çünkü kumaşı çok ama çok iyi bir oyuncu. avrupa'da takımlar oyuncu yetiştirirken özellikle de bu oyuncular kanat oyuncularıysa, gol atabiliyor mu? sonunu getirebiliyor mu? ya bakmaz. potansiyeline bakar. yaratıcılığına bakar. topla hızına bakar. ve geliştirmek için dört şey yaparlar.
1 - fiziğini güçlendirirler. (öyle sizin dediğiniz gibi ekmek yesin falan değil baya bilimsel yani)
2 - oyun zekasını ve tercihlerini geliştirmesine yardımcı olurlar. ( pas atacağı yerde şut, şut atacağı yerde pas atması gibi yanlışları düzeltirler çeşitli drillerle)
3 - yanına ona ağabeylik edebilecek bir mentor verirler. (bu öyle git sneijder'e yapış öğren falan değil kulüp tarafından sağlanan bir mentör bruma hep yalnız çok yalnız takım içinde farkındaysanız.)
4 - oynatırlar kardeşim. olana kadar. yapana kadar oynatırlar. böyle oyuncular topu sever. maçı sever. yarışmayı sever. nasıl golcüler golle besleniyorsa, böyle adamlar da çalıma, adam geçmeyle, deparla beslenirler.
dönelim sürece. bruma mancini'nin isteklerini yerine kısmen getirmeye başlamıştı. daha kontrollü, daha ayağa oynayan, daha sakin bir bruma izliyorduk. performansı da kesinlikle öyle kötü falan değildi. taa ki o lanet sakatlığa kadar. sakatlığının ardından (ki yabancı bir ülkede futbol oynamak için gittiğiniz bir yerde sakatlanmak ve o süreci geçirmek hele ki genç bir oyuncu için ne kadar lanet bir şey olabilir bilemezsiniz aynısının basketbol versiyonunu kendim yaşadım) rehabilitasyon, ardından oturmuş bir kadroya tekrar kendini kabul ettirme çabası ve teknik direktörünüz prandelli. şaka gibi değil mi?
gittikçe düşen bir galatasaray, bütün diğer oyuncular gibi bruma'yı da aşağı çeken bir teknik direktör ve sonra hamza hoca'nın gelişi. tekrar verilen bir şans ve eski potansiyelini gösterememe durumu. profesyonel olarak spor yapmış yazar arkadaşlar beni çok iyi anlayacaktır. sahada işler öyle fm'deki gibi yürümüyor. işin psikolojisi çok önemli faktör. bruma'ya top geldiğinde rica ediyorum bakın. vücut diline bakın. korkuyor. bekliyor. pas atacak adam arıyor. bize gelmeden önceki ve bizdeki ilk zamanlar beğendiğimiz bruma daha bunu düşünmeden çizgiye inmiş oluyordu hem de en iyi rakiplere karşı. bu korkunun sebebi sakatlık, taraftar baskısı, depresyon ne derseniz deyin ama sorundan ziyade çözümü önemli.
peki çözüm beklediğimiz ülkenin adı ne? türkiye. her karışına taptığım ama içindeki zihniyetlerin yüzyıllarca hiç değişmeyeceğine emin olduğum güzel ülkem. çok uzattım biraz sadede geleyim. bruma yeteneksiz değildir. beceriksiz değildir. ama çok ciddi bir psikolojik durum içerisinde. bunu o bayıldığınız avrupa kulüpleri koşturarak, şut attırarak mı çözüyor zannediyorsunuz? spor psikolojisi nedir? spor psikologları ne işe yarar? türkiye'de bu ne kadar uygulanabiliyor? bunlardan kaçınızın haberi var allah aşkına. ama bir kullanıcı adı, şifre girip ''bruma yeteneksiz, beceriksiz, bir b.k olmaz bundan'' demek daha kolay değil mi? sizin kıstasınıza göre mike tyson şu anda ringe çıksa yeteneksiz boksör beceriksiz boksör öyle mi? performans veremiyor olması yeteneğini engellemez. yok etmez. umarım biraz ama birazcık anlatabilmişimdir. en son bruma için tanım da yapayım. türkiye hariç her yerde parıl parıl parlamaya müsait bir oyuncu. umarım psikolojisine bunu bile engelleyecek kadar tecavüz etmemişizdir.
mancini brumadan bir şey daha istedi. dedi ki gel hızını kullan savunmaya da yardım et. öyle çok ilerilerde gezme zaten set oynayacak bu takım. tipik italyan futbolu anlayışı yani. o dönemler sneijder'in bile ne kadar geride topla buluştuğunu hatırlıyorsunuzdur. ama asla vazgeçmedi brumadan. neden sizce? çünkü kumaşı çok ama çok iyi bir oyuncu. avrupa'da takımlar oyuncu yetiştirirken özellikle de bu oyuncular kanat oyuncularıysa, gol atabiliyor mu? sonunu getirebiliyor mu? ya bakmaz. potansiyeline bakar. yaratıcılığına bakar. topla hızına bakar. ve geliştirmek için dört şey yaparlar.
