847
iskender baydar kendisiyle ilgili harika bir yazı kaleme almış: http://www.iskenderbaydar.com/metinden-utanin/
--- alıntı ---
metin’den utanin
galatasaray’ın üçüncü kalecisi eray işcan’ın son model porsche cipiyle florya zeminine dalıp köpeğini gezdirdiği, sevgilisinin de instagram’da paylaştığı o malum fotoğrafı gördüğümden beri canım sıkkın.
“söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil” modundayım açıkçası.
önce kısa bir anımı aktarıp mevzuya dalayım.
bundan yaklaşık 1,5-2 sene önceydi… florya’nın çim sahalarını yapan ankara merkezli fbk firmasının sahipleri ile metin oktay tesislerinde buluşmuş; çim deyip geçtiğimiz işin ekiminden, bakımına kadar nasıl bir uzmanlık gerektirdiği üzerine konuşmuştuk.
zeminin dümdüz olması futbolcuların sakatlanmaması açısından büyük önem taşıyordu. bu nedenle florya’da çim bakımında kullanılan araçların lastikleri bile avustralya ya da amerika’da bu konuda uzmanlaşmış üreticilerden özel olarak getiriliyordu.
hatırlarsınız; didier drogba’nın ayağında terliklerle poz verdiği ziraat mühendisinden bahçıvanına kadar hayli geniş bir kadro da sabahın köründen akşam karanlığı çökene kadar çimlerle ilgileniyordu.
sohbetimiz bitince, otopark alanına doğru yürüdüm. benim mütevazı otomobilimin arkasında gıcır gıcır bir range rover evoque duruyordu.
güvenliğe “araç kimin” diye sordum.
kaleci eray’ın olduğunu söylediler.
eray o günlerde de tıpkı bugünlerde olduğu gibi neredeyse hiç forma şansı bulamıyordu.
bu anıyı kafamın bir köşesine kaydettim o gün… ilerleyen aylarda da “bu ülkede ya sağ bek olun, ki sol bek de olabilir ya da üçüncü kaleci. birinci seçenekte oynamanız garanti… ikinci seçenekte ise oynamamanız garanti. her halükârda paranız garanti” diye bir yazı yazdım.
haklı da çıktım. oynamayan ve muhtemelen asla oynayamayacak olan eray’ın maaşı yıllık 72 bin liradan 700 bin liraya yükseltildi ünal aysal döneminde ve her yıl 100 bin lira artacak şekilde uzun süreli bir kontrat imzalandı kendisiyle…
bu kadar parayı hiç oynamayan kime verirsen ver kendini sadrazamın bilmem neresi sanır; sahaya aldığı zamla yenilediği cipiyle de girer, tepene de çıkar, sen de sesini bile çıkartamazsın…
ne de olsa adamın elinde kapı gibi kontratı var oynamadan kazanmasına imkân veren…
oysa aynı florya’nın bir başka noktasındaki duvarda “seni buraya getiren yeteneğindir, burada tutacak olan ise karakterindir” yazar.
ve o florya, galatasaray’ı bırakması için önüne konan serveti elinin tersiyle itip “bizi sevenleri üzmeyelim baba” demiş metin oktay’ın adını taşır.
--- alıntı ---
--- alıntı ---
metin’den utanin
galatasaray’ın üçüncü kalecisi eray işcan’ın son model porsche cipiyle florya zeminine dalıp köpeğini gezdirdiği, sevgilisinin de instagram’da paylaştığı o malum fotoğrafı gördüğümden beri canım sıkkın.
“söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil” modundayım açıkçası.
önce kısa bir anımı aktarıp mevzuya dalayım.
bundan yaklaşık 1,5-2 sene önceydi… florya’nın çim sahalarını yapan ankara merkezli fbk firmasının sahipleri ile metin oktay tesislerinde buluşmuş; çim deyip geçtiğimiz işin ekiminden, bakımına kadar nasıl bir uzmanlık gerektirdiği üzerine konuşmuştuk.
zeminin dümdüz olması futbolcuların sakatlanmaması açısından büyük önem taşıyordu. bu nedenle florya’da çim bakımında kullanılan araçların lastikleri bile avustralya ya da amerika’da bu konuda uzmanlaşmış üreticilerden özel olarak getiriliyordu.
hatırlarsınız; didier drogba’nın ayağında terliklerle poz verdiği ziraat mühendisinden bahçıvanına kadar hayli geniş bir kadro da sabahın köründen akşam karanlığı çökene kadar çimlerle ilgileniyordu.
sohbetimiz bitince, otopark alanına doğru yürüdüm. benim mütevazı otomobilimin arkasında gıcır gıcır bir range rover evoque duruyordu.
güvenliğe “araç kimin” diye sordum.
kaleci eray’ın olduğunu söylediler.
eray o günlerde de tıpkı bugünlerde olduğu gibi neredeyse hiç forma şansı bulamıyordu.
bu anıyı kafamın bir köşesine kaydettim o gün… ilerleyen aylarda da “bu ülkede ya sağ bek olun, ki sol bek de olabilir ya da üçüncü kaleci. birinci seçenekte oynamanız garanti… ikinci seçenekte ise oynamamanız garanti. her halükârda paranız garanti” diye bir yazı yazdım.
haklı da çıktım. oynamayan ve muhtemelen asla oynayamayacak olan eray’ın maaşı yıllık 72 bin liradan 700 bin liraya yükseltildi ünal aysal döneminde ve her yıl 100 bin lira artacak şekilde uzun süreli bir kontrat imzalandı kendisiyle…
bu kadar parayı hiç oynamayan kime verirsen ver kendini sadrazamın bilmem neresi sanır; sahaya aldığı zamla yenilediği cipiyle de girer, tepene de çıkar, sen de sesini bile çıkartamazsın…
ne de olsa adamın elinde kapı gibi kontratı var oynamadan kazanmasına imkân veren…
oysa aynı florya’nın bir başka noktasındaki duvarda “seni buraya getiren yeteneğindir, burada tutacak olan ise karakterindir” yazar.
ve o florya, galatasaray’ı bırakması için önüne konan serveti elinin tersiyle itip “bizi sevenleri üzmeyelim baba” demiş metin oktay’ın adını taşır.
--- alıntı ---