8998
şimdi hayranı olduğum felipe melo hakkında bir iki laf da ben edeyim.
türkiye'nin en winner takımı tartışmasız galatasaray'dır. 3 çöp kovası koyup üstüne gs, fb, bjk armalarını yapıştırsak ve o kovaları yuvarlasak üstünden galatasaray olan 1. gelir.
galatasaray bu karakterini yavaş yavaş kaybetmeye başlamıştı. derbilerde iyi oyun oynayamaz olmuştu yavaş yavaş. winner karakterini kaybeden galatasaray 2011 yılında kurulan yeni kadro ile bu karaktere yavaş yavaş geri dönerken bunda fatih terimin katkısı elbette yatsınamaz. ancak saha içine gelecek olursak ;
7 aralık 2011 tarihli fenerbahçe maçının tamamını daha bu sabah izledim. isteyenler için elimde kayıt var. felipe melo denen arkadaşın derbilerde kurduğu psikolojik üstünlüğü tam anlamıyla farketmek isteyen varsa izleyebilir.
şimdi arkadaşlar melo takıma geldiğinden beri henüz ezildiğimiz bir derbi yaşamadık. farklı bir derbi mağlubiyeti görmedik. lugano senelerinde ki sinir harbinden bugünlere gelişi, çubuklu tosun olayından falan hiç bahsetmiyorum bunlar çokca yazıldı zaten. ancak benim anlayamadığım bir nokta var :
nasıl bu kadar kolay gözden çıkarıyorsunuz ? tamam son haftalarda ki hareketleri bence de çok itici beni de soğuttu kendinden. gitmek istiyorsa da gitsin. ancak gitmeli demek, hatta küfürler vs ne demek ? yani nasıl bu kadar nankör olabilirsiniz.
melo bizim son yıllarda futboldan keyif almamızı sağlamıştır. sportif anlamda başarılar, psikolojik anlamda üstünlük getirmiştir. derbilerde kuşları delip durdu adam üstünde galatasaray forması varken yapmayın.
bu adamı herkes yaftaladı. medya, rakipler, hakemler, yönetim. adama sahip çıkan bir biz vardık bizde çektik elimizi eteğimizi.
işin özeti evet sözleşme için kasması vs bana da itici geliyor. ancak o bizim pitbulumuz, melomuz. ona biz sahip çıkmalıyız. gitmek istiyorsa da en güzel şekilde uğurlamalıyız.
türkiye'nin en winner takımı tartışmasız galatasaray'dır. 3 çöp kovası koyup üstüne gs, fb, bjk armalarını yapıştırsak ve o kovaları yuvarlasak üstünden galatasaray olan 1. gelir.
galatasaray bu karakterini yavaş yavaş kaybetmeye başlamıştı. derbilerde iyi oyun oynayamaz olmuştu yavaş yavaş. winner karakterini kaybeden galatasaray 2011 yılında kurulan yeni kadro ile bu karaktere yavaş yavaş geri dönerken bunda fatih terimin katkısı elbette yatsınamaz. ancak saha içine gelecek olursak ;
7 aralık 2011 tarihli fenerbahçe maçının tamamını daha bu sabah izledim. isteyenler için elimde kayıt var. felipe melo denen arkadaşın derbilerde kurduğu psikolojik üstünlüğü tam anlamıyla farketmek isteyen varsa izleyebilir.
şimdi arkadaşlar melo takıma geldiğinden beri henüz ezildiğimiz bir derbi yaşamadık. farklı bir derbi mağlubiyeti görmedik. lugano senelerinde ki sinir harbinden bugünlere gelişi, çubuklu tosun olayından falan hiç bahsetmiyorum bunlar çokca yazıldı zaten. ancak benim anlayamadığım bir nokta var :
nasıl bu kadar kolay gözden çıkarıyorsunuz ? tamam son haftalarda ki hareketleri bence de çok itici beni de soğuttu kendinden. gitmek istiyorsa da gitsin. ancak gitmeli demek, hatta küfürler vs ne demek ? yani nasıl bu kadar nankör olabilirsiniz.
melo bizim son yıllarda futboldan keyif almamızı sağlamıştır. sportif anlamda başarılar, psikolojik anlamda üstünlük getirmiştir. derbilerde kuşları delip durdu adam üstünde galatasaray forması varken yapmayın.
bu adamı herkes yaftaladı. medya, rakipler, hakemler, yönetim. adama sahip çıkan bir biz vardık bizde çektik elimizi eteğimizi.
işin özeti evet sözleşme için kasması vs bana da itici geliyor. ancak o bizim pitbulumuz, melomuz. ona biz sahip çıkmalıyız. gitmek istiyorsa da en güzel şekilde uğurlamalıyız.