1 - fiziğini güçlendirirler. (öyle sizin dediğiniz gibi ekmek yesin falan değil baya bilimsel yani)
2 - oyun zekasını ve tercihlerini geliştirmesine yardımcı olurlar. ( pas atacağı yerde şut, şut atacağı yerde pas atması gibi yanlışları düzeltirler çeşitli drillerle)
3 - yanına ona ağabeylik edebilecek bir mentor verirler. (bu öyle git sneijder'e yapış öğren falan değil kulüp tarafından sağlanan bir mentör bruma hep yalnız çok yalnız takım içinde farkındaysanız.)
4 - oynatırlar kardeşim. olana kadar. yapana kadar oynatırlar. böyle oyuncular topu sever. maçı sever. yarışmayı sever. nasıl golcüler golle besleniyorsa, böyle adamlar da çalıma, adam geçmeyle, deparla beslenirler.
dönelim sürece. bruma mancini'nin isteklerini yerine kısmen getirmeye başlamıştı. daha kontrollü, daha ayağa oynayan, daha sakin bir bruma izliyorduk. performansı da kesinlikle öyle kötü falan değildi. taa ki o lanet sakatlığa kadar. sakatlığının ardından (ki yabancı bir ülkede futbol oynamak için gittiğiniz bir yerde sakatlanmak ve o süreci geçirmek hele ki genç bir oyuncu için ne kadar lanet bir şey olabilir bilemezsiniz aynısının basketbol versiyonunu kendim yaşadım) rehabilitasyon, ardından oturmuş bir kadroya tekrar kendini kabul ettirme çabası ve teknik direktörünüz prandelli. şaka gibi değil mi?
gittikçe düşen bir galatasaray, bütün diğer oyuncular gibi bruma'yı da aşağı çeken bir teknik direktör ve sonra hamza hoca'nın gelişi. tekrar verilen bir şans ve eski potansiyelini gösterememe durumu. profesyonel olarak spor yapmış yazar arkadaşlar beni çok iyi anlayacaktır. sahada işler öyle fm'deki gibi yürümüyor. işin psikolojisi çok önemli faktör. bruma'ya top geldiğinde rica ediyorum bakın. vücut diline bakın. korkuyor. bekliyor. pas atacak adam arıyor. bize gelmeden önceki ve bizdeki ilk zamanlar beğendiğimiz bruma daha bunu düşünmeden çizgiye inmiş oluyordu hem de en iyi rakiplere karşı. bu korkunun sebebi sakatlık, taraftar baskısı, depresyon ne derseniz deyin ama sorundan ziyade çözümü önemli.
peki çözüm beklediğimiz ülkenin adı ne? türkiye. her karışına taptığım ama içindeki zihniyetlerin yüzyıllarca hiç değişmeyeceğine emin olduğum güzel ülkem. çok uzattım biraz sadede geleyim. bruma yeteneksiz değildir. beceriksiz değildir. ama çok ciddi bir psikolojik durum içerisinde. bunu o bayıldığınız avrupa kulüpleri koşturarak, şut attırarak mı çözüyor zannediyorsunuz? spor psikolojisi nedir? spor psikologları ne işe yarar? türkiye'de bu ne kadar uygulanabiliyor? bunlardan kaçınızın haberi var allah aşkına. ama bir kullanıcı adı, şifre girip ''bruma yeteneksiz, beceriksiz, bir b.k olmaz bundan'' demek daha kolay değil mi? sizin kıstasınıza göre mike tyson şu anda ringe çıksa yeteneksiz boksör beceriksiz boksör öyle mi? performans veremiyor olması yeteneğini engellemez. yok etmez. umarım biraz ama birazcık anlatabilmişimdir. en son bruma için tanım da yapayım. türkiye hariç her yerde parıl parıl parlamaya müsait bir oyuncu. umarım psikolojisine bunu bile engelleyecek kadar tecavüz etmemişizdir.