Kariyer Sonu2439
başımızdaki teknik direktör ile karşılaştırıldığında sembolik bir yer tutarak kastedildiğini düşündüğümdür.
prandelli italya milli takımı'nı avrupa şampiyonasında final oynatmış, lige eksi puanla başlayan fiorentina'yı şampiyonlar ligi'ne kadar götürmüş, güya tecrübeli, güya iyi bir taktisyen olarak ün salmış bir hoca. zaten başlangıçta çoğunluk da kendisinden bu sebeplerden ümitliydi. ancak gel gör ki galatasaray tarihindeki en kötü teknik direktör performansını sergiledi.
keza kariyerinde önemli başarılara sahip roberto mancini, frank rijkaard gibi isimler veya michael skibbe gibi başarıya aç, farklı tipte hocalar dahi başarılı olamadılar galatasaray'da. hoş ben bu isimlerin başarısızlıklarının tümüyle kendilerine bağlı olduğunu düşünmüyorum, pek çok iç ve dış neden vardı bu durumu körükleyen. ancak galatasaray'ın teknik adam seçimi konusundaki genel başarısızlığı ortaya ciddi manada bir risk çıkartıyor. şu ülkede, şu koşullarda, şu başarıları elde etmiş denilen x bir teknik adamın galatasaray'da, veya geniş anlamda türkiye'de başarılı olacağı, buranın iç dinamiklerine ayak uyduracağı garanti değil. bu da doğrudan doğruya sizin minimum bir yılınızın heba olmasına, harcanan milyonların çöpe gitmesine sebebiyet verebiliyor. "bu kafayla yeni hoca getirmeyelim aq" denebilir ancak benim kastettiğim olay galatasaray yönetimlerinin bu olaydaki beceriksizliği. adamların açık ve net bir şekilde yeterince araştırmıyor getireceği hocaları. durum bu olunca da diyorum ki riskli tercihler yapmak yerine bir süre tutan aşıyla devam edelim.
bakın barcelona'sından, manchester'ından, siirt jetpaspor'una kadar; böyle genç, idare etsin diye getirilip sezonu iki kupayla tamamlama durumu yaratan bir teknik adama sahip çıkılır. en azından bir sezon daha çalışmasına müsade edilir, kontrat yapılır... bu kadar kurcalamaya, düşünmeye gerek yok yani dünyanın her yerinde genel geçer bir durum hakkında.
son olarak; allah belanı versin prandelli.
prandelli italya milli takımı'nı avrupa şampiyonasında final oynatmış, lige eksi puanla başlayan fiorentina'yı şampiyonlar ligi'ne kadar götürmüş, güya tecrübeli, güya iyi bir taktisyen olarak ün salmış bir hoca. zaten başlangıçta çoğunluk da kendisinden bu sebeplerden ümitliydi. ancak gel gör ki galatasaray tarihindeki en kötü teknik direktör performansını sergiledi.
keza kariyerinde önemli başarılara sahip roberto mancini, frank rijkaard gibi isimler veya michael skibbe gibi başarıya aç, farklı tipte hocalar dahi başarılı olamadılar galatasaray'da. hoş ben bu isimlerin başarısızlıklarının tümüyle kendilerine bağlı olduğunu düşünmüyorum, pek çok iç ve dış neden vardı bu durumu körükleyen. ancak galatasaray'ın teknik adam seçimi konusundaki genel başarısızlığı ortaya ciddi manada bir risk çıkartıyor. şu ülkede, şu koşullarda, şu başarıları elde etmiş denilen x bir teknik adamın galatasaray'da, veya geniş anlamda türkiye'de başarılı olacağı, buranın iç dinamiklerine ayak uyduracağı garanti değil. bu da doğrudan doğruya sizin minimum bir yılınızın heba olmasına, harcanan milyonların çöpe gitmesine sebebiyet verebiliyor. "bu kafayla yeni hoca getirmeyelim aq" denebilir ancak benim kastettiğim olay galatasaray yönetimlerinin bu olaydaki beceriksizliği. adamların açık ve net bir şekilde yeterince araştırmıyor getireceği hocaları. durum bu olunca da diyorum ki riskli tercihler yapmak yerine bir süre tutan aşıyla devam edelim.
bakın barcelona'sından, manchester'ından, siirt jetpaspor'una kadar; böyle genç, idare etsin diye getirilip sezonu iki kupayla tamamlama durumu yaratan bir teknik adama sahip çıkılır. en azından bir sezon daha çalışmasına müsade edilir, kontrat yapılır... bu kadar kurcalamaya, düşünmeye gerek yok yani dünyanın her yerinde genel geçer bir durum hakkında.
son olarak; allah belanı versin prandelli.
