841
iyi bir kaleci olmadığını biliyorduk da, adam da değilmiş. eray haberini görünce istemeden de olsa 30 yıl önceye gittim.
--- alıntı ---
daha sonraları kulüp başkanligi yapacak olan alp yalman ve faruk süren, 1984 senesinde jupp derwall'i ikna etmek üzere almanya'ya giderler. dönemin galatasaray başkanı da ali uras'tır.
derwall nuh der peygamber demez. ancak iki genç yönetici de geri adım atmaz. neticesinde en azından türkiye'ye gelip şartları görmeyi kabul eder.
derwall türkiye'ye iner, florya'yı görür görmez oteline geri dönmek ister. florya kum, taş ve çakıldan oluşmaktadir.
ali uras, derwall'i florya'da yönetim katındaki terasa çıkarır ve kulübün bütçesini derwall'in önüne koyarlar. "bu kadar paramız var. kimi transfer etmek istersin?" diye sorar. derwall terastan önlerinde uzanan toprak antrenman sahalarını gösterir. "buralar böyleyken maradona'yı getirseniz ne fark eder?" ali başkan mesajı almıştır. çim saha sözü verir.
otele dönen derwall, sabaha kadar boğazi seyreder, uyuyamaz, ve ertesi gün teklifi kabul eder.
o günlerde florya'yı ziyaret eden gazeteciler gözlerine inanamaz. galatasaray'ın başkanı, ve aynı zamanda bu ülkenin en önde gelen cerrahlarından biri profesör doktor ali uras, gündüzleri dizlerine kadar paçalarını sıvayıp çim sularken, geceleri gözü gibi baktığı çimleri kargalar yemesin diye tüfeğiyle nöbet tutmaktadır...
derwall döneminde gençlerin idman sahaları dahil her yer yeşile dönmeye başlar.
1984-1988 yılları arasındaki derwall'le geçen 4 yıl boyunca, tarihe geçecek başarıların ilk adımlarıyla birlikte avrupalı galatasaray’ın temelleri atılır.
1984'te florya yeşillenir, galatasaray'a güneş doğar.
--- alıntı ---
yaptığı işe bile saygısı olmayan, galatasaray ahlakından bi haber, antrenman sahasına araba sokacak kadar görgüsüz ve karakter yoksunu topçuları, florya çimlerinde görmek istemiyoruz!
--- alıntı ---
daha sonraları kulüp başkanligi yapacak olan alp yalman ve faruk süren, 1984 senesinde jupp derwall'i ikna etmek üzere almanya'ya giderler. dönemin galatasaray başkanı da ali uras'tır.
derwall nuh der peygamber demez. ancak iki genç yönetici de geri adım atmaz. neticesinde en azından türkiye'ye gelip şartları görmeyi kabul eder.
derwall türkiye'ye iner, florya'yı görür görmez oteline geri dönmek ister. florya kum, taş ve çakıldan oluşmaktadir.
ali uras, derwall'i florya'da yönetim katındaki terasa çıkarır ve kulübün bütçesini derwall'in önüne koyarlar. "bu kadar paramız var. kimi transfer etmek istersin?" diye sorar. derwall terastan önlerinde uzanan toprak antrenman sahalarını gösterir. "buralar böyleyken maradona'yı getirseniz ne fark eder?" ali başkan mesajı almıştır. çim saha sözü verir.
otele dönen derwall, sabaha kadar boğazi seyreder, uyuyamaz, ve ertesi gün teklifi kabul eder.
o günlerde florya'yı ziyaret eden gazeteciler gözlerine inanamaz. galatasaray'ın başkanı, ve aynı zamanda bu ülkenin en önde gelen cerrahlarından biri profesör doktor ali uras, gündüzleri dizlerine kadar paçalarını sıvayıp çim sularken, geceleri gözü gibi baktığı çimleri kargalar yemesin diye tüfeğiyle nöbet tutmaktadır...
derwall döneminde gençlerin idman sahaları dahil her yer yeşile dönmeye başlar.
1984-1988 yılları arasındaki derwall'le geçen 4 yıl boyunca, tarihe geçecek başarıların ilk adımlarıyla birlikte avrupalı galatasaray’ın temelleri atılır.
1984'te florya yeşillenir, galatasaray'a güneş doğar.
--- alıntı ---
yaptığı işe bile saygısı olmayan, galatasaray ahlakından bi haber, antrenman sahasına araba sokacak kadar görgüsüz ve karakter yoksunu topçuları, florya çimlerinde görmek istemiyoruz